• 4
    az önce hoşuma giden bir tanesini hiç dokunmadan, olduğu gibi yapıştırıyoum;

    "febe'linin biri berberde saçini kestiriyormus.
    berberin durduk yerde "ilk gittigin maci animsiyor musun?" diye soracagi tutmus: "evet, ne olacak?" demis bizimki sinirli sinirli...
    hangi maçtı?
    bir galatasaray maçiydi.
    sami yen de mi?
    evet, oradaydi."
    aradan bir-iki dakika geçmis.
    berber yeniden sormus:
    hangi maçti demistin?
    galatasaray maçi.
    nerede nerede?
    sami yen dedik ya!!
    bir-iki dakika sonra yine ayni hikaye:
    demek hayatta gittigin ilk maç bir febe-galatasaray maçiydi ha?.
    bizimki sinirlenerek :
    evet be, galatasaray maçi dedik ya !...
    berber birkac dakika sonra ayni konuyu bir daha açmaya kalkisinca
    bizimki isyan etmis:
    kardesim, ilk gittigim maçin galatasaray maçi oldugunu elli kere soyledim.
    niye yeniden yeniden soruyorsun?
    berber açiklamis :
    galatasaray deyince saclarin diken diken oluyor da, daha rahat kesiyorum demiş.:):)"
  • 16
    bir gsli bir fbli ve bjkli arabistan'da yasak olmasına rağmen bir otelde içki içerken yakalanırlar. mahkemeye çıkarılırlar. karar idam.itiraz ederler ve karar ömür boyu hapis cezasına çevirilir. ama o gün bayrama denk geldiği için prens 20 kırbaç cezası verir. bizimkileri sempatik bulduğu için bir de kıyak yapıp herkese cezasını hafifletmek için bir istek hakkı tanır. bjklı "sırtıma bir yastık bağlayın"der. ama 10 kırbaçtan sonra yastık paramparça olur ve pek fayda etmez. sözde uyanık fenerbahçeli sırtıma 2 yastık bağlayın der. ama 2 yastık bile 10 kırbaca dayanamaz. sıra galatasaraylıya gelince "bak ben de galatasaraylıyım. sana ceza vermek istemezdim ama ne yaparsın kurallar böyle..sana 2 istek hakkı tanıyorum."
    bunun üstüne galatasaraylı" o zaman bana 40 kırbaç vurulsun" der. herkes şaşkına döner. prens hazretleri:"peki 2. isteğin nedir?" diye sorar.
    galatasaraylı pis pis sırıtarak: "fenerbahçeliyi sırtıma bağlayın"

    edit: imla. demek neymiş; olduğu gibi kopyalama.
  • 11
    bizim trabzonlu cami hocaları ile rizeli cami hocaları, en yaşlı imamı teknik direktör yapıp birer futbol takımı kurarak maç etmeye başlamışlar fakat her seferinde rizeli hocalar galip geliyor. buna bir çare arayan trabzonhocaspor'un teknik direktörünün birden aklına parlak bir fikir gelmiş.

    - uşaklar... demiş. ha bu bizim hami(mandıralı)'yi alalım takıma..
    - etma.. nasul edeceuk.
    - ula ne var.!! deruk bu uşak bizim merkez camisine yeni tayin edilen hocadur, maç yaparken de hami hoca!! hami hoca!!! diye konuşuk ettukmu aramızda farketmezler oni.

    neyse hamiyi aralarına alıp çıkmışlar maça. maç bittikten sonra kıraathaneye giren trabzonhocaspor'un teknik direktörü olan imama, emicelerden biri seslenmiş.

