• 301
    giriş-gelişmeden ziyade sonucun çok daha önemli olduğu bir maçtı bizim açımızdan zira en dişli rakiplerinden biri puan kaybetmiş diğeri kesin yener diyemiyorsun bu bağlamda nasıl gelirse gelsin 3 puan gelmeliydi en nihayetinde de geldi.

    ilk devreden ikinci devreye farklı iki oyun izledik. ilk yarıda konyasporun aşırı tedbirli oynamasının da bizim bu oyunumuzda büyük payı var.ilk 10-12 dakika standart oyunumuzu kabul ettirmeye çalıştık ancak denediğimiz çeşitli hücum varyasyonlarına rağmen konyanın 6 kişilik savunmasını bozamadık.bu da bizim hücum yönündeki direncimizi kırdı ve devre sonuna kadar -gerçi selçuk/rodrigues değişikliği ile farklı olacağımız izlenimini gördük- daha sakin bir oyun anlayışı izledik.

    ikinci devrenin başlamasıyla; konyanın hiçbir şekilde hücum yapmayı düşünmediğini iyice anladığımızda, fernandonun sapasağlam duruşu ve selçuğun delici uzun topları gomisin acı veren bitiriciği ile buluşunca maçı lehimize çevirip 3 puanı aldık.

    derbi öncesi naçizane görüşüm belhanda feghouli ikilisinin gomisle olan pas bağlantılarına önem verilmesi.bu ikili (çıkmadan önce rodrigues de dahil) maç içerisinde inanılmaz sayıda kanat/yer değiştirdi.bu rakip takımın savunma düzenini bozuyor olabilir ama bu maç özelinde bizim hücum dengemizi daha çok bozdu. tolganın derbide ilk on bire girmesi ile daha efektif hücum oyunu oynayabileceğimizi düşünüyorum.

    yolumuz açık olsun.
  • 302
    kesinlikle vasat altı futbolla galip gelindiği sebebinin ise milli takım dönüşü olması, oyuncuların bireysel performans düşüklükleri ve atmosferden kaynaklanan konsantrasyon eksikliği olarak düşünmekteyim. milli maçlara giden futbolcular ile gitmeyen futbolcular arasındaki performans farklılıkları çok dikkatimi çekti. özellikle böyle seyir zevki düşük, atmosferin kötü ve konsantrasyonun düşük olduğu maçlardan galip gelmek çok önemli şampiyonluk yolunda.

    düzeltme: yazım hatası.
  • 304
    milli takım dönüşü seyircisiz bir maç... çok önemli bir cümle, hem milli maç için verilen iki haftalık aranın hem de seyircisiz oynanan maçın getirdiği bir konsantrasyon kaybıyla başlıyorsun oyuna, bu tarz ortamlar kaliteli futbol oynayan takımların aleyhinedir ve oyuncu grubunu alışmış oldukları düzene tekrardan adapte etmek, taktiksel varyasyonların fazla olduğu teorik kısmı yeniden ezberletmek, dahası motive etmek oldukça zordur. bu hafta avrupa'da çoğu büyük takım da puan kaybı yaşadı, yaşayacak. manchester united, juventus gibi puan kaybetme oranı çok düşük takımlar bile puan kaybetti milli ara dönüşlerinde bahsettiğim etkenlerden dolayı. işte tüm bunlar nedeniyle gerçekten zor bir maç bizi bekliyordu.

