• 77
    sayın başkan,

    tff'nin yalanlamadığı bizzat başkanı olan y. demirören tarafından dile getirilen 3 yıl avrupa'ya gitmesek ne olur tezinin çılgın sonucunda galatasaray'ın avrupa'ya gidememesi sonucunun gerçekleşme ihtimali hayatımızı kemiren bir gündem olarak durmaktadır.

    maalesef bizim dışımızda gelişen olaylar sebebiyle böyle bir gündemin var olması bile türk futbolu için utançtır.

    bu durumda hangi yatırım yapılabilir? hangi planlamalar yapılabilir? ne yönetilebilir? ne kupası alınır? taraftar olmak bile zordur bu belirsizlik içinde.

    sizden bir taraftar olarak talebim şike süreci sonucunda galatasaray'ın avrupa'ya gidememesi cezasına karşılık hazırlık yapmanızdır.

    bir taraftar olarak bu hazırlık sürecinde aşağıdaki önerimi değerlendirmenizi talep etmekteyim.

    galatasaray dünya çapında bir kulüp olup sadece 8.750 üyesi bulunmaktadır. borç ise tam bilmemekle birlikte tahminim 300.000.000 usd civarındadır.

    kulüp üyeliğini lütfen halka makul bedellerle açınız.
    en basit hesap
    100.000 kişi den 1.000 usd alsan = 100.000.000 usd
    2 yılda taksitle toplam 2.000 usd alsan = 200.000.000 usd
    3 yılda taksitle toplam 3.000 usd alsan = 300.000.000 usd

    türkiye nüfusu yaklaşık 75.000.000 kişidir. bunun %10 nunun yani 7.500.000'nun mali durumu iyi olduğu rahatlıkla söylenebilir. 7.500.000'nun en az 1/3 ü galatasaray taraftarıdır. yani 2.500.000 galatasaray taraftarının mali durumu iyi ve bu 3.000 usd yi 3 yılda 3 taksitte ödeyebilecek durumdadır. bu 2,5 milyonun sadece 100.000 kişisi 3 yılda 3.000 usd dan 300.000.000 usd'yi ödeyebilir.

    yönetim talep toplasın, talep varsa tüzüğü değiştirsin ve borçlar acilen bu yolla ödensin.

    şayet şikecilerin yaptığı kulüpleri bağlamaz ancak şikecilerin yaptığı hiç bir suçu olmayan galatasaray'ı bağlar ve galatasaray avrupa'ya gidemez şeklinde bir karar çıkar ise galatasaray yönetimi takımı ligden çekmelidir.

    ben razıyım galatasaray amatör ligine gitsin orada sıfırdan başlasın yeterki haksızlık karşısında dik dursun. haksızlık karşısında susanlar ama diyenler, borç var filan diyenler de haklıdır. bunun içinde yukardaki hazırlıklara başlanmalı böyle bir karar çıkar ise galatasaray'ın ligden çekileceği şimdiden deklare edilmelidir.

    mevcut borçların ödenmesi içinde galatasaray'ın 100.000 taraftarı 3 yıl içinde 3.000 usd'den 300.000.000 usd borcu ödeyecektir. aksi halde sırf borcumuz var denerek haksız yere ceza almış ve sessiz kalmış durumda kalacağız. bunu bir taraftar olarak içime sindirmem mümkün değildir.

    saygılarımla,

    edit; imla
  • 88
    başkanım;

    20 milyon galatasaraylı'nın şu anki iktidara oy verdiğini söylemiştiniz. buna göre hareket ediyorsanız size bir şey hatırlatmak isterim.

    türkiye'de 25 milyon galatasaraylı var olduğu anket sonuçlarıyla öngörülüyor. bunu bir kenara yazdık başkanım. peki, afedersiniz ama sizi sokaktaki her iki insandan birinin akp'ye oy verdiğini düşünen kafalarla bir tutmak istemesem de son seçimdeki geçerli oy sayısına bakmamız gerekir ki bu da 42 milyon 900 bin küsürlü birşeylerdi; 43 milyon diyelim. %50 oyu aldıklarını biliyoruz. ne yaptı? 21.5 milyon oy. peki bunların kaçı galatasaraylı olabilir? hani örneklem seçmeliyiz ya, hadi ülke geneline yayalım, zihniyet ayrımı yapmadan. (yani ortalama bir türk'ün siyasi görüşünü ortalama bir galatasaraylı'ya indirgeyelim. gerçi eminim ki... neyse...) dolayısıyla 21.5 miyonun üçte birinden biraz daha azını almamız gerekir; ki bu da 7 milyon yapsın. tamam daha az olmasın 7 milyon yapsın.

    başa döndük başkanım. 25 - 7 = 18 milyon galatasaraylı var * ki, bunların her birinin sizin bireysel siyasi görüşünüzden bağımsız olarak; mevcut iktidara karşı yumuşak bir tavır gösterdiğiniz ve kendilerinin haklarını savunmadığınız her hareketten size hesap sorma hakkı vardır.

