801
başta futbolcularımız olmak üzere kendi değerlerini yiyerek beslenen, daha doğru tanımla en önemli besini kendi değerleri olan bazı galatasaraylıların, huzur ve sükun ortamında, tarihimizde ilk kez bu kadar uzun süre yaşadığımız galibiyet serisinin en keyifli günlerinde sardığı genç, gelecek vaat eden futbolcumuz.
daha 19 ağustos 2022’de okan hocadan ümit kesip 8 ocak 2023’te “okan buruk’la şampiyon olacağız” diyebilen ruh halinin yanında yusuf’un istanbul’a indiğinde gördüğümüz 5 karış (!) suratı çok daha sevimli ve samimi geliyor.
802
gözden çıkarılan berkan kutlu'dan, barış alper'den bile verim alan okan hoca kendisini kadroya bile almıyorsa kendini sorgulaması gereken oyuncu.
804
bu çocuk 1 sene önce barcelona gibi bir kulüpte şakır şakır oynuyordu arkadaşlar. son 1 senede yaşadığı iniş çıkış ve ortam değiştirmeler 19 yaşındaki bir çocuk için kolay süreçler değil. adam 18 yaşında barcelona'nın kısa bir dönem de olsa ilk 11 oyuncusu olmuş bir futbolcu. çocuk son 1 senesini belli ki sıkıntılı geçirmiş ve elit bir potansiyeli olduğu da açık. mental olarak açıldı mı gerisi çorap söküğü gibi gelecektir. kendisi tutmasa bile böyle bir potansiyeli 6 milyon euroya türkiye'ye getirebilmek de iyi bir iştir ve denenmesi de transfer politikasında nasıl bir gelişme içerisinde olduğumuzu gösterir. böyle 3 futbolcu alsan en kötü birisini uçuk fiyata satarsın biri uzun süre 11 oyuncun olur biri de tutmaz her türlü kâra girmiş olursun. o yüzden bu tarz transferlerin devamının gelmesi de elzemdir. tutsun veya tutmasın.
805
mental ve fiziksel olarak hiç iyi durumda olmayan yetenekli oyuncumuz.
yusuf'un sorunu fiziksel olmaktan çok, psikolojik gibi duruyor. kendisi doğduğundan beri avusturya'da ailesiyle birlikte kalıyor. kendisini avusturya takımlarında kanıtladı ve o ülkenin vatandaşı olarak milli maçlara çıkıyor. rapid wien takımından barcelona'ya transfer olduktan sonra da kalıcı olamamış ve 6 ay sonra ülkesine geri dönmüş. galatasaray gibi türkiye'nin en büyük kulübü kendisine teklif yaptıktan sonra yeni bir meydan okuma ve bilindik topraklar diye kabul etti ama muhtemelen işler istediği gibi gitmedi. yani bu çocuk açık bir şekilde aile özlemi çekiyor ve bu da onun performansına yansıyor. sakatlıklarının bile psikolojik olduğunu düşünüyorum. tamam, futbol profesyonellik gerektirir ama işte her bünyede aynı etkiyi göstermiyor.
tabi bu benim yorumum ama bence doğruluk payı çok yüksek. yüksek yatırım yaptığın böylesine yetenekli bir oyuncuyu etten püften sebeplerle kaybetmemek gerekiyor. psikolojik destek mi verilir, aile ortamı mı sağlanır bilmiyorum ama bu çocuğu mutlaka kazanmalıyız. kazanmak için de eleştirmek yerine, sonuna kadar destek vermeliyiz!
806
sahada süre almaya başladıktan sonra iyi ya da kötü diye eleştirilmesi gereken futbolcudur. kendisi oldukça yetenekli bir isimdir. takımımıza geldiğinde eski kulübünün taraftarları twitterdan adeta isyan etmişlerdi. bayılıyoruz ezbere konuşmaya. forma şansı bulduğunda en güzel şekilde değerlendirmesini gönülden istediğimiz, kulübümüzün en önemli yatırımlarından olan genç futbolcudur.
