türkiye'de, hafızam beni yanıltmıyorsa, 2000-2001 sezonu başında yürürlüğe giren sistem.
galatasaray son dört sene üst üste şampiyon olmuş, üzerine uefa kupası ve süper kupa'yı da kazanmıştı. böylelikle hem türk futbolundaki ilk avrupa kupalarını kazanmış, hem dört sene üst üste şampiyon olmayı başaran ilk takım olmuş, hem de lig tarihinde ilk defa en fazla şampiyonluk kazanmış takım konumuna gelmişti.
hal böyle iken, bir anda böyle bir karar alınmıştı. kağıt üzerinde görünen, avrupa liglerinde uygulanan bu sistemin entegrasyonuydu. ancak günün sonunda işin gerçeği; yıllardır galatasaray şampiyonluğu görmekten bitap düşmüş, tarih boyunca övündüğü tek şey olan en fazla şampiyon takım ünvanını da elinden kaptırmış olan fenerbahçe'nin galatasaray ile aynı sayıda yıldızla az biraz eşit gösterilmeye çalışılmasıydı.
o sezon fenerbahçe şampiyon oldu ve şampiyonluk sayıları eşitlendi. böylece 2001-2002 sezonunda "üçüncü yıldızı kim takacak" şeklinde ilaveten bir heyecan yüklenmişti lige. tabi beklenmedik, ama yıldız işine bu kadar anlam yüklenince beklenmesi gereken, hamle beşiktaş'tan geldi. cenk koray'ın başvurusu ve tescilli fetöcü ihsan kalkavan'ın teşebbüsleriyle beşiktaş'a 2 şampiyonluk hediye edildi.
böylece hem hala daha arkası gelmeyen kısır tartışmaların önü açılmış, hem de beşiktaş avantadan bir yıldız daha kazanıp kısa dönemde tutunacak bir dal bulmuştu.
aradan neredeyse çeyrek asır geçti. fenerbahçe bu süreçte hiçbir zaman yıldız sayılarında galatasaray'ın önüne geçemedi. sadece 4 kere, birer sezon olmak üzere şampiyonluk sayısında öne geçebildi. son 10 senedir galatasaray hem 1 yıldız önde, hem de şampiyonluk sayısında fark açarak önde.
1959 öncesi şampiyonluk yalanı rezilliği zaten malum...
21 nisan 2002 fenerbahçe trabzonspor maçındaki sünnetlik benzeri çok yıldızlı forma ile başladık, iş nerelere kadar geldik. en son ali koç, artık olmayan bir takımın sembolik yönetimine kupa değil de şampiyonluk haberinin yer aldığı gazete küpürünü falan hediye ediyordu...