• 26
    az ve öz iken iyiydiler. tıpkı bir tane çiğköfteci açanın işi tutunca aynı caddeye on tane daha çiğköfteci açılması gibi 50 tane kanal 7/24 futbol yorumluyor. ama neyseki youtube’dalar. toksik fikirlerini tv üzerinden yayamıyorlar. sonuçta reytingleri size bağlı. talep olmazsa arz olmayacak.

    ben eski açığı biraz (onlar da çok uzun ve çok sayıda yayın yapıyor) dinliyorum. biraz nihat kahveciyi. bir de fener yenildikten ya da puan kaybettikten sonra serhat akın’ı :)
  • 27
    yorumlarını youtube uygulaması üzerinden aktaran kişiler. aynı kişiler yorumlarını sözlük aracılığıyla aktarsalar sorun olmayacak mı? youtube sadece bir araç, tıpkı galatasaray sözlük gibi. dolayısıyla youtube yorumcuları diye bir meslek grubu yoktur. zaten yorumcu olan, bir şeyleri yorumlamak isteyen insanların youtube uygulamasını kullanması vardır.

    bu problemin çözümü youtube'u ve yorumları öcüleştirmek değil; teknoloji okuryazarlığına ve eleştirel düşünce becerilerine sahip, bilgilerin doğruluğunu sorgulayan, her şeye balıklama atlamayan bireyler yetiştirmektir. kısacası esas problem eğitimde ve eğitim sistemindedir.
  • 28
    erman yaşar’ın cılkını çıkardığı meslek kolu. abi anladık para lazım da her kanalda seni görmekten gına geldi artık.

    bizim mahallede de hüseyin kıyıcı’da benzer bir durum var. eski yöneticimiz ergun gürsoy kendisinden entelektüel olmayan bir hıncal yaratmaya çalışıyor ama yüzün eskidi be abi. seviyoruz seni de eskiden ne dediğini duymak için 1 hafta beklerken daha özeldin, şimdi çerezlik bi şeye dönüştün.

    neyse allah artırsın kazançlarını.
  • 29
    pandemi döneminde şişen sektörler olmuştu. herkes eve kapandığı için belirli süre boyunca evde vakit geçirmeye yönelik eğlence sektörü aşırı biçimde şişmişti. şimdi o dönem işe aldıkları insanları patır patır işten çıkartıyorlar sektörler normale döndüğü için.

    şu an bizim ülkede youtube futbol yorumculuğunda da yaşanan bu. içinde bulunduğumuz dönem buraya aşırı derecede para yatırıldı, yapılan yatırımların bir kısmı hedeflere ulaşamayacak ve o para çekilince işler normale döner.
  • 30
    beinspor yorumcuları: ali gültiken, elvir baliç, emre aşık,uğur meleke
    trtspor ilker yağcıoğlu, sabri, ogün, şifo mehmet
    aspor maç önü maç sonu no name kıraathane dayıları takılıyor
    bunları izlemek yerine istediğim zaman istediğim yorumcuyu izleme özgürlüğüm olduğu için youtube spor programları sürekli ilerleyecek.

    beğenmediğin kişiyi izlememek, beğeni atmamak, beğenmeme butonuna basmak seçeneklerin varken bu kadar büyük bir kitleyi tek kişiymiş gibi yorumlamak eleştirmek komik geliyor. eskisi gibi mecbur bırakılmıyorsun izlemeye. bundan 20-25 sene önce erman toroğlu maratonda bir şey derdi futbol alimi sanılıp bir hafta onun dediği gündem olurdu.
  • 32
    "beğenmeyen izlemesin kardeşimmm" görüşüne tamamen eyvallah olmakla birlikte, buradan duyduğu her şeye inanan, inanıp da sözlüğe taşıyan, taşıyıp da yangın yapan kardeşlerimizle ufak bir meselem olmasına sebebiyet veren primatlar topluluğu. hobi olarak elbette isteyen istediğini izlesin, fakat bizi de maruz bırakmasın, çünkü bu yorumcuların teknik taktik analiz konseptli olanlar haricindekilerin alayı kıraathane tayfasından hallice. çıkın gibi çarşıya zaten daniskasını bulursunuz, evde oturmaktan internette takılmaktan bunlar bile nimetten sayılır olmuşlar.
  • 33
    takım istim üzerinde giderken çıkıveren milli maç arasında sözlük ahalisinin deşarj olma ihtiyacına merhem olan kimseler.