    - ne ettunuz.. kaç kaç bitti maç
    - içi-pir (2-1) yenilduk emice
    - bizim golü çim attı?
    - hami hoca.
    - onlarınkini çimler attı?
    - içisini de ronaldinho hoca.
  • 31
    bir italyan, bir fransız, bir rus bi de bizim temel şampiyonlar liginde karşılaşmışlar, başlamışlar muhabbete; italyan demişki bizim ülkemizde şampiyon olan takım 2 gün 2 gece kutlama yapar. rus demişki bizim ülkemizde şampiyon olan takım 2 tanker votka içerek kutlama yapar. fransızda demişki bizim ülkemizde şampiyon olan takım 400 güzel kızla şampiyonluk kutlar. sıra bizim temel'e gelmiş. temel; “haçan pizum orda şampiyon kim olursa olsun kutlamasını fenevbahçe yapayi.”
  • 2
    müfettiş sınıfa girmiş, bütün öğrenciler ayağa kalkmış, öğretmen masasını müfettişe bırakıp ayağa kalkmış. müfettiş başlamış sorular sormaya, birini gözüne kestirmiş

    - sen oğlum, söyle bakalım alfabemizde kaç harf var ?
    - 25 tane öğretmenim ; demiş çocuk.
    - oğlum nasıl olur nasıl 25 tane birdaha söyle bakayım.
    çocuk başlamış saymaya, sayıyor sayıyor 25 çıkıyor. müfettiş dellenmiş.
    - öğretmen hanım nasıl oluyor bu siz nasıl eğitim veriyorsunuz bu çocuklara ?
    öğretmen birşey diyememiş ama çocuğa da sinirli bir bakış atmış. müfettiş dayanamamış birdaha sormuş.
    - oğlum alfabede kaç harf var ?
    - 25 öğretmenim
    demiş çocuk ve arkadaşı parmak kaldırmış hemen;
    - öğretmenim birşey söyleyebilir miyim ?
    - tabi
    demiş müfettiş.
    - öğretmenim bu arkadaşımız fenerbahçeli de u-e-f-a harflerini bilmez ondan her sayışında 25 çıkarıyor.

    demiş *

    -------------

    bir gün şenol güneş brezilya milli takımı antrenörü scolari ile karşılaşmış.
    - hocam sen bu takımı nasıl seçtin de şampiyon oldunuz? demiş.
    - çok kolay zekalarına göre seçiyorum. bak mesela sana bir örnek vereyim demiş ve ronaldo'yu çağırmış.
    - ronaldo'ya oğlum söyle bakayım senin annenin ve babanın çocuğu olan ama senin kardeşin olmayan kimdir?
    ronaldo biraz düşünmüş, "tabiiki ben oluyorum" demiş. şenol güneş bundan çok etkilenmiş. türkiye'ye döner dönmez ilhan mansız'ı çağırmış.
    - ilhan sana bir soru soracağım eğer bilirsen bu hafta seni takıma alırım, bil bakalım annenin ve babanın çocuğu olan ama kardeşin olmayan kimdir?
    ilhan biraz düşünmüş işin içinden çıkamamış, biraz zaman istemiş ve hemen koşmuş hakan'ı bulmuş.
    - hakan, annenin ve babanın çocuğu olan ama kardeşin olmayan kimdir?
    hakan cevap vermiş: benim tabii ki, ilhan sevinçle şenol güneş'in yanına dönmüş:
    - sorunun cevabını buldum hocam: hakan'mış.
    şenol güneş köpürmüş:
    - vay salak herif, hakan olur mu hiç, doğru cevap ronaldo idi!.. demiş *
  • 21
    anaokulunun birinde öğretmen çocuklara şöyle der:
    -fenerbahçe taraftarı olanlar el kaldırsın.

    daha taraftar kelimesinin anlamını dahi bilmeyen çocuklar el kaldırmış, bir kişi dışında. zeynep...

    öğretmen sinirle sormuş:
    -niye el kaldırmadın?

    zeynep:
    -ben galatasaraylıyım demiş.

    öğretmen:
    -neden galatasaraylısın demiş sinirle.

    zeynep:
    -annem ve babam galatasaraylı ben de galatasaraylıyım demiş.

    öğretmen:
    -annenle baban gerizekalı olsa sen de mi gerizekalı olacaksın demiş yine sinirli bir şekilde.

    canımız zeynep'imiz:
    -hayır o zaman fenerbahçeli olurdum demiş.
  • 15
    fıkra gibi ama gerçekmiş..

    futbol şubesi sorumlusu: - başkanım song transferini tamamladık. hayırlı olsun. tek eksiğimiz ön libero kaldı onu da çözümlersek temel sıkıntılarımız ortadan kaldırmış oluruz.
    sadri şener: - ön libero dediğin yer neresi ki? nerede oynar bu adam?
    futbol şubesi sorumlusu: - song'u düşünün başkanım, savunmada song'un 5-10 adım kadar önünde oynar. görüştüğümüz isimler var.
    sadri şener: - yahu o zaman transfere gerek yok. song'a 2 milyon vermiyor muyuz? song ile konuşun 2.5 milyon verelim 5-10 adım daha önde oynasın. adam almaya gerek yok. song ile konuşun, anlaşın...

    http://calciomesso.blogspot.com/...02/yapma-baskan.html
  • 17
    adamın biri bir gün geneleve gider; hayat kadınıyla beraber olduktan sonra geyik yapası gelir.

    adam- yahu sizin bu meslekte hiç kazalar olmuyor mu?
    kadın- ne kazası?
    - hani yani çocuk falan olmuyor mu?
    - evet oluyor bazen ama hemen çocuk esirgeme kurumuna bırakıyoruz.
    - e iyi de hiç takip etmiyor musunuz neler yapıyorlar hayatta?
    - 5-6 kere takip ettikten sonra vazgeçtik.
    - o neden?
    - çünkü artık klasikleşti, zengin olanlar fenerbahçe'de yöneticilik yapıyorlar; biraz futboldan anlayanlar fenerbahçe'de futbolcu oluyorlar; bir halta yaramayanlar da fenerbahçe taraftarı oluyorlar...
  • 33
    çoçuğun biri sahil kenarında oynuyormuş.oradan geçen bir fenerbahçeli gelmiş çoçuğa sormuş;
    -ne yapıyorsun?
    -fenerbahçeli adam yapıyorum.
    -nasıl yapıyorsun?
    -çok kolay; kum koyuyorum, su koyuyorum, bok koyuyorum fenerbahçeli oluyor.
    fenerbahçeli çocuğu dövmüş ve gitmiş...
    ertesi gün aynı çocuk yine sahil kenarında oynuyormuş.fenerbahçeli gelmiş ve sormuş.
    -ne yapıyorsun?
    -fenerbahçeli adam yapıyorum.
    -nasıl yapıyorsun?
    -çok kolay, kum koyuyorum, su koyuyorum, bok koyuyorum fenerbahçeli oluyor.
    fenerbahçeli yine çocuğu dövmüş ve gitmiş...
    ertesi gün çocuk yine sahil kenarında oynuyormuş.fenerbahçeli yine çocuğu görüp yanına gitmiş.
    -ne yapıyorsun?
    -galatasaraylı adam yapıyorum.
    -nasıl yapıyorsun?
    -çok kolay.. kum koyuyorum, su koyuyorum galatasaraylı oluyor..
    -neden bok koymuyorsun?
    -bok koyunca fenerbahçeli oluyor...
  • 3
    real madrid fenerbahçeyle maç yapmak için istanbul'a gelmiş. futbolcular maçtan önce ısınmak için sahaya çıkmışlar. zidane arkadaşlarına ' çocuklar siz gidin kadıköy'ü falan gezin, ben tek başıma maç yaparım bunlarla' demiş. bunun üzerine futbolcular ' olur mu zidane, nasıl yeneceksin tek başına 11 kişiyi ?' demişler. zidane'da ' siz merak etmeyin, ben hallederim' demiş. futbolcular inanmamış fakat yinede maçı bırakıp kadıköy'de gezmeye gitmişler. futbolcular ilk yarının bitimine doğru skora bakmak için stada geldiklerinde real madrid'in 1-0 önde olduğunu görmüşler ve iyice keyiflenip nasıl olsa zidane tek başına fener'i yeniyor diye tekrar gidip turlarına devam etmişler. maç bitince stada geri dönen madrid'li futbolcular maçın 1-1 berabere bittiğini görüp zidane'ı tebrik etmeye gitmişler. fakat zidane üzgün bir şekilde soyunma odasında oturmaktaymış. ' ne oldu zidane, tek başına 11 kişiye karşı beraberlik aldın, hala niye böyle üzgün duruyorsun? ' diye sormuşlar. zidane'da :
    maçın 70. dakikasında kırmızı kart görüp oyundan atılmasaydım, galip bile gelebilirdim de o yüzden' demiş.
  • 54
    ilk olarak nkfvas nickli yazarımızın sözlükte başlattığı akımdır fakat kendisi tüm entry'lerini silip pilot olduğu için o ara arka arkaya patlattığı bombalar haliyle moderatörler dışındakilere görünmez olmuş. şu an görüp de okurken ciddi ciddi yarıldım ve kendisini de anarak bu kaybolan fıkralardan ziyaretçileri ve kullanıcıları mahrum bırakmak istemedim;