807
arda guler isimli balondan cok daha yetenekli olan genc futbolcumuzdur.
808
emre mor transferini andıran bir gidişatı var.
809
performansına, kalitesine dair nasıl bu kadar kesin hüküm veriliyor anlamıyorum.
3-4 maç 45dk ve fazlasını oynamadan, yani az biraz ritim tutmadan hakkında bir yargıda bulunmak mümkün değil.
ancak iki sorun var. birincisi yabancı sınırı. bu yusuf'un alabileceği süreyi azaltıyor malesef. ikincisi ve daha önemlisiyse okan hocanın kendisini kadroda pek düşünmüyor olması. eğer hoca kadroya almıyorsa yeterince çalışmıyor demektir. asıl üzücü olan kısım burası.
810
fiziksel olarak hiçbir sıkıntısı bulunmayan oyuncumuz. aksine kanat oynayan bir oyuncu için kendisi fazla iri ve kalın . buda hızını ve çabukluğunu etkiliyor. eğer kanat oyuncusu olarak devam edecekse biraz incelmesi ve hızını, çabukluğunu arttırması gerekiyor.
belli ki hocayla aralarında bir problem var. kendisini ilk 11 seviyesinde görüp oynamak istiyor ama hoca o ışığı görmüyor. o zaman yapılacak en mantıklı şey oynama garantisiyle ligdeki bir takıma kiralamak olmalı. galatasaray böylesine yatırım yaptığı hiçbir oyuncuyu harcamamalı. biz o kadar zengin bir kulüp değiliz.
811
galatasaray taraftarına hakikaten rahat battığını gösteren futbolcu. hayır yani önümüzde sacha boey gibi sezon başında yerin dibine sokulan, şimdilerde ise 20 milyon euroya satılsa bile üzüleceğimiz bir örnek varken gereksiz şekilde motivasyon kırmanın zamanı olmadığını düşünüyorum. herkesin bir zamanı var, yusuf’un da zamanı gelecek. şu an seri galibiyetler alarak lidersek bunda oynayanlar kadar oynamayanların da payı var.
812
kanat oynatmak ilk kimin aklına geldi bilmem de bu çocuk gümbür gümbür ben ofansif orta sahayım diyor, inatla kanat deneniyor. yetenek, kabiliyet ve meziyetleriyle kanadı da bi’ şekilde kotarıyor ama ben 10 numara mevkiinde denenmesi taraftarıyım. böylelikle üzerindeki “gereksiz” baskı da 10 numaradaki performansının referansıyla düşecektir diye düşünüyorum.
813
çalım atmayı pek seven oyuncumuz. pas vermeyi sevmiyor, aldığı bütün topları çalımla götürüyor ya da şut çekiyor. bu sebeple kadroya giremediğini düşünüyorum.
814
kendisi bizlere askerlik yapmanın ne kadar gerekli olduğunu gösteren bir başka örnek.
kim olursan ol, ne kadar yetenekli olursan ol burnun sürtmeden, hayatın gerçekleriyle tanışmadan olgunlaşamıyorsun. bu kardeşimiz de doğma büyüme avusturyalı. medeniyetin beşiğinde, güzel sahalarda, güzel insanlarla, temiz havada, ekonomik ve siyasi sıkıntı yaşamadan yetişmiş sonra da barcelona'ya wonderkid diye gitmiş. tam bir peri masalı ama işte bu yaşanan hızlı süreçte hayattan baya bir şeyler kaçırmış. drogba'nın, icardi'nin gelip armasını öptüğü galatasaray bu arkadaş için bir şeyler ifade etmiyor. istanbul'da yaşamak bir şey ifade etmiyor. halbuki gitse bir 6 ay sivasspor'da, erzurumspor'da askerlik yapsa hem türkiye'yi, hem hayatı tanıyacak. "oğlum nerelere geldik lan, insanlar burada neden yaşıyor, bildiğin hayatım kayıyor ellerimden" deyip 6 ay sonra florya'nın direklerine sarılacak ama işte önce bir 6 ay askerlik şart. bak emre taşdemir nasıl sivas'a gitmesi gündeme gelince bir anda canlandı, yüzüne kan geldi, kendine geldi. bak dia saba nasıl götüm götüm kaçıyor sezon ortası. işte bunlar hep askerlik.
eğer kendisiyle ilgili uzun vadeli planlarımız varsa avrupa'ya, istanbul kulüplerine kiralanmasına karşıyım. nerede en kötü şartlar var oraya.
