1
futbol bilgisi pek de derin olmayan kesim tarafından "yavaş stoper" olarak adlandırılmalarını sağlayan husus. burada bu insanları "yavaş stoper" veya "hızlı stoper" olarak ayırt edenleri doğrudan eleştirmiyorum, maalesef bu tabirler, "hakan şükür tipi forvet" ve "melo tipi orta saha" gibi, aslında futbol literatüründe tanımı olan ancak türk spor basınının ve türk halkının kolaya kaçması nedeniyle hepimiz tarafından kullanılıyor.
bununla birlikte, artık sözlükte okumaktan, farklı başlıklar altına yazmaktan sıkıldığım için görşlerimi ve bilgilerimi tek başlık altında toplamak istedim. öncelikle hız ve hızlanma, yani fmden, fifadan aşina olduğumuz üzere acceleration ve pace kavramlarının birbirinden bağımsız kavramlar olduğunu anlamak lazım.
hız olarak nitelendireceğimiz pace, insanın %100 eforla koştuğu maksimum hızı ifade eder. acceleration ise, insanın %100 hızına ulaşma hızını ifade eder; tıpkı arabalar gibi. bir kere bu ikisi birbirinden bağımsız sayılabilecek hususlar. uzun boylu ve uzun bacaklı insanlar, spor ayırt etmeksizin pace, yani hızı accelerationlarından daha fazla olan insanlardır. bunun temel sebebi, sürtünme, aynı metrede atılan adım sayısı ve hepsinden önemlisi kütle ağırlığıdır. oyuncak bir araba yokuş aşağı kalkışta dodge viper'ı yer, messi dar alanda ronaldo'dan daha hızlıdır vb. vb.
futbola geçmeden önce, dünyanın 100 metreyi en hızlı koşan insanı olan, 1.95 boyundaki usain bolt kardeşimizle ilgili olarak, izleyenlerin bildiği, ancak izlemeyenlerin bilemeyeceği çok ilginç bir istatistik vermek istiyorum. 100 metrede ortalığı ağlatan bu kardeşimiz, futbolun evrensel kabul edilen sprint mesafeleri (antrenmanlarda atılan sprint mesafeleri) 20-40-60 metrede muhtemelen geride bıraktığı çoğu koşucunun arkasında kalacaktır. nitekim, kendisi yarışlarda bir hobi olarak arkadan gelmemekte, bir önceki paragrafta bahsettiğim sebepler nedeniyle maksimum hızı diğerlerinden fazla olmasına rağmen, kendisinden kısa diğer koşuculara nazaran bu hıza ulaşması az biraz daha süre almaktadır. elbette kendisinin üstün atletik meziyetleri nedeniyle bu süre 0.6-0.8 saniye kadar kısa bir süredir ancak bu adamın işi sadece 100 metre koşmaktır. stoperin işi cart curt sprint atmak değildir.
bu kapsamda, uzun boylu olup - ki burada uzun boy 1.90+ boydur" accelerationı yüksek olan stoper sayısı çok çok azdır. bu olağan bir sonuç. adama top çalma, kafa topuna çıkma gibi şeyler öğretiliyor çünkü esas işi bu adamın. bu kapsamda, uzun boylu çoğu stoper, karşısında pırpır bir kanat oyuncusu geldiğinde ve açık alanda yakalandığında yakalayamaması veya çalım yemesi olağandır. çünkü boy ve kilo gibi hızı etkileyen hususlar aynı zamanda çevikliği de etkilemektedir.
önekler ile ilerleyelim; dünya tarihinin en iyi stoper ikililerine geçersek, nemanja vidic ve rio ferdinand ikilisi ekseriyetle yavaş stoperlerdir. yine jaap stam ve alessandro nesta ikilisi de sprinter stoperler değildirler. yine bir dönemin sağlıklı hallerinde en dominant stoper hattı olarak kabul ettiğim mats hummels - neven subotic ikilisi de hızlı değildiler; o kadar ki, beşiktaş eşleşmesi sonrasında bu sözlük satılarında "hummels de iyi yavaşmış hee" gibi yazılar okuduk, buna rağmen bu ikili jurgen klopp'un hayvan gibi önde basmayı gerektiren gegenpress taktiği ile oynayan bir takımda oynayarak şampiyonluk yaşadı ve cl finali gördü. yine dünyanın aktif elit stoperlerindenjerome boateng'in messi karşısında paramparça edildiğini de gördü bu gözler.
dünyanın hızlı kabul edilen elit (a+/a-) stoperlerine dönersek, leonardo bonucci, raphael varane biraz aymeric laporte biraz john stones. bunların maçlarını izleyenler, hızlı kanat oyuncuları karşısında hemen hepsinin arkada kaldığı veya rahat çalım yiyebildiğini görecektir. ancak bu açık alan 30-40 metre olursa, yine görülecek ki top speed noktasında bu adamlar rakipleri yakalayabiliyor.
buradan sözlük formatına uygun olarak maicon pereira roque ve transfer olacağı konuşulan gary cahill ikilisine dönmek istiyorum. bir stoperin yavaş hızlanması son derece normaldir; bu adamlar 1.95 adamlar. bu adamların işi açık alanda adam kovalamak değil. onun için bekler, ön libero, 8, hatta kanat adamları var. kaldı ki stoperin futboldaki temel görevi, takımın ve rakibin sete yerleştiği pozisyonlarda rakibin gol atmasını engellemek, zaman zaman ihtiyaç halinde kademeye girmektir. yukarıda saydığım bütün adamlar, kontrataklarda rakibe karşı açık alanda yakalanırlarsa etkisiz kalabilecek ancak, takım savunma setindeyken rakibe kale yüzü göstermeyen adamlardır.
buradan yola çıkarak gelmek istediğim nokta şu; son 15 seneye bakarsak, dominant takımların (yan top tehdidi muazzam epl dışında) genelde bir hızlı bir kule stoper ile kadro kurduğunu görüyoruz. puyol - pique, pique - mascherano, pique - umtiti barcelona'nın son dönem stoper hattı. real madrid elinde iki tarafta da çok etkili bir ramos bulundurduğundan önce pepe ile eşleştirdi, şimdi ise varane ile oynuyor. savunması ile ön plana çıkan juventus'ta chiellini 1.84 boyu ile uzun bir stoper sayılmaz. dortmund, gegenpress'e uygun düşecek şekilde çabuk hızlanabilen 1.86'lık sokratis'i aldı -ki kendisi de ekstra bir stoperdir- , aynı sebeplerle sokratis arsenal'e gitti. chelsea, boyuna göre nispeten hızlı rüdiger ve luiz ikilisini oynatıyor. bunlar istisna olmakla birlikte, elit kanatlar karşısında sıkıntı yaşayan adamlar. bu kapsamda eğer hızdan dem vuracaksak, bu noktada maicon veya cahill'i yavaş diye eleştirmek yerine, serdar'ı çabuklaştıracak bir sistem üretmemiz lazım. bu adamlar -ki son örnek 19 ağustos göztepe maçında maicon- havadan karadan ceza sahası içinde rakibe iş yaptırmayacak, diğeri ise kovalayacak.
bu nedenle artık "yavaş bu adam" muhabbeti bitsin. şampiyonlar ligi'nde bu kadar kontra yemeyeceğimiz için bu adamların faydasını göreceğiz. yine her yan topta yüreği ağzına gelen, son 3 sezonda yan toptan bilmem kaç tane gol yiyerek puan kaybetmiş takımın taraftarı olarak, yan top açığımızı kapayan bu adamların, kontra açık alan açığımızı kapayan adamlardan daha fazla puan kazandıracağına eminim.
bununla birlikte, artık sözlükte okumaktan, farklı başlıklar altına yazmaktan sıkıldığım için görşlerimi ve bilgilerimi tek başlık altında toplamak istedim. öncelikle hız ve hızlanma, yani fmden, fifadan aşina olduğumuz üzere acceleration ve pace kavramlarının birbirinden bağımsız kavramlar olduğunu anlamak lazım.
hız olarak nitelendireceğimiz pace, insanın %100 eforla koştuğu maksimum hızı ifade eder. acceleration ise, insanın %100 hızına ulaşma hızını ifade eder; tıpkı arabalar gibi. bir kere bu ikisi birbirinden bağımsız sayılabilecek hususlar. uzun boylu ve uzun bacaklı insanlar, spor ayırt etmeksizin pace, yani hızı accelerationlarından daha fazla olan insanlardır. bunun temel sebebi, sürtünme, aynı metrede atılan adım sayısı ve hepsinden önemlisi kütle ağırlığıdır. oyuncak bir araba yokuş aşağı kalkışta dodge viper'ı yer, messi dar alanda ronaldo'dan daha hızlıdır vb. vb.
futbola geçmeden önce, dünyanın 100 metreyi en hızlı koşan insanı olan, 1.95 boyundaki usain bolt kardeşimizle ilgili olarak, izleyenlerin bildiği, ancak izlemeyenlerin bilemeyeceği çok ilginç bir istatistik vermek istiyorum. 100 metrede ortalığı ağlatan bu kardeşimiz, futbolun evrensel kabul edilen sprint mesafeleri (antrenmanlarda atılan sprint mesafeleri) 20-40-60 metrede muhtemelen geride bıraktığı çoğu koşucunun arkasında kalacaktır. nitekim, kendisi yarışlarda bir hobi olarak arkadan gelmemekte, bir önceki paragrafta bahsettiğim sebepler nedeniyle maksimum hızı diğerlerinden fazla olmasına rağmen, kendisinden kısa diğer koşuculara nazaran bu hıza ulaşması az biraz daha süre almaktadır. elbette kendisinin üstün atletik meziyetleri nedeniyle bu süre 0.6-0.8 saniye kadar kısa bir süredir ancak bu adamın işi sadece 100 metre koşmaktır. stoperin işi cart curt sprint atmak değildir.
bu kapsamda, uzun boylu olup - ki burada uzun boy 1.90+ boydur" accelerationı yüksek olan stoper sayısı çok çok azdır. bu olağan bir sonuç. adama top çalma, kafa topuna çıkma gibi şeyler öğretiliyor çünkü esas işi bu adamın. bu kapsamda, uzun boylu çoğu stoper, karşısında pırpır bir kanat oyuncusu geldiğinde ve açık alanda yakalandığında yakalayamaması veya çalım yemesi olağandır. çünkü boy ve kilo gibi hızı etkileyen hususlar aynı zamanda çevikliği de etkilemektedir.