    1- einstein ölmüş ve öteki dünyada cennette kendisine bir malikane tahsis etmişler. einstein malikaneye yerleştikten birkaç gün sonra kapısı çalınmış. kapıyı açan einstein, karşısında yaşlı bir adam görmüş. yaşlı adam einstein'a iq'sunun 160 olduğunu söylemiş. bunu duyan einstein, yaşlı adamı içeri davet etmiş. " gel seninle izafiyet teorisi ve kuantum fiziği hakkında konuşalım " demiş. bir hafta soluksuz muhabbet etmişler ve bir haftanın sonunda yaşlı adam teşekkür ederek evden ayrılmış.

    ertesi gün einstein'ın kapısı yine çalınmış. bu sefer orta yaşlı bir adam ise iq'sunun 80 olduğunu söylemiş. bunu duyan einstein da, " gel seninle de siyaset ve ekonomi üzerine konuşalım " demiş. bir hafta boyunca siyaset ve ekonomi üzerine soluksuz muhabbet etmişler. bir haftanın sonunda orta yaşlı adam einstein'a teşekkür ederek malikaneden ayrılmış.

    ertesi gün einstein'ın kapısı yine çalınmış. bu sefer karşısında 30'lu yaşlarda bir genç adam, iq'sunun 20 olduğunu söylemiş. bunu duyan einstein, genç adamı içeri davet ederken; " gel, seninle de fenerbahçe'yi konuşalım bari " demiş.

    2- istanbul'da çok hızlı sakal traşı yapmasıyla ünlü bir berber varmış. bir gün fenerbahce başkanı aziz yildirim'in acil bir işi çıkmış ve soluğu bu hızlı berberde almış. adam, gerçekten de sakal traşını 2 dakikada yapıp işlemi bitirmiş. aziz yıldırım eline cebine atmış ama hızlı berber; " aman başkanım, siz koskoca fenerbahçe camiasının başkanısınız sizden para almam " demiş. bunun üzerine aziz yıldırım teşekkür ederek dükkandan ayrılmış. ertesi gün dükkanını açmaya gelen berber, kapının önünde bir koli görmüş. kolinin üzerinde aziz yıldırım'ın gönderdiği yazıyormuş. koliyi açınca da içinden 11 milyar türk lirası ve 11 tane fenerbahçe forması çıkmış.

    birkaç dakika sonra kapıdan besiktas başkanı suleyman seba girmiş. onun da işi acilmiş ve bir an önce sakal traşı olması gerekiyormuş. hızlı berber yine 2 dakikada traşı bitirmiş. süleyman seba elini cebine atmış ama hızlı berber; " aman başkanım, siz koskoca beşiktaş camiasının başkanısınız sizden para almam " demiş. bunun üzerine süleyman seba teşekkür ederek dükkandan ayrılmış. ertesi gün dükkanını açmaya gelen berber, kapının önünde bir koli görmüş. dün sabah aziz yıldırım'ın gönderdiği koli aklına gelince, süleyman seba'nın da yüklüce bir para göndereceği düşüncesiyle hemen koliyi açmış. bir de bakmış ki içinde süleyman seba'nın emekli maaşından bir miktar para ve 11 tane beşiktaş forması. buna da şükür deyip ortalığı temizlemeye koyulmuş. derken içeri faruk suren girmiş. takım o sene avrupa'da kupa bırakmamış, dünya devi olmuş ve böyle bir takımın başkanı hızlı berberin dükkanına gelmiş. bunları düşünen berber, diğer ikisine çektiği sizden para almam numarasını faruk süren'e de çekmesi halinde aziz yıldırım'dan ve süleyman seba'dan daha fazla para vereceğini düşünüp traşı bitirdikten sonra elini cebine atan faruk süren'e;

    " aman başkanım, siz koskoca galatasaray camiasının başkanısınız. avrupa'da kazandığınız kupalarla ülkemize büyük sevinçler yaşattınız, sizden bir de para mı alacağız " demiş. bunun üzerine faruk süren teşekkür ederek dükkandan ayrılmış. ertesi gün koli bulacağım sevinci içinde dükkana gelen hızlı berber bir de ne görsün, 15 tane daha galatasaraylı yönetici.

    3- manchester united ile old trafford'ta oynanan ve 6-2 biten maçın ardından istanbul'a dönen fenerbahçe kafilesinde rüştü pek bir efkarlı olduğu için akşam dışarı çıkıp birkaç tek atmaya karar vermiş. o hezimetin ardından dışarı çıkmasının taraftarlar tarafından büyük tepki çekeceğini düşünen rüştü, en iyisi kadın kılığına girip öyle gideyim demiş.

    kadın kılığında bara giden rüştü bir viski söylemiş kendisine ve efkar dağıtırken yanına yaşlı bir kadın yanaşmış. " aa rüştü, fenerbahçeli rüştü, naber " demiş. bunu duyan rüştü şaşırmış. o kadar kılık değiştirdim ama bu kadın beni nasıl tanıdı diye içi içini yemiş.

    efkarı dağılmayan rüştü, ertesi gün tekrar bara gitmiş. bu sefer dünkünden farklı bir kadın kılığıyla gittiği barda viskisini yudumlayıp efkar dağıtırken yanına bir kadın yanaşmış ve, " aa rüştü, fenerbahçeli rüştü, naber " demiş. rüştü yine şoka uğramış, ulan nasıl tanıyor yaa diye iç geçire geçire bardan ayrılmış.

    ertesi gün yine bara gidip efkar dağıtmaya karar veren rüştü, " bu sefer de böyle bir olayla karşılaşırsam beni nasıl tanıdığını soracağım " demiş. diğer iki günden farklı bir kadın kılığında bara gidip viskisini söylemiş. yudumlarken yanına yine bir kadın yanaşmış ve " aa rüştü, fenerbahçeli rüştü, naber " demiş. iyice dellenen rüştü kadını yakalamış ve " ya o kadar kılık değiştirdim, nasıl tanıyorsun beni " diye sormuş. bunun üzerine kadın; " rüştü abi, çaktırma ben tuncay. diğer arkadaşlar da şu masada, efkar dağıtıyoruz gel bize katıl " demiş.

    4- bir gün real madrid, fenerbahçe'yle maç yapmak için istanbul'a gelecekmiş. binmişler uçağa, real madrid'li oyuncular çok üzgün. zidane kaptan olarak sormuş tabi
    - ne o çocuklar yüzünüzden düşen bin parça?
    raul demiş ki:
    - ya abi fenerle oynamayı hiç istemiyoz.
    stata gelmişler. hala millet surat yapıyor. zidane arkadaşlarina;
    - siz gidin istanbul'u gezin, ben fenerbahçe'yle tek basima maç yaparım. demiş.
    bunu duyan arkadaşlari sevinçten havalara uçmuşlar. hemen dalmışlar istanbul gecelerine. maç başlamış. devre arası real madrid'li futbolcular stata gelmişler ve skorboarda bakmislar real madrid 1:0 önde. demişler bi laila yapalım gelelim bari. maçın sonunda geri gelmişler. bi bakmışlar skor 1:1. gitmişler soyunma odasına zidane'yi kutlamaya, ancak zidane almış başını iki elinin arasına ağlıyor.
    - niye ağlıyorsun, sen bütün takıma karşı tek başına oynadın ve maç berabere bitti. bu mükemmel bi şey.
    zidane cevap vermiş;
    - eğer maçın 60. dakikasında kırmızı kart görmeseydim, farka gidecektim. ben ona üzülüyorum.
  • 28
    yasli ve zengin bir adamin hepsi birbirinden zeki 3 oglu varmis. birgün amansiz bir hastalikla yataga düşen yasli adam verasetini açiklamak için ogullarini yanina çagirmis.
    - ogullarim benim vaktim geldi artik, ecel kapida. ben ölünce tabi ki mallarimin hepsi sizin ve siz çok zekisiniz ama siz mallarimi bölüseceksiniz diye birbirinize düsmemeniz için sehrin kadisina gidin. o kadiya benim selamimi söyleyin o size mirasinizi bölüstürür.
    ve adam ölür ogullari da babasinin istegi üzerine kadiya gitmek için yola düserler. tabi yesillik yerlerden, gölden, yagmurdan, çamurdan felan geçerler.
    derken önlerine bi adam çikar ve bizim 3 biradere sorar;
    - efendiler ben devemi kaybettim siz yolda bir deve gördünüz mü? der.
    büyük kardes sorar;
    - tek gözü kör müydü
    adam "evet" der.
    ortanca kardes sorar;
    - kuyrugu kesik miydi
    adam "evet" der
    küçük kardes sorar;
    - bir ayagi topal miydi
    adam ona da "evet" der.
    bu sorulardan sonra 3 birader devesini kaybeden adama biz senin deveni görmedik derler. adam birden sinirlenir. "yaa nasil olur. hem bütün
    özelliklerini bildiniz hem de görmedik diyorsunuz. bende sizinle beraber gidecem ve gittiginiz yerdeki kadiya sizi sikayet
    edecegim" der.
    biraderlerde "olur gel" derler.
    ve sonunda kadinin yanina varirlar, huzuruna çikarlar. 3 birader der ki;
    - efendim bizim babamiz vefat etmeden önce mirasi bölüsmemiz için size gelmemizi söylemisti. biz de bu yüzden geldik. kadi devesini kaybeden adama
    döner ve; -sen niye geldin. der adam da : efendim ben devemi kaybettim. yolda bunlari gördüm. onlara devemi gördünüz mü dedim onlarda devemin bütün özelliklerini bildikleri halde görmedik dediler. ben bunlardan süpheliyim der.
    kadi biraderlere döner ve sorar:
    - sen nerden bildin tek gözünün kör oldugunu.
    - efendim, yolda gelirken yesillik yerden getik. baktim ki yesilliklerin hep bi tarafindan yenilmis öbür tarafina yanasmamis bile. tek gözünün kör oldugunu oradan anladim.
    - peki sen nerden bildin kuyrugunun kesik oldugunu.
    - efendim, yolda gelirken deve pisligi gördüm. devenin pislikleri hep daginik düsmüs. halbuki kuyrugu olsaydi hep toplu düserdi. oradan bildim
    kuyrugunun olmadigini.
    - peki sen nerden bildin bi ayaginin topal oldugunu.
    - efendim, gelirken gölden getik. baktim ki devenin 3 ayaginin tam izi bir de yarim ayak izi var. tek ayaginin topal oldugunu oradan anladim.
    kadi devesini kaybeden adama döner ve "kardesim bunlar senin deveni görmemisler" der. kadi o adami gönderir ve düsünür "ulan bunlar benden zeki
    ben bunlara nasil miras bölüstürecegim. neyse ben bunlara bi ziyafet vereyim sonrada kapi arkasindan dinleyeyim bakalim ne konusuyorlar" diye düsünür ve
    bizim 3 biraderi evine götürür hanimina güzel bi ziyafet hazirlattirir yemek gelir ve kadi "siz yemeginizi yiyin ben bi yere varip gelecegim" der ve kapi
    arkasina geçer.
    büyük kardes der ki;
    - yaa kuzu çok iyiymiste, keske köpek emmeseydi.
    kadi sasirir.
    ortanca kardes der ki;
    - yaa sarap iyiymiste, keske mezar topragindan yapmasalardi.
    kadi iyice sasirir.
    küçük kardes de der ki;
    yaa kadı; iyiymiste, keske ibne olmasaydi.
    kadi bu lafi duyar duymaz gelenlerin zeki oldugunu düsünerek hemen arastirmaya gider.
    kuzuyu aldigi adama "bu kuzu ne emdi" diye sorar.
    adamda "kuzunun annesi öldüydü ben de kapinin önünde yatan köpege emzirttim" der.
    daha sonra sarabi aldigi adama gider ve "bu sarabin topragi nerden" diye sorar. adamda "valla bizim burada en güzel toprak mezarlikta var, ben de
    mezar topragindan yaptim" der.
    kadi "ulan bunlar ikisinide bildi" diye düsünerekten annesinin yanina gider ve "anne ben ibne miyim " diye sorar. annesi de "oglum hatırlamzsın sen
    küçükken ormanda sana oduncu tecavüz etmişti" der.
    kadi bu saskinliklar içinde bizim 3 biraderin yanina gider ve baslar sormaya.
    büyük kardese;
    - söyle bakalim kuzunun köpek emdigini nerden bildin.
    - nerden olacak. bak kuzunun budunun bu kenarinda yag olmaz. ama köpegi emdigi için burada yag var.
    ortanca kardese;
    - söyle bakalim sarabin mezar topragindan oldugunu nerden bildin.
    -nerden olacak. içiyorum içiyorum zevk yerine keder veriyor.
    ve küçük kardese sorar;
    - söyle bakalim sen benim ibne oldugumu nerden bildin.
    - nerden olacak, ibne olmasan girişe fener bayrağı asmazdın

    eksiden alıntı.
  • 41
    fatih terim 1996-2000 yılları arasında galatasaray teknik direktötü iken fransa milli takım teknik direktörü aimé jacquet yakın arkadaşı imiş. o dönemler tabi fransa şiir gibi top oynuyor. fatih terim de bir türlü istediğini alamıyor takımından. karar vermiş aimé jacquet ile görüşüp tiyo alacak. atlamış uçağa, fransaya gitmiş. fransa milli takım kampına gitmiş ve idmanı izlemeye koyulmuş. idman sırasında aimé jacquet'ın yanına sokulmuş ve sormuş:
    - hocam sizin elinizde iyi oyuncular var, bende de var. sizin takım takır takır makine gibi top oynuyor ama ben bir türlü istediğimi alamıyorum takımımdan. nerde problem var?
    aimé jacquet kurt hoca tabi hemen çözmüş mevzuyu. hemen zidane'ı yanına ve sormuş:
    - zidane annenle babanın çocuğu olup senin kardeşin olmayan kimdir?
    zidane hemen yapıştırmış cevabı:
    - benimdir.
    bunu üzerine aimé jacquet fatih terime dönüp
    - bak hocam benim futbolcularım zeki, futbolu ayakları ile değil akılları ile oynuyorlar
    demiş. fatih terim bir hmmm anladım hareketi yapmış o robert de niro mimikleri ile. ilk uçakla dönmüş istanbula, çıkmış idmana. hemen hakan şükür'ü çağırmış yanına ve
    - hakan annenle babanın çocuğu olup senin kardeşin olmayan kimdir?
    diye sormuş. hakan düşünmüş, taşınmış, aklına zerre bişey gelmemiş.
    - hocam ben bi arkadaşlara sorayım
    diyerek ayrılmış hocasının yanından. kaptan bülentle başlamış, cevap yok. sonra suat. onda da cevap yok. emre, hakan ünsal derken tüm takımı dolaşmış ama cevap yok. en son hagiyi bulmuş ve sormuş:
    - hagi annenle babanın çocuğu olup senin kardeşin olmayan kimdir?
    hagi hemen yapıştırmış cevabı:
    -benimdir!
    hakan koşarak hocasının yanına gelmiş ve
    -buldum hocam hagiymiş
    demiş. fatih terim hakan'a ters ters bakarak demiş ki:
    - hassiktir ordan zidane'dir!
  • 91
    serhat akın'ın ali koç eleştirileri yüzünden tehdit edildiğini açıkladığı yayından sonra kurşunlanması üzerine; fb açıklama yapmış;
    "eski futbolcumuz serhat akın’a yapılan silahlı saldırıyı kınıyoruz.
    kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, acil şifalar diliyoruz.
    faillerin en kısa sürede adalet önünde hesap vermesini bekliyoruz."
  • 32
    --- alıntı ---

    6-2 biten man.united-fenerbahçe maçından hemen sonra
    fenerli li rüştü tanınmamak için yaşlı bir adam
    kılığına girer ve bır cafe ye gider. cafe de yanına
    yaşlı bır bayan yanaşır ve : -"naber rüştü" der.

    bunun uzerıne rüştü delirir nasıl tanıdı bu kadın beni
    diye düşünüp durur. ertesi gün yine aynı cafede aynı
    kadın yanaşır rüştü'nün yanına yine -"naber rüştü"
    der.

    3.gün rüştü cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve
    yine aynı kadın yanaşır ve yine -"naber rüştü" der.
    rüştü dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.

    yaşlı teyze : -"olum ben tuncay len" der.

    --- alıntı --- *
  • 51
    reyon görevlisi kıza yaklaşan adam;

    - şu kivinin yarısını verir misin?
    - efendim yarım kivi satmıyoruz.
    - nasıl satmazsınız, ben yarım kivi istiyorum.
    - hayır efendim kesinlikle olmaz size yarım kivi veremem.
    - müdürünüzle görüşmek istiyorum.

    reyon görevlisi kız market müdürünün yana çıkar:
    -beyfendi, aşağıda bir hayvan herif var, yarım kivi almak istiyor.

    tam o esnada arkasından odaya giren adamı farkeden reyon görevlisi kız devam eder:
    - ve bu beyfendi de kivinin diğer yarısını almak istiyor. n'apıyım?

    market müdürü pis pis sırıtır ve:
    - tamam beyfendi arkadaşımız size yardımcı olacak.

    der ve gönderir. kısa bir süre sonra kızı yanına çağıran müdür:

    - aferin, az önce çok iyi toplarladın durumu.
    - teşekkürler efendim.
    - nerelisin sen?
    - ben brezilyalıyım efendim.
    - neden amerikadasın peki?
    - efendim bizim orda insanlar fakirdir. kızlar fahişe, erkekler futbolcu olur.
    - yaa öyle mi? biliyor musun benim karım da brezilyalı.
    - gerçekten mi? hangi takımda oynuyor?
App Store'dan indirin Google Play'den alın