815
takımda eleştirecek hiçbir şey bulamayan, hayata pozitif bakamayan taraftarın yeni kurbanı. birkaç hafta önce icardi’nin sakatlığına takan aynı taraftar tipi, bir dönem keremin gülmemesine, okan hocanın takıma izin vermesine, boey’in baklavalarının olmamasına falan takmıştı. şu an aynı icardi, okan hoca, boey falan taraftarın gözünde normal bir insan durumunda bile değil :)
velhasıl kardeşimizi bir rahat bırakın, okan hocaya güvenin. nasıl taraftarın takımda görmek istemediği berkan, boey, bay gibi oyuncular okan hoca tarafından fayda alınan futbolcular oldu ise yusuf da olacaktır. her şeyin bir zamanı var. hayatın doğal akışını beklemek gerek.
816
süper yetenekli ve eninde sonunda kadroya girecek oyuncumuz. bence kanat değil gizli santrfor yani ss rolünde oynatilacak kadroya girdiğinde. 9'da 9 yapmis bir ekibin yapı taşlarını bozmayı doğru bulmuyordur okan hoca.
817
19 yaşında kadromuza kattığımız yetenekli genç oyuncumuz. mathias ross ile birlikte kendisi çok önemli transferler. basın bilinçli bir şekilde oynamadığı yada sakat olduğu zamanlarda kendisi hakkında sürekli haber türetiyor çünkü galatasaray'ın yetenekli gençleri kadrosunda barındırmasından rahatsızlar. yusuf çok iyi olacak adamın kumaşından belli, kadroda şu an önünde oynayan futbolcuların hepsi formda kadroya girmekte haliyle zorlanıyor. ondan çok umutluyum yaşı daha çok genç neden taraftarın kendisi için acele ettiğini hakikaten anlamıyorum. barış'a neler söylendi bugünkü barış ortada çok önemli bir hücum gücüne dönüştü, keza kerem'in yüzü gülmüyor diye neler söylendi kerem bugün milli takımımızın en önemli hücumcusu, bizim içinde çok önemli bir güç. biraz sabrettiğimizde neler olabileceğini görüyoruz, okan hoca kendisinin en iyi şekilde sahada olmasını sağlayacaktır. yeter ki genç oyuncularımızı her zaman motive edici bir şekilde destekleyelim.
818
biraz sabredersek verim alabileceğimize inandığım futbolcumuz. her futbolcu adaptasyon konusunda başarılı olmayabiliyor, en hazır olduğu anı en iyi okan hoca bilir o zaman fırsat verecektir kendisine.
819
kadrodaki kalabalık yüzünden kadroya giremeyen genç futbolcumuz. oynadığı yerde mata var. kadroya girebilmesi için mertens veya mata’dan birinin sakat veya cezalı olması gerekiyor. bence kendisi için hedef sezon gelecek sezon olmalı ancak o zamana kadar fizik ve mental hazır duruma gelmeli. önümüzdeki sezon mata, morutan, cicaldau gibi oyuncularla muhtemelen yollarımızı ayırırız.keşke sezon sonuna kadar yakın bir yere kiralık gitse.
821
yerli statüsünde olmamasının kurbanı olan furbolcu.
takımdaki yerli sayısı sınırlı olduğu için fazla değişikliğe gidilemiyor malesef, berkan'la ya da barış alper'le kıyaslamak çok saçma o yüzden.