    maçın başlamasıyla da ilginçtir feghouli ve rodrigues'in kanat değil de belhanda ile birlikte forvet arkası gibi oynadığını gördük. (bu tercihe ayrı bir parantez açacağım) haliyle o bölgede inanılmaz bir sıkışıklık oluştu ki bu da pozisyona girmekte sıkıntılar doğurdu bizim adımıza. ilk yarı boyunca aynı dizilimde devam etti takım. yine aynı şekilde ilk yarı boyunca pozisyon bulmakta da zorlandık. ortada bir futbol, sahaya sıkışık dizildiğimiz bir oyun kurgusu, sıkışık dizilmenin sonucu olarak yaratıcılık sorunumuz sonunda sona eren bir ilk yarı izledik. ikinci yarı önceki haftalarda tercih ettiğimiz kurguya daha yakın bir şekilde başladık. sahayı enlemesine daha geniş kullanarak konyaspor takımının savunma hattını uzatıp oyuncuları arasındaki mesafeyi arttırdık. böylelikle daha fazla pozisyon yaratma imkanımız oldu ve pozisyonlar da bulduk. ufak bir bocalama evremiz dışında art arda gelen ataklar, hücum sürelerimizin uzadığı bir periyot sonucunda da golü atarak bir bakıma yorgun rakip takımın fişini çekmiş olduk. sonrasında da malumunuz gomis'in müthiş ikinci golü...

    oyuncu değişiklikleriyse olması gerektiği gibiydi. rodrigues muhtemelen sakatlık sonucu oyundan alınsa da yerine giren selçuk ilginç şekilde maçı çevirmemizde çok büyük pay sahibiydi. yine eren ve serdar değişiklikleri de yapılabilecek en doğru tercihlerdi.

    notlar halinde birkaç şeye değinelim, en sona feghouli- garry'nin forvet arkası oynatılması tercihini bırakmak istiyorum.

    1) savunmada çok iyiyiz ama bu tesadüfi de değil. oyuncularımızın duruşlarına dikkat ettiğimiz taktirde bunun çalışılmış, taktiksel bir düzen olduğu çok net görülebiliyor. mesela bakınız burada geçen sezon oynanan 4-0'lık başakşehir galatasaray maçında yediğimiz ilk golde savunmamızın duruşu: https://i.hizliresim.com/NOk3mL.png
    sağ bek almış başını gitmiş, stoperlerin ne durduğu yer doğru ne konum olarak uyumları, sol bekimizse yine hem yanlış yerde duruyor hem de gereksiz geride kalarak ofsaytı bozuyor. kısacası felaket düzeyde kötü bir savunma duruşudur bu.

    bu maçtaki gomis'in attığı ikinci gol öncesi, konyaspor atağında savunmamızın duruşuna bakacak olursak: https://i.hizliresim.com/jQBLk9.png , neredeyse simetrik bir dizilim görüyoruz. geçen senenin aksine rakip atak yaparken beş kişi yan yana diziliyor ve önlerine de üç oyuncumuz birbirine paralel şekilde yerleşiyor. fernando iki stoperin arasında boşluk kapatıyor, ön ve arka hattın ikisi de biri önde biri arkada mehter takımı gibi değil ip gibiler. müthiş bir düzen söz konusu. dolayısıyla takım olarak savunmamız üst düzeyde oluyor. hani tudor taktik falan bilmiyor ya, bu fark teknik direktörden kaynaklı bir taktik tercih değil de ne taktik tercih? set örme mi?

    2) bazı maçlarda forveti çiftlemeyi de öğrenmemiz gerekiyor. şu ana kadar harika gitmiş, forveti çiftlemeye ihtiyaç duymamış olabiliriz ama yeri geldiğinde lazım olabilecek varyasyonlardan biridir bu. konya maçı özelinde değil belki ama özellikle arena'da farkı ikiye çıkarttığımız maçlarda gomis- eren ikilisini beraber oynayabilecek uyuma kavuşturmak gerek.

    3) konya gibi hızlı kontraya çıkabilen bir takıma biz hücum ederken dahi net pozisyon vermememiz doğru alan parselizasyonumuzun ve zone press'imizin önemli bir sonucu. ligte de avrupa genelinde de bu işi en iyi yapan takımlardan biriyiz. tıpkı ilk maddede olduğu gibi bu durumun da teknik direktör adına bir taktiksel beceri olduğunu söylemeden geçmeyelim.

    4) yine yeni yeniden, bir rakip takım daha, gole ihtiyacı olduğu anlarda pilinin bitmesi sonucu hücum edemedi. edecek derman bulamadı. belki bunu her maçta söylüyorum ama yeteri kadar fark edilmediğinden söylemek de gerekiyor. sahada ortaya böyle bir tablo çıkınca herkes zannediyor ki rakip çok kalitesiz. hayır efendim, bizzat galatasaray'ın fizik gücünden kaynaklı bir olay bu. rakibi press ve pas oyunumuzla o kadar yoruyoruz ki maçların sonlarında rakip gole ihtiyacı olsun olmasın koşacak derman bulamıyor. kondisyon ne güzel şey!

    5) gomis maçı %100 pas isabet oranıyla tamamladı. iki gol atmasının yanı sıra attığı 10 pasın da isabetli olması ve iki şut pası vermesi çok güzel. fernando tam 116 kez topla buluşarak bu alanda olağanüstü bir veri yakaladı. 6 kez top kapma, 7 ikili mücadele kazanma, 4 top uzaklaştırma ve 3 pas arası istatistiği de cabası. attığı 97 pasın 93'ünün isabetli olmasıysa korkunç...

    gelelim feghouli- garry meselesine.

    maç boyunca anlam veremedim bu tercihe aslında. ilk defa da tudor hocam için ''çok kötü tercihte bulundu'' dedim içimden. maç bitince de ulan dedim bu adam neden durduk yerde böyle bir şey yaptı. epey sonra dank etti kafama, acaba konya takımının savunma önüyle ilgili bir zaafını mı fark etti dedim yine kendime. baktım konya takımının maçlarına, hakikaten savunma önlerinde bir acayiplik var. beşiktaş maçlarında o bölgeyi boş bıraktıkları çok net görülüyordu da sezon boyunca bu zaaflarını sürdürdüklerine dikkat etmemişim. meğer konyaspor takımının savunma önündeki bölge sezon boyu en karışık oldukları, en dağınık ve savruk oldukları bölgeymiş.

    konya takımının ortalama pozisyonları:

    a) 9 eylül 2017 atiker konyaspor alanyaspor maçı (sol taraf konyaspor savunması): https://i.hizliresim.com/8N8lOV.png

    b) 18 eylül 2017 beşiktaş atiker konyaspor maçı (sağ taraf konyaspor savunması): https://i.hizliresim.com/vJZgGR.png

    c) 23 eylül 2017 atiker konyaspor akhisar maçı (sol taraf konyaspor savunması): https://i.hizliresim.com/V3El1n.png

    görüldüğü üzere hep o bölgeyi boş bırakmışlar, dağınık dağılmışlar. tudor da bu zafiyeti fırsata çevirmek adına rakip takımın savunma önünü üç oyuncuyla doldurarak daha fazla pozisyona girer, daha fazla boşluk bulurum diye düşünmüş olacak ki maça malum kurguyla başladı. bana kalsa böyle bir tercihte bulunmazdım orasını ayrı tutuyorum ama en azından tudor'un hamlesinin saçma olmadığını da söylemek gerek. planın tutmamış olması bir kenara teoride gayet mantıklı bir plan olduğu da bir gerçek. dediğim gibi bana kalsa böyle bir risk alıp oyunu sıkıştırmazdım ama tudor hocam mantıklı bir hamlede bulunmuş.

