74
sevgili sözlük çıldırmak üzereyim. twitterdaki birtakım güvenilir insanlar kendisinin transferini yazıyor gece geç saatlerden beri. hatta ve hatta epey uzun süreli bir sözleşme teklif edildiği, şampiyonlar ligi faktörüyle beraber bir projeye ikna edilmek istendiği, canımız ciğerimiz dries mertens'in de sürece dahil edildiği yazıyor.
açıkçası bu tür haberlere her zaman temkinli yaklaşan biriyim fakat bu sene torreira, zaniolo, icardi, mertens vb. birçok transfere temkinli yaklaşıp sonucunda deliye döndüm.
yalnız yukarda saydığım isimler canımız olsa da tielemans transferine ciddi manada inanamıyorum ve gelse bile yok ya gelmez demeye devam edeceğim. sebeplere gelirsek:
lucas torreira, avrupa piyasası olan ısırgan bir orta sahaydı fakat arsenal'a gittikten sonra orada pek tutunamayıp kiralandı. bu sene arteta yönetiminde kadroda düşünülmemesi üzerine bu sefer kiralamak yerine aldıkları parayı alıp oyuncuyu bırakmayı tercih ettiler, 26 yaşındaki pittbull tam bir fırsat transferi oldu. imkansız değildi.
dries mertens, napoli'nin en golcü oyuncusu ve efsanesi olduktan sonra artık ilerleyen yaşı ve takımın yapılanmasıyla (kvara, osimhen, politano vb. gençler üzerine gittiler.) birlikte artık ayrılık yolu görünmüştü. 35 yaşındaki yıldız emeklilik hakkını galatasaray'dan yana kullanıp galatasaray'a her şeyini vermek ve kariyerinde bir türlü ulaşamadığı lig şampiyonluğunu yaşamak için kolları sıvadı. imkansız değildi.
mauro icardi, şu an hala dünyanın sayılı forvetlerinden biri olmasına rağmen özel hayatı sebebiyle kariyerinde düşüş yaşadı, psg'nin messi hamlesi akabinde mbappe'nin merkeze devrilmesiyle birlikte adeta yedek kulübesinden abonman aldı. özellikle son sezonu kendisinin standartlarının çok altında olunca bir bakıma gözden düşen 29 yaşındaki dünya yıldızı kendisini sorgusuz sualsiz bağrına basacak galatasaray'ı tercih etti. geldiği ilk günden itibaren özel hayatıyla ilgilenmeksizin kendisine aşkla yaklaşan ateşli taraftara kendisi de aşık oldu ve 29 yaşında kendisini tekrardan futbola vererek adeta bütün dünyaya neler yapabileceğini hatırlattı. transferi büyük işti fakat imkansız değildi.
nicolo zaniolo, geçen sene konferans ligi kazanan kadronun altın çocuğuydu fakat benim de çok sevdiğim jose mourinho hocayla takışınca kurt hoca, yıllardır alıştığımız karakterini göstererek kendisini her ne pahasına olursa olsun gözden çıkarttı. italya'da kendisini almak isteyen büyük kulüpler oldu fakat italya'nın en ateşli taraftarlarından olan roma taraftarı altın çocuklarını en büyük rakiplerine kaptırmak konusunda yüksek sesle şikayetçi olunca araya hızlıca giren erden başkan çok ciddi bir mebla ödeyerek kendisini çekip aldı. gelmesinde sözleşmesine konan serbest kalma maddesi, takımın lider ve galibiyet serisi yakalamış olması, kadroda kendisinin de tanıdığı bir çok dünyaca tanınmış yıldız olması da şüphesiz etkili oldu. transferi akıl almaz bir işti fakat doğru strateji, doğru zamanda atılan adım ve doğru vaatlerle hem depresyondaki 23'lük genç yıldız hem de kendisini gözden çıkaran roma ikna oldu.
şimdiiiii sevgili sözlük, özetlediğim gibi hepsinin gelme ihtimali ama zor ama kolay vardı, kariyerlerinde sekteler vardı yaşları vardı vs. vs. ve tabii ki iş bitiriciliği yüksek olan erden başkan vardı. fakat tielemans kardeşimize bakarsak bu sene 35-40 maçı leicester formasıyla çıkarmış, yıllardır premier ligde oynayan, ligin en iyi 8'lerinden olan, 8 numaranın modern futbolda old school ender temsilcilerinden olan, belçika pasaportlu ve 26 yaşında prime dönemlerine hazırlanan bir oyuncu görüyoruz. sözleşme bitişiyle beraber boşa çıkıp bize gelmesi demek bizim seviyemizin kesinlikle şampiyonlar ligi olması demek. gönlümüzde zaten öyle orası ayrı fakat yıllardır olumlu bir şampiyonlar ligi mücadelesi yaşamamış takım ciddi ciddi bu çocuğu getiriyorsa, bu hızla seneye odegaard, sonraki sene camavinga, sonraki sene leao getiririz benden söylemesi.
uzun bir yazı oldu fakat sabahın bu saatinde belki de bir hata yapıp ciddi ciddi transferini düşünmeye başladım. kante'den de ilkay'dan da daha zor bir transfer, bunu gerçekten başarırsak 40 gün 40 gece tielemans kutlarım...
açıkçası bu tür haberlere her zaman temkinli yaklaşan biriyim fakat bu sene torreira, zaniolo, icardi, mertens vb. birçok transfere temkinli yaklaşıp sonucunda deliye döndüm.
yalnız yukarda saydığım isimler canımız olsa da tielemans transferine ciddi manada inanamıyorum ve gelse bile yok ya gelmez demeye devam edeceğim. sebeplere gelirsek:
lucas torreira, avrupa piyasası olan ısırgan bir orta sahaydı fakat arsenal'a gittikten sonra orada pek tutunamayıp kiralandı. bu sene arteta yönetiminde kadroda düşünülmemesi üzerine bu sefer kiralamak yerine aldıkları parayı alıp oyuncuyu bırakmayı tercih ettiler, 26 yaşındaki pittbull tam bir fırsat transferi oldu. imkansız değildi.
dries mertens, napoli'nin en golcü oyuncusu ve efsanesi olduktan sonra artık ilerleyen yaşı ve takımın yapılanmasıyla (kvara, osimhen, politano vb. gençler üzerine gittiler.) birlikte artık ayrılık yolu görünmüştü. 35 yaşındaki yıldız emeklilik hakkını galatasaray'dan yana kullanıp galatasaray'a her şeyini vermek ve kariyerinde bir türlü ulaşamadığı lig şampiyonluğunu yaşamak için kolları sıvadı. imkansız değildi.
mauro icardi, şu an hala dünyanın sayılı forvetlerinden biri olmasına rağmen özel hayatı sebebiyle kariyerinde düşüş yaşadı, psg'nin messi hamlesi akabinde mbappe'nin merkeze devrilmesiyle birlikte adeta yedek kulübesinden abonman aldı. özellikle son sezonu kendisinin standartlarının çok altında olunca bir bakıma gözden düşen 29 yaşındaki dünya yıldızı kendisini sorgusuz sualsiz bağrına basacak galatasaray'ı tercih etti. geldiği ilk günden itibaren özel hayatıyla ilgilenmeksizin kendisine aşkla yaklaşan ateşli taraftara kendisi de aşık oldu ve 29 yaşında kendisini tekrardan futbola vererek adeta bütün dünyaya neler yapabileceğini hatırlattı. transferi büyük işti fakat imkansız değildi.
nicolo zaniolo, geçen sene konferans ligi kazanan kadronun altın çocuğuydu fakat benim de çok sevdiğim jose mourinho hocayla takışınca kurt hoca, yıllardır alıştığımız karakterini göstererek kendisini her ne pahasına olursa olsun gözden çıkarttı. italya'da kendisini almak isteyen büyük kulüpler oldu fakat italya'nın en ateşli taraftarlarından olan roma taraftarı altın çocuklarını en büyük rakiplerine kaptırmak konusunda yüksek sesle şikayetçi olunca araya hızlıca giren erden başkan çok ciddi bir mebla ödeyerek kendisini çekip aldı. gelmesinde sözleşmesine konan serbest kalma maddesi, takımın lider ve galibiyet serisi yakalamış olması, kadroda kendisinin de tanıdığı bir çok dünyaca tanınmış yıldız olması da şüphesiz etkili oldu. transferi akıl almaz bir işti fakat doğru strateji, doğru zamanda atılan adım ve doğru vaatlerle hem depresyondaki 23'lük genç yıldız hem de kendisini gözden çıkaran roma ikna oldu.
şimdiiiii sevgili sözlük, özetlediğim gibi hepsinin gelme ihtimali ama zor ama kolay vardı, kariyerlerinde sekteler vardı yaşları vardı vs. vs. ve tabii ki iş bitiriciliği yüksek olan erden başkan vardı. fakat tielemans kardeşimize bakarsak bu sene 35-40 maçı leicester formasıyla çıkarmış, yıllardır premier ligde oynayan, ligin en iyi 8'lerinden olan, 8 numaranın modern futbolda old school ender temsilcilerinden olan, belçika pasaportlu ve 26 yaşında prime dönemlerine hazırlanan bir oyuncu görüyoruz. sözleşme bitişiyle beraber boşa çıkıp bize gelmesi demek bizim seviyemizin kesinlikle şampiyonlar ligi olması demek. gönlümüzde zaten öyle orası ayrı fakat yıllardır olumlu bir şampiyonlar ligi mücadelesi yaşamamış takım ciddi ciddi bu çocuğu getiriyorsa, bu hızla seneye odegaard, sonraki sene camavinga, sonraki sene leao getiririz benden söylemesi.
uzun bir yazı oldu fakat sabahın bu saatinde belki de bir hata yapıp ciddi ciddi transferini düşünmeye başladım. kante'den de ilkay'dan da daha zor bir transfer, bunu gerçekten başarırsak 40 gün 40 gece tielemans kutlarım...
