yeteneklidir, şudur budur, hepsine tamam ama
1 mart 2012 olympiakos galatasaray basketbol maçı özelinde bakacak olursak, üzerine biraz daha düşülmesi ve faul problemine sokulması gereken oyuncu idi. üçüncü faulünü bitime 3-4 dk. kala yaptırabildik. halbuki çok daha erken ikilemişti. bunu yapabilecek lakovic gibi de bir oyuncuya sahibiz ama kullanamadık. sonuçta gördük ki oyunda olmadığı dönemlerle bizim geri dönüşlerimiz hep aynı bölümlerde oldu. biraz daha kenara hapsedebilmeliydik belki de...
ikinci konu savunulmasındaki hata. neredeyse tüm pozisyonlarda yardıma gelen uzunun perdesinden faydalanıp kah göksenin'i, kah ender'i, kah gordon'u ekarte etmeyi bildi. ayakları çok çabuk ama dripling imkanını biraz daha kısabilmeliydik. bu da savunmacısının araya koyduğu mesafe ile ilgili bir konu ve 3 numara yardımıyla... bu sayede belki ondan gene aynı sayıyı yerdik ama asist sayısını aşağı çekebilirdik. asist spanoulis bir oyun kurucunun oyunla asıl bağıdır. potaya çok rahat geldi. sonra zaten yaratıcı oyuncu olduğu için ister final pasıyla ister şutuyla kolay bitirdi. bu kadar kolay olmamalıydı. illa atacaksa zorladığımız dış şutları kullanmalıydı.
psikolojik olarak çok rahat bir maç çıkarttı. bu 40 dakika boyunca böyle olmamalıydı. dilediği kadar dinlendi, girdiğinde kaldığı yerden devam edebildi. hiç zorlanmadı. zorlayamadık. pas yolları açık kaldı hep. özellikle gordon çıktıktan sonra önündeki engellerin tamamen kalktığının farkına vardı ve bunu kullanmayı bildi. lakovic'ten kaptığı toplar bence maçın kritik noktalarındandı.
sonuç olarak aldı verdi, spanoulis bizi yendi.