şimdi ben kendisi hakkında bişeyler karalayacağım ama siz yine '' yauv bir şeyi de beğenin '' falan diyeceksiniz. neyse ben yine de başlayayım.
doğru oyuncularla doğru transferler yapılması gerektiğinden bahsettik hep. örneğin feghouli; üst düzey bir sağ kanat oyuncusu, sadece 4.25 milyon euro'ya takımımıza katıldı. doğru oyuncu, doğru rakamlar, ve sonuncunda : mükemmel transfer.
beşiktaş son yıllarda hep doğru rakamlarla transferler yaptı. doğru oyuncular olup olmadığı tartışılır ama çoğunlukla yanlış rakamlar ödemedi. belirli bir maaş politikaları var, bu da takım içerisinde dengelerin korunmasını sağlıyor.
hamza hamzaoğlu'nun galatasaray kariyeri boyunca doğru yaptığı nadir şeylerden biri; takım içi dengelerin korunmasını istemesiydi. şimdi bizler de burada çok dalga geçtik ancak bu takım içi dengeler meselesi dalga konusu olmamalı, kadro mühendisliği çok ciddi çalışma gerektiren bir iş maalesef. bu transfer döneminde de sıkı çalışıldı belli ki, ortaya çıkan takımı görüyoruz. bu takımın bir parçası olması düşünülen welliton ise, alacağı orta düzey maaşla, takımda ne kendisini geri planda hissedecektir, ne de kendini ronaldo sanacaktır. (bkz:
yasin öztekin) bonservisinin olmaması da bu transfere '' rakamlar '' penceresinden baktığımızda bir başka artı olarak duruyor.
belirli bir amaç üzere bir arada bulunan insanların; yani bir toplumun, altyapısını her zaman için ekonomik ilişkileri belirler. kültür, din, dil, ırk gibi etmenler üstyapıyı belirlese de, altyapının hamurunda her zaman iktisadi ilişkiler bulunur. bir futbol takımı da pek tabii topluma örnektir. takım oyuncularının birbiri arasındaki ilişkiyi belirleyen, her şey ama her şeyden önce aralarındaki üretim bağıdır. maçın kazanılması halinde puan primi alacak olan oyuncular, daha sıkı kenetlenir ve birbirlerine daha fazla destek çıkmaya başlarlar. bu sadece bir örnektir, ancak bir takımdaki birliği sağlamak için ekonomik ilişkileri doğru şekilde kurgulamanın olmazsa olmaz olduğu somut bir gerçektir.
bu konuda söyledikleriyle dalga geçilen hamza hamzaoğlu, bilerek veya bilmeyerek, marx - engels diyalektiğiyle hareket etmektedir aslında.
welliton transferini oyuncu - rakamlar kriterinin '' rakamlar '' yönüyle ele alırsak, gayet mantıklı bir iş gibi durmaktadır.
doğru oyuncu olup olmadığı ise daha karmaşık gibi görünen fakat genel hatları daha belirgin olan bir mesele. welliton, kulübeden gelip size ne verebileceği belli olan bir kanat-forvet. ancak sözleşme feshi konusunda hukuki sürecin devam ediyor olması ciddi bir dezavantaj. olası bir olumsuz kararda, kulübümüz ceza ile karşılaşabilir. bir diğer olumsuz yanı ise yaşı. 3. forvet olarak dünyada alabileceğiniz 18-24 yaş arası tonlarca oyuncu varken, 30 yaşında bir oyuncunun peşinden koşmak pek mantıklı görünmüyor. bu gerçekler göz önüne alındığında, welliton'un '' doğru oyuncu '' olma konusunda eksikleri olduğu aşikar.
doğru rakamlar, ancak çok da doğru oyuncu değil. eh işte bir transfer olur; mali ve sportif yönleri incelendiğinde.
bu arada adettendir, benim adetimdir yani :( :
where are you from güzel kardeşim ?
ey kel kafalı tontişim, ey benim ruh eşim
lazım oldu bize bir kanat - forvet
lükse gerek yok, bütçe 1m'dan ibaret
istanbul takımlarından bulamadık bunu
tek tek adımladık transferin yolunu
ortada kaldık, para istediler elli ton
neden o sen olmayasın kel kafalı welliton :(
baş harflere bakınca rusya liginde gol kralı oluyorsunuz :(
(bkz:
o sen olsan bari)