önekler ile ilerleyelim; dünya tarihinin en iyi stoper ikililerine geçersek, nemanja vidic ve rio ferdinand ikilisi ekseriyetle yavaş stoperlerdir. yine jaap stam ve alessandro nesta ikilisi de sprinter stoperler değildirler. yine bir dönemin sağlıklı hallerinde en dominant stoper hattı olarak kabul ettiğim mats hummels - neven subotic ikilisi de hızlı değildiler; o kadar ki, beşiktaş eşleşmesi sonrasında bu sözlük satılarında "hummels de iyi yavaşmış hee" gibi yazılar okuduk, buna rağmen bu ikili jurgen klopp'un hayvan gibi önde basmayı gerektiren gegenpress taktiği ile oynayan bir takımda oynayarak şampiyonluk yaşadı ve cl finali gördü. yine dünyanın aktif elit stoperlerindenjerome boateng'in messi karşısında paramparça edildiğini de gördü bu gözler.
dünyanın hızlı kabul edilen elit (a+/a-) stoperlerine dönersek, leonardo bonucci, raphael varane biraz aymeric laporte biraz john stones. bunların maçlarını izleyenler, hızlı kanat oyuncuları karşısında hemen hepsinin arkada kaldığı veya rahat çalım yiyebildiğini görecektir. ancak bu açık alan 30-40 metre olursa, yine görülecek ki top speed noktasında bu adamlar rakipleri yakalayabiliyor.
buradan sözlük formatına uygun olarak maicon pereira roque ve transfer olacağı konuşulan gary cahill ikilisine dönmek istiyorum. bir stoperin yavaş hızlanması son derece normaldir; bu adamlar 1.95 adamlar. bu adamların işi açık alanda adam kovalamak değil. onun için bekler, ön libero, 8, hatta kanat adamları var. kaldı ki stoperin futboldaki temel görevi, takımın ve rakibin sete yerleştiği pozisyonlarda rakibin gol atmasını engellemek, zaman zaman ihtiyaç halinde kademeye girmektir. yukarıda saydığım bütün adamlar, kontrataklarda rakibe karşı açık alanda yakalanırlarsa etkisiz kalabilecek ancak, takım savunma setindeyken rakibe kale yüzü göstermeyen adamlardır.
buradan yola çıkarak gelmek istediğim nokta şu; son 15 seneye bakarsak, dominant takımların (yan top tehdidi muazzam epl dışında) genelde bir hızlı bir kule stoper ile kadro kurduğunu görüyoruz. puyol - pique, pique - mascherano, pique - umtiti barcelona'nın son dönem stoper hattı. real madrid elinde iki tarafta da çok etkili bir ramos bulundurduğundan önce pepe ile eşleştirdi, şimdi ise varane ile oynuyor. savunması ile ön plana çıkan juventus'ta chiellini 1.84 boyu ile uzun bir stoper sayılmaz. dortmund, gegenpress'e uygun düşecek şekilde çabuk hızlanabilen 1.86'lık sokratis'i aldı -ki kendisi de ekstra bir stoperdir- , aynı sebeplerle sokratis arsenal'e gitti. chelsea, boyuna göre nispeten hızlı rüdiger ve luiz ikilisini oynatıyor. bunlar istisna olmakla birlikte, elit kanatlar karşısında sıkıntı yaşayan adamlar. bu kapsamda eğer hızdan dem vuracaksak, bu noktada maicon veya cahill'i yavaş diye eleştirmek yerine, serdar'ı çabuklaştıracak bir sistem üretmemiz lazım. bu adamlar -ki son örnek 19 ağustos göztepe maçında maicon- havadan karadan ceza sahası içinde rakibe iş yaptırmayacak, diğeri ise kovalayacak.
bu nedenle artık "yavaş bu adam" muhabbeti bitsin. şampiyonlar ligi'nde bu kadar kontra yemeyeceğimiz için bu adamların faydasını göreceğiz. yine her yan topta yüreği ağzına gelen, son 3 sezonda yan toptan bilmem kaç tane gol yiyerek puan kaybetmiş takımın taraftarı olarak, yan top açığımızı kapayan bu adamların, kontra açık alan açığımızı kapayan adamlardan daha fazla puan kazandıracağına eminim.