    şükür bitti yahu, bekledik bunu çok bekledik. *
  • 305
    ali turan sen ne çirkin, ne kötü bir futbolcusun ya. resmen niçin yabancı sınırı olmaması gerektiğinin vücut bulmuş hali. mimikler, yetersizliği, ağırlığı... yabancı sınırı olunca bunlar milyon eurolara 3 büyüklere transfer oluyor! ilk yarı gomis'e faul yaptı. döndü arkasını giderken top kafasına çarptı falan. komedi resmen. penaltı yaptırdı. gitti son dakika kafayla kendi kalesine gol atacağım diye uğraştı. yıllardır kimlerin yerine oynuyor bunlar kim bilir.

    gomis niye 80'de çıktı? 10 dakika az mı? bir de eren girdi. 90'da karşı karşıya kaçırdı. ultraslan sen ne ninnici çıktın. marş diye arabesk ninnilerinizden ne çektik be. top rakipteyken ıslıkla. bizdeyken "rerererarara" yap. arada da "sarı-kırmızı şampiyon cimbom" yeter.

    milli maç arası futbolun katili. hakem ince ince doğradı galatasaray'ı. ilk yarı önce fofana'nın elle temasına verilmeyen sarı kart, ardından denayer'in tertemiz kazandığı topta, çok uygun pozisyondayken faulle kesilen önemli atağımız... penaltıda kırmızı kart çıkmaması... ilk golden hemen sonra verilmeyen korner...

    ben tarihçiyim. yapılan hataları unutamam. üstünü çizdiğimi affedemem. geleceği inşa etmek için, geçmişten dersler çıkarılması gerektiğine inanırım. selçuk konusunda bir çoğunuz gibi iyimser olamam. bu halinizin ne kadar yanlış ve üzücü olduğunun farkında bile değilsiniz! yıldızlarla dolu bir takımda, alt tarafı bir lig maçı oynadı diye sanki tüm yanlışlarını sildiniz. toplumsal hafızamız felaket.

    selçuk siciliyle benim için her zaman tam bir kazma, çöp. onun yerine koray oynasa daha iyiydi. pohpohlayıp durmayın şunu! aynı hataya serdar'da da düşüldü. denayer varken serdar el bombası. o kadar kaliteli futbolcunun arasında böyle bir iki kazma ligde idare edersin. ama bu işler şampiyonlar ligi'nde yemez, olmaz. alt tarafı konya, kasımpaşa, osmanlıspor falan yeniyoruz. avrupa'da başarı için herkesin kusursuz olması lazım. yedeklerin de!

    iyi ilk 11 futbolcularımız var. iyi takımız. her maçı kazanacak değiliz. kazma selçuk antalya'da, frikileri maicon'a bıraksa şimdi 8'de 8 yapmıştık. milli maç arası, boş tribünler, çöplerin varlığı kötü oyunun nedeni. yeni takımız. tudor ve futbolcuları, çöp ve kazmalar hariç gömmek doğru değil. akıllarda gelecek hafta oynanacak fenerbahçe maçı da vardı.

    yedek kulübemiz aynı anda hem yerel lig, hem şampiyonlar ligi için yetersiz. çöpler gönderilmez, yabancı sınırı da gelirse, iyi yabancı futbolcular transfer edilmezse gelecek sezon zor geçer. zaten şu an kaliteli türk futbolcusu 3-5 taneyi geçmez. olası bir yabancı sınırı kuralı bizi ve türk futbolu'nu çok bozar. tüm takımların taraftarları olarak, bu faşistliği kabullenmeyip sosyal medyada organize olmak çok önemli.

    maçın özeti: takımlarımız 11 tane gomis ile oynayabilecekken, ali turanlar oynasın diye yabancı sınırı koymanın cezasını, ülke futbolu var olduğu günden beri çekmiştir.

    #yabancısınırınahayır
    #yabancısınırıfaşistliktir
  • 306
    iyi oynamadığımız maç. ancak kötü oynayarak kazanmak şampiyonluğun alametlerinden biridir zaten.

    maicon ve gomis yine sahanın en iyileriydi. gomis'i topla çok buluşturamamıza rağmen adam ikinci golü resmen tek başına attı.

    selçuk'un da uzun süre sonra iyi oynaması beni sevindirdi. sahanın maicon ve gomis ile beraber en iyisiydi. takımda orta alanda iyi yedek eksikliği vardı zaten; iyi oldu performans artışı. inşallah böyle devam eder.

    yine de oyun maalesef iyi değildi. kazandığımız zaman da eleştirmeliyiz ki önlem alınsın. denayer'e çok iş düşmedi ama zaten stoper tandemi dediğin uzun süre birlikte oynamalı. serdar-maicon şu ana kadar iyilerdi, bozmak gereksiz. beklerden de latovlevici maalesef yetersiz. defansif anlamda kötü, ofansif etkisini de göremedik daha. takıma alışma süresi de hala sürüyor, acımasızca eleştirmeyeyim ama ilk izlenimlerim ancak yedek olacağı yönünde. belhanda maalesef gene kötüydü. diğer herkes hemen hemen bilindiği gibiydi.

    tudor'un da erkenden rodrigues <-> selçuk değişikliğini teknik olarak doğru bir hamle görmüştüm ve takdir etmiştim. bu kadar kapalı alanda rodrigues yerine oyunu pasla açabilecek biri daha mantıklıydı. her ne kadar teknik olarak doğru bir hamle olsa da pratikte selçuk'un verilen görevi yerine getiremeyeceğini düşünüyordum ki beni son derece utandırdı. yine selçuk'u tebrik edeyim. bu hamle ile tudor'u da tebrik ederdim ama rodrigues arka adalesinde zorlanmadan çıkmış dendi maçta, o yüzden tebrik etmiyorum * sonra ki serdar hamlesi de gereksizdi; şaka maka bir sarı kart yese haftaya yoktu. gomis'i çıkaracağına da belhanda'yı çıkarsa daha iyiydi ama bu değişikliği çok eleştirmiyorum.

    aslanlarımızı tebrik ederim tekrar.
  • 310
    futbol yorumcularının(!) tudor'un ilk yarı 3'lü defans oynattığı ikinci yarı hatasından dönüp 4'lüye döndüğü iddia ettiği maç.

    mariano - denayer - maicon - lato - n'diaye - fernando futbolcu grubunu 3lü defans olarak nasıl dizdiler bir türlü anlayamadığım için futbol izlemeyi bırakmaya karar verdim. seyredebileceğim daha basit bir spor dalı öneren arkadaşlar olursa memnun olurum.

    tişikkirler.
  • 311
    maçtan önceki girdimde, milli aranın takımı etkileyebileceğini söylemiştim, maalesef yanılmadım. ndiaye, feghouli, belhanda ve rodrigues hiç tempo yapamadılar. tolga da olmayınca eforlu oyunumuzu ortaya koyamadık. ancak dikkat çekmek istediğim bir başka nokta var. futbol sadece ofansif oyunla ve tempoyla oynanmıyor, ki zaten isteseniz de her maçı tam saha presle götürüp kazanamazsınız. özellikle tüm sezonu istikrarlı ve başarılı devam ettirebilmek için set oyununu da defansif oyunu da iyi oynamak gerekiyor. bu sezon özellikle maicon ve fernando'nun hamle zamanlaması ve fizik gücü sayesinde çok iyi defansif performanslar sergiliyoruz. özellikle büyük maçlarda bunun faydasını ziyadesiyle göreceğimizi düşünüyorum.
  • 313
    nişanımın olduğu gün oynanan maç. maç tarih ve saatleri açıklandığında bir yolunu bulup tarihi değiştirmeliyim dedim. baktım tarih değişmiyor saati değiştirip 15.00'a aldım nişanı. herkes demiş, bu adam maç için mi değiştiriyor saati ? kayınpeder bozulmuş biraz ama bizim sevdamız çok büyük. hanımın sakinleştirdiğine dair söylentiler mevcut ama ben o kısmı ile hiç ilgilenmedim. maça yetiştim mi? yetiştim. bir de üstüne maçı kazandık. hem de yanlış hatırlamıyorsam kendimizi fazla sıkmadan kazandık. daha ne olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın