futbolda daha az gözlemleniyor ancak basketbolda çok enteresan bir şekilde 2 3 oyuncu hocayla birlikte geziyor. ben futbolcu olsam uzak akrabanın yanında getirdiği sevimsiz bebeleri övmesi gibi hissederdim. takım içinde; özellikle o mevkide, huzursuzluk yaratacak bir durum.
getirdiği oyuncu fos çıktığı takdirde basının ve taraftarın arkadasından " bak nasıl torpil yaptı adama" şeklinde sallayacağı teknik direktördür. içimde kalan bir ukde olarak da (bkz: frank rijkaard- ronaldinho de asis moreira)
aslında garip bir durum değildir. mourinho da duygusallıktan bunu yapar ama torpil yapıyorsun demeye kimse cesaret edemez.
mesele kulüplerin düzeyi ve oyuncu kalitesiyle ilgili. şimdi ola ki hamza hoca real madrid'in başına geçti. kendisinin transfer listesinde selçuk ve burak bulunur muydu? bence bulunurdu. tepki olmasın diye söyleyeyim tabi ki sabri ve bilal olmazdı. mesele zaten hamza hoca'nın hep bir tık vasat adamların peşinden koşması yüzünden oluşacaktı. real madrid isen ronaldo gibilerin, galatasaray isen sneijder gibilerin peşinden koşturman lazım. her transferin flaş olması zorunlu değil tabi. ama illa ki o kulübün vizyonuna, misyonuna, taraftarına göre hareket etmek zorundasın. aksi takdirde kellen gider. dünyanın her yerinde geçerli bir durum bu.