kendisi hakkında 15’ten fazla entry girdim. avrupa liglerini izlemeye çalışan biri olarak, kendisini izlediğim (bize gelmeden) 8-10 maçını izlemiş biri olarak, geldiği günden beri bu adamın maaş/performans ilişkisinden bağımsız olarak dahi faydalı olamayacağını savunuyorum.
bu entry’min kendisi hakkında “çok şükür itelemişizdir” entryimden önceki son entry olacağını ümit ederek, bugüne kadar neden iş yapamayacağını ve geldiği yün itibariyle yapmasının da mümkün olmayacağını uzun uzun, rahat rahat anlatacağım.
öncelikle kendisi bir ofansif orta saha oyuncusu değildir. skor katkısı olmayan, 3 kişi arasından zehir pas salamayan ofansif orta saha diye bir şey olmaz. isco ofansif orta sahadır, eriken ofansif orta sahadır, sneijder ofansif orta sahadır. daha düşük bütçe ile bakarsak, coventry altyapısından çıkan james maddison, bir dönem beşiktaş’ta oynayan manuel fernandes, bunlar ofansif orta saha oyuncularıdır. ofansif orta saha oyuncusunun 3 olmazsa olmaz özelliği vardır. bakın, üstüne basarak söylüyorum bunlara sahip olmayan bir oyuncuya ofansif orta saha demek futbola hakarettir. bu özellikler (a) top kontrolü (first touch) (b) pas yeteneği (passing) (c) yaratıcılık (creativity). şimdi birinciden başlayacak olursak, ayağına gelen topu kontrol edemeyen, 20-30 metreden gelen pası, 30-40 cm içinde ve -büyük harflerle- sonradan yapacağı hamle yönüne göre kontrol edemeyen adamın first touch özelliği yoktur. belhanda kendisine atılan topları rakibin olmadığı tercihen bizim kaleye doğru, 4-5 metre açarak kontrol edebilmektedir; yani belhanda’nın first touch’u zayıf oğlu zayıftır. passing dediğimiz olay basit; pas yeteneği. topu istediği yöne doğru, futbol açısından doğru bir hızla atabilmek. açın bakın belhanda’nın geçmiş paslarını, yarısı ya koşan (depara kalkmış) adamın arkasına, ya da depar halindeki adamın ayağına doğru atılan paslar. kısa kalan, uzun giden, rakibe takılan pasları geçiyorum. brugge maçında kontraatak yapacağımız sırada rakibe taktığı birbirinin aynı 2 top var, bu pasların zorluk derecesi 2/10. profesyonel ligi geçtim, ben o pası gazoz liginde rakibe taksam kahrımdan ölürüm. ayrıca temel futbol kuralı bu pasların koşan adamın önüne doğru atılmasını, böylece adamın ilave hamle yapmaksızın topla aksiyon alabilmesine olanak sağlamayı gerektirir. bu özellik de yok. üçüncü ve son özellik olan yaratacılık noktasına geldiğimizde, rakibi şaşırtacak, doğrudan tabela yapacak toplardan bahsediyoruz. kimse yanlış anlamasın ama 60 yaşındaki babam da ceza yayı civarında topla buluşursa kanat oyuncusuna vererek asistin asistini yapar; iş değildir. evet, ofansif orta saha demek doğrudan tabela demektir. skor katkısı, yani gol, elit ile iyi ofansif orta saha arasındaki farkı belirler. dolayısıyla belhanda için ofansif orta saha demek, ofansif orta saha oynayan ve oynamışlara hakaret olacağından bu argümanı -fanlarının sevdiği üzere- salıyoruz.
kendisinin bazı maçlarda, bazılarına göre “iyi oynaması” hiçbir şekilde kabul edilebilir bir argüman değildir. orta saha oyuncusunun temel görevi takımı oynatmaktır. bunu henüz göremedik. 2.5 sezon bitiyor bana 3 maç sayın takımı oynattığı. ayrıca orta saha oyuncusu top rakipte iken doğru yerde durarak top çalar. bakın melo, bakın lemina. şimdi aslında ofansif orta saha olmadığını kendi bile dile getiren bu kardeşimiz top rakipte iken ne yapıyor? canı isterse bizim yarı sahaya koşup topa müdahale çabası. bir dakika ya, e baba sen ofansif orta saha değildin, top rakipte ve takım set savunmasındayken rakip yarı sahada ne işin var senin sürekli olarak? şimdi gelip bana “pres yapıyor” diyen olacaktır. bakın arkadaşlar, büyük sahada oynayan insanlar bilir ki 2 kişi, yaklaşık (51x60) 3000 metrekare alanda pres yapmak dünyanın en amaçsız 3-4 hareketinden biridir. bunun temel iki sebebi var. (1) o anda rakip kendi yarı sahasında en az 6 (2 bek 2 stoper 1 kale 1 orta saha) oyuncu ile bulunmaktadır ve 5’e 2 olarak adlandırılan çalışmada bile zor top kapılırken (yaklaşık 24-25 metrekare alanda), senin 3000 metrekarede 6’ya 2 top kapma ihtimalin sabrinin veya bu sene mariano’nun ortasının gol olabilecek şekilde forvetimizin kafasına oturmasından daha düşük ihtimaldir. ne var ki, cahil spor basınımız bu durumu “koşuyor” olarak değerlendirmekte, bu, aslında top kapma mücadelesi vermemek için yapılan sahtekarlığa prim vermektedir.
orta saha top takımınızda iken, ofansif orta sahaya göre çok daha rahat bir pozisyondur. bu nedenledir ki inanılmaz atletik (kıvrak, güçlü, hızlı) olmayan oyuncular bu bölgede dünyanın en iyi oyuncuları olabilir. mesela xavi, scholes, pirlo gibi adamlar fizik güçle oynayan adamlar değildir. joey allen bile oynadı, koşamayan shelvey bile gol atıyor günümüz futbolunda. bu neden oluyor? çünkü tam anlamıyla kucakta değilsiniz. oyunu arkadan görme, indiren bindiren herkesi süzüp doğru pas ile çok daha az efor sarf ederek çok daha verimli olabileceğiniz ilginç bir yer. hele hele arkanızda defansif yükünüzü çekecek bir çap varsa muazzam keyifli. doğru pas nedir? oyunu bir tarafa sıkıştırıp rakibi kaydırmak (sağa sola doğru bloklar halinde) ve sonrasında 1 tane ters pas atmak. olay bu aslında.( açın guardiola “boş adam” videosunu izleyin devre arası konuşması.) mesela hiçbir iyi orta saha oyuncusundan şöyle bir hareket sekansı görmezsiniz: ayı gibi geri koştum, kendi yarı sahamın ortasındw sol stoperden pası aldım, tekrar geri verdim, tekrar aldım, sonra sağa doğru kaleye paralel koştum 20 metre, 5 metre gerimdeki sağ stopere verdim, o arada arkamdaki beni kovalamayı bıraktıysa yüzümü rakip kaleye döndüm, koşarak yarı sahayı geçtim, sonra adam alan kapamaya gelince, önünde rakip sol açık bulunan ve 10 metre sağımda duran sağ bekime pas verdim, ama yavaş verdiğim için sağ stopere veya kaleciye dönmek zorunda bıraktım. arkadaşlar böyle bir futbol yok. böyle bir orta saha mantığı yok. bu adam 2.5 sene oynadı, çok değil bakın paralel paslara da okim, 40 hatta 35+ paslarını gösterin bana ya kaç tane var. al topla markaj altındaki kanat adamına doğru koş, rakip de senle koşsun, zaten sıkışık olan takım arkadaşının olduğu 10 metre içinde 4 kişi sıkışın o da geri versin. böyle orta saha olmaz.
yukarıdaki paragraftan da anlaşılacağı üzere, belhanda aslında iyi bir orta saha oyuncusunun sahip olması gereken pozisyon bilgisi ve oyun görüşüne de sahip değil; dolayısıyla iyi bir orta saha değil.
yani elimizde, top kontrol edemeyen, gol zaten atamayan, pas veremeyen, ters top atamayan, pas hızı ayarlayamayan, orta saha ise sürekli oynadığı iç pozisyonunu ileride kaldığı için kaybeden, neyi niye yaptığını sorsanız verecek cevabı bile olmayan ve 1 hamle sonrasını düşünmekten aciz bir adam var. bizim de bunun formsuzluğunu, yok taraftarla arasının durumunu konuşmamız bekleniyor; bunu yemeyiz.
son ve en en sevdiğim argüman “montpellier” ve “nice”.
https://www.worldfootball.net/...tpellier-hsc/2012/2/ilgili montpellier kadrosu buradadır. bu takımın forveti, orta sahası, defans oyuncuları talan edilirken “sözde” beyni olan 10 numaralı şahane topçu nereye gitmiştir? ne yapmıştır. kaldı ki 2011 yılını hatırlayın; semih geldi 10 sene stoper aramayız diyorduk.
ikinci argüman ise favre bilmiyordu biz ulemalar olarak biliyoruz. ulan 8 m opsiyon kullanıp almadı favre, madem o kadar büyük fanı idi, nice 8 m euro öderdi. sonra ikincisi geliyor “e dortmunda istedi” alsaydı abi 10’a anında salardık; gidip 20 delaney 20 witsel’e neden verdi 10’a belhanda almak yerine? komisyon mu yiyor elin isviçrelisi.
neyse; 2. ligde oynasa “lan iyi topçuymuş” demeyeceğiniz bir adam belhanda. galatasaray 10 numara kültürünü bitirmek üzere kulübe getirilmiş, zararı yararından kat be kat fazla, niyeti asla iyi olmayan bir futbolcu. devre arasına kadar 4 maç boyunca, ısınmak için bile sahaya çıkmaması lazım; bana bunu söylettiniz ya helal olsun ama gerekirse yerine selçuk oynasın öyle yenilelim.
devre arasında ise ilk isteyen ve kalitesi itibariyle uygun düşecek olan kabile takımlarından birine postalanması şart 3-5’e bakmadan.