gittik, aldık, geldik...
*açıkçası maçtan önce içimde ufak da olsa bir çekince vardı; ya işi burada bitiremezsek, ya seri tekrar bandırma'ya taşınırsa diye. bu çekincemin kaynağı ne takıma olan inançsızlık veya güvensizlik ne de başka bir şeydi. tek sebebi vardı:
hakemler. malum bayan basketbol final serisinde şampiyonluğu elimizden söküp alan hakem
* görevlendirilmişti. bu bile başlı başına
komplo teorisi üretme sebebiydi benim açımdan. çok şükür ki sandığımızdan da kolay bir zafer aldık.
topkapı'dan zeytinburnu minibüsüne binmem ile trafiğin kilitlenmesi bir olmuştu. salona doğru giden yoldaki 5 arabanın 4'ünde sarı kırmızı tişörtlü insanlar vardı; taraftarımız salona akıyordu adeta. o an dedim kendi kendime; bugün bu salon full çeker. öyle de oldu, 11 bin civarında taraftar vardı sanıyorum.
ziyafet için tüm gerekenler hazırdı, yemeği yapmak da
yenilmez armada'ya kalmıştı.
ilk çeyrekte ağır bir darbe indirmiştik bile; 30-14 gibi ezici bir üstünlük kurmuştuk henüz ilk 10 dakikada. bunun devamı da ikinci çeyrekte gelmişti ve banvit gibi bir ekibi 10 dakikada 5 sayıda tutmayı başarmıştık. ilk yarı skoru 55-19...(bkz:
wtf) zaten sonrasında maçı koparmanın getirdiği rehavet ile tribün şovlara başlamıştık bile. bu sezon içerisinde en iyi tribünü fenerbahçe ile abdi ipekçi'de oynadığımız maçta
* görmüştüm banvit serisine kadar. daha sonra
banvit ile oynanan 3. maçta
* bunu bir üst basamağa taşımıştık, bu maç ile birlikte de bana göre sezonun en iyi performansına imza attık tribün olarak. (yazar burada fenerbahçe ile oynanacak final serisi maçlarında daha güzelini umuyor)
ali sami yen'de duymaya alışık olduğumuz
sarı kırmızı şampiyon cimbom tezahüratı salona taşınmıştı, allah'ım ne büyük bir mutluluktu o an. finale çıkmanın getirdiği gururla da ufaktan fenerbahçe'ye taş atmaya başlamıştık.
**güzel başladık, güzel bitirdik.
oktay mahmuti ve
yenilmez armada'nın her bir oyuncusuna sonsuz teşekkürler bu gurur için.
final serisinde de yalnız bırakmayacağız onları!!!
not:
son bir selam da devre arasında
galatasaray sözlük grubu içerisine karışan ne olduğunu ikinci yarı boyunca anlayamadığım
* yabancı maddeye;
arkadaşım, sağlığın yerinde mi? geldin, daldın aramıza. 3 kişilik yer kaplıyorsun mübarek. biraz çevrene saygılı ol, empati kur, acaba ben buraya geldim rahatsızlık verir miyim diye. bu ne kendini bilmezlik, bu ne lahana turşusu! zaten senin üzerime yıkılmandan ötürü sol ayak bileğimi burktum, hala acısını hissediyorum. ayrıca o demirin üstüne çıkmana laf etmem de demirin üstünde zıplamak nedir arkadaşım ? zafer sarhoşluğu da bir yere kadar. ikinci yarı boyunca bize verdiğin rahatsızlığın karşılığını da (kendi kontrolsüzlüğün de olabilir) maç sonunda o demirden aşağı düşerek aldın. belliydi yani, kendi sonunu kendin hazırladın.
kendisi şu resimde ermal kuqo'nun kafasının arkasındaki beyaz kıyafetlidir:
http://cdn.galatasaray.org/...5059__finaldeyiz.jpg edit: resim