    şaka şaka...

    galatasaraylı olanların hatırı sayılır bir bölümü geçmişte galatasaraylı twitter fenomenleri olan kimseler.

    bundan 20 sene önce forumlar vardı, oralarda "nam salan" kimseler vardı. blogspot ile birlikte türkiye'de blog işi tutunca bu "abilerin" yerini takip edilen bloggerlar aldı. biz de bu akımı galatasaray sözlük ile ucundan kıyısından tutmuşuzdur.

    hemen sonra sosyal medya hayatımıza girdi, twitter "sesini duyurmak" için öne çıkan platform oldu. blog tutan tayfanın bir kısmı yenilsen de yensen de ile başlayan süreçte spor medyasını doldurunca bir ara herkes kendi "acaba"sı için uğraştı durdu. önce podcast işleri modaydı, bir ara kulüp evi*, sonraları da space odaları derken günün sonunda youtuberlık denen kavram futbol kamuoyunun hayatına girmiş oldu...

    elden ayaktan düşen ya da ayarsızlığı/hadsizliği/illegal tarafı yüzünden televizyondan kovulanlar bir kenara; bugün youtube yorumcusu diye başlık açılıp muhatap alınan insanların tamamı bu yollardan geçmiş, bu treni kovalamış ve peronun ucunda youtube vagonuna atlayıp da binebilmiş insanlardır.

    youtuberlık denen kavram ve onun maddi tarafı, halk olarak içinden geçtiğimiz süreçte yaşadığımız değişim, sosyo-kültürel durumumuz falan ayrı yazıların konusudur. ancak en kaba tabirle bu insanların sattığı şeyi satabilme sebebi alıcısı olmasıdır. alıcısı olmazsa tezgahın kapanması çok uzun sürmeyecektir.

    sözlükte kendince galatasaray misyonerliği yapan bizlerle aynı paydada olduklarını kabulünü yaparak getirilebilecek en "yapıcı" eleştiri ise sahip oldukları güce dairdir. öyle bir hedefi ya da beklentileri olmasa bile bir süre sonra kulübün "inside" tarafına geçer bu insanlar. 600-700 takipçili twitter hesabından attığım bir tweetin bir şube yöneticisinin beni telefonla aramasına kadar gidebildiği süreçte, hele biraz da takipçi/izleyici hacmine sahip olduktan sonra bu insanların bu süreci fazlasıyla yaşaması kaçınılmazdır.

    işler kötü gittiğinde, ya da kötü giden işler arka arkaya yapıldığında bu arkadaşların ağzından çıkacak bazen bir cümle bile umduklarından çok daha büyük bir etki yaratabilir. işte tam bu noktada bu arkadaşlar herkese eşit mesafeli olabilecek mi, yoksa "inside" taraftaki bazı abilerini/ablalarını kayıracak mı?

    nazarımda youtube yorumcularının en büyük sınavı böyle zamanlardaki tercihleri olacaktır. benim youtube yorumcularına dair itiraz edeceğim tek konu da bu zamanlarda yaparlarsa taraflı tercihleri olacaktır.

    mesela 2022 seçimlerinde dursun aydın özbek'in seçimi kazanmasında aslan paylarından biri şimdinin youtube yorumcusu, o dönemin henüz twitter fenomeni olan galatasaraylılarındır. mustafa cengiz baskın seçimde ters köşe yapınca "galatasaray'ın geleceği kurtuldu" denilen dursun aydın özbek liste çıkarıp da aday olabilsin diye seçim ertelendiğinde yaşanan o karamsar ve tepkisel kamuoyunun "yiaa erden abi yiaa <3" sevecenliğiyle tersine döndürülmesinde o dönemin twitter fenomenleri en önde koşanlar olmuştu.

    bu çok önemli bir güç.

    böyle bir gücün dik durabilen, düz yürüyebilen insanlarda olması gerek. hem moral değerler hem de ruhsal sağlık olarak zaafı olan insanların elinde bu güç fazla yönlendirilebilir olur. bu da günün sonunda galatasaray'a zarar verebilir...

    yoksa ben bu şekil giyinirim, bu bayan şu şekil giyinir, şu sekil giyinir ha hiç kimse hiç kimse karışmaya bir hakkı yok...
App Store'dan indirin Google Play'den alın