822
avusturya milli takımında oynayan futbolcumuz.
bence yusufla ilgili, yerli-yabancı ayrımından ziyade, temel sorun şurada; yusuf'u hoca düşünmüyor. burada, içerideki olayları bilmediğimizden haklı/haksız yorumunu yapmayacağım ama, yusufun bizde oynayacağı mevkide 2 tane yabancı var
rashica ve mertens. yusuf yerli sayılsa bile, bu takımda bu adamların yerine oyuna girecek. zaten pva'yı elimine ettiğimiz bir ortamda ön taraf dörtlüsü kerem-mertens-rashica ve icardi. ancak, rashica ve mertensin yerine oyuna girenler ise mata- barış alper ve yunus. bay ve yunusun yerli kontentajını rahatlatma adına girmediği artık malum, çünkü torreira yerine berkanın alınması zaten kontenjanı açıyor. çok laf kalabalığı yaptım, farkındayım ama. hocanın gözünde yusuf, matanın yerine dahi düşünülmeyen bir oyuncu konumunda. 6 milyon euro para vererek aldığımız 19 yaşında bir oyuncunun, 6 ay sonra gs'de oynama ihtimali bulunmayan bir oyuncuyu kesemiyorsa, burada maalesef yanlışlıklar var.
umarım iyi sonuçlanır.
823
yusuf demir hakkında bu başlıkta yazılan yazılara baktığımda gördüklerim;
1. yusuf demir'e yönelik eleştiriler
2. eleştirilere kızılması, tepki gösterilmesi şeklinde tezahür eden yazılar.
barcelona'nın orta sahadaki 2 yıldızı gavi ve pedri birer yıl arayla ballon d'or genç oyuncu ödüllerini kazandı. her ikisi de çok yetenekli oyuncular ve ödülleri de hakettiler ancak bu ödülleri yalnızca yeteneklerinden dolayı değil, yeteneklerini sahada sergileyebildikleri için aldılar. ayrıca her iki oyuncu da ödül aldıklarında bu genç yaşlarında 100'ün üzerinde resmi maça çıkmışlardı.
elbette, yusuf'u gavi ve pedri ile kıyaslamıyorum. bu bir kıyaslama yazısı değildir. dikkat çekmek istediğim husus, oyuncuların bu yaşlarında oynadıkları resmi maç sayısı.
yusuf da çok yetenekli bir oyuncu ancak yeteneklerini sahada sergilediğine şahit olamadık. bir futbolcu, futbol oynamadan gelişemez. yedek bekleyen, oturan, zamanla gelişecek zihniyeti son derece alaturka, ve geçerliliği olmayan bir söylemdir.
galatasaray; yusuf demir için 6 milyon euro ödedi ve bir yatırım yaptı. yusuf da oldukça yetenekli bir oyuncu ve gelecek vaad eden bir yıldız adayı. ancak yedek kulübesinde oturarak, veya kadroya giremeyip, evde, tribünde oturarak gelişemez. bu çocuğun futbol oynaması lazım. belli ki, rashica, kerem, yunus üçlüsünü zorlayamıyor bile.
hal böyleyken, sezon sonuna kadar sürekli ilk 11 başlayıp, sürekli oynayabileceği bir takıma kiralanması yusuf'un üzerindeki ölü toprağını atmasını sağlar, gelişerek ve hazır bir şekilde sezon sonunda takımımıza döner. hem böylelikle de oynadığı resmi maç sayısını da arttırmış olur.
bruma'yı hatırlayalım, o da ilk başta büyük umutlarla geldi, sonra beklentilerin altında kaldı ve önce gaziantep'e sonra da real sociedad'a kiralandı. oynadı döndü. sonrasında yakaladığı büyük çıkış ile, kendisini sattık.
yusuf'a yönelik benim de daha önce yaptığım eleştirinin sebebi, yusuf'u kötülemek değil, hem oyuncunun gelişmesi, hem de galatasaray'ın yaptığı yatırımın boşa gitmemesi içindir.
yusuf gelecekte ballon d'or kazanabilir mi bilemem, ama oynamadan beklediği her geçen zaman kendisinin aleyhine işleyeceği kesin.