    (bkz: seyrantepe'yi galatasaray ve beşiktaş'ın ortak kullanması)

    o yüzden farkında olunuz ki; hükümetler gelip geçicidir, sizse yüzlerce yıllık bir kulübün, bir geleneğin, bazı örflerin devamını sağlamalısınız. bizim yüzümüzü kara çıkarmayacağınıza inanıyoruz.

    hürmetler
  • 90
    başkanım,

    transfer zerre kadar önemli değil bu bünye için yemin ederim. varsa yoksa stad meselesi şu sıralar.

    eğer illa beşiktaş o stadda oynayacaksa biz bırakıp gidelim o stadı. unutma başkanım ''cimbom başı dik yürür''.

    ya beşiktaş'ı o stada sokma ya da biz terkedelim gidelim 100 yılın hareketine imza atmış olalım.

    kombine parasını geri isteyecek bir galatasaraylı bile olmayacaktır stadı terk etsek bile. öyle düşünüyorum. gerekirse florya metin oktay tesisleri antreman sahasında oynayalım ama beşiktaş ile birlikte arena'yı paylaşmayalım.

    şu an bu konu kulübün en önemli onur mücadelesi haline gelmiştir. biz 30 liralık tişörtten 30.000 tane alan kolpacılar gibi değiliz. yüz milyonlarca liralık kombinelerden 40.000 tane alanlardanız. her türlü fedakarlığa hazırız. yeter ki başımızı eğdirme öne.

    saygılar
  • 91
    başkanım;

    bir aşkta sevdayı tırmalayacak tek şey artık onun söylediklerine inanmamaktır. ben, başkanım, orada, sarı ve kırmızı tonları sevgililik makamından gören herkes gibi sizinde sevdiklerinize -sevdiğinizden ötürü sevdiklerinize- yalan söylemeyeceğinizi düşünüyorum. düşünmek sevmektir başkanım, başlamaktır, başladım, bitirmeyin.
    o tonda bazı yalanlar söylendi diye diyorum, yoksa üstünüze almasanız da olur. yoksa benim üstümdeki sevda ne sizin yalanlarınızla ne de ne bileyim tırmık izleriyle geçecek bir sevda değildir.
    ama sevdiğini kandırmak, sevene yalan söylemek her aşkta ayıptır, ayıp da üzerinize en son yakışacak tondur.
    hakkını verin yeter. paylaşalım da yürekten olsun, bizim olsun yeter.
    inan. çoğunda, azında değiliz.
    samimiyetindeyiz.

    başkanım,
    bir de şu malum stadın ortak kullanılması hadisesi. biz devlete mecidiyeköy'ün göbek yerinden ve pahası biçilemeyecek kadar olduğundan terzi bile dokundurmayacak yerden 'stat' vermedik mi? sanki statsız çimlerimiz vardı da, lütfettiler, çimli stadımız oldu 'argümanını' anlayamadım. ali samiyen de misal özünde devletin (gsgm falan olması lazım) ama 49 yıllığına galatasaray'ın malı değil miydi? inönü'de şimdi ve restoresinden sonra yeniden aynı mantıkla beşiktaş'ın olmayacak mı? o zaman "buralar hep devletindir" demek konuyu sündürmek, sündürdüğü yerlerinden yeni sürüngen konular elde ederek bir yerden sonra konunun kendisini asıl konusundan uzaklaştırarak ve konuyu çarpıtarak ve konusuz yerlerde konuya alakasız başlıklarla konuşmak sportmenlik midir başkanım? başkanım, şöyle düşünüyorum, eğer bu tt arena'da beşiktaş'ın da oynama hakkı vardır, zaten stat devletindir, galatasaray'ın değildir deniliyorsa, biz de mecidiyeköy'de ali samiyenimizin üstüne ne yapılacaksa, kime satılacaksa, biz de ortak olalım, bizimdir diyelim. eğer kör bir noktadan tartışmaya göz açacaksak zaten göremeyiz, o vakit ben de körleştireyim, zira bazen hukuki ya da bürokrasi bilmez yurdumda her şey manipüle etmek üzerine kurulu. biz canım sami yen'i devlete verip, tt arena'ya geçmedik mi? 49 yılın kaçından feragat ettik mesela? bu ülkeye uefa ve süper kupa kazandırmanın 'iç güveyisinden hallice' bir tutumu olmaz mı? başarı, bıçaklanmak zorunda mıdır? başkanım, mesele şu; zorumuza giden de şu, sanki orasını bize hiçbir bedeli olmadan vermişler ve onursuzca ya da namussuzca üzerimize almışız ya da birileri bize peşkeş çekmiş gibi hissettiriyorlar ya, odur. işte onu, stadımızda kim oynasın oynamasın, prosedür ne der ne demez, hukuki anlaşması nedir ne değildir, hepsinden önce, başkanım, bunu kamuoyuna sağlıklı bir şekilde anlatmanız gerekmektedir. biliyorum, konuyu konusuz yerlere çekip esas tartıştığımız konuyu bile unutturarak konusuz bir yerde öyle salak bir konunun etrafında dönerek tartışmak her meselede bu ülke gazetelerinin, televizyonlarının ve tabi köşeyazarlarının dahi asli görevidir. ama başkanım sizin asli göreviniz galatasaray spor kulübü başkanlığıdır!

    başkanım;
    sözü beraber verelim. tutalım. bazen sözü verirsin olmadık şeyler gelir, hangimizin başına gelmez, malum transfer hadiselerinden bahsediyorum. bilirsiniz ki bunun da taraftarları vardır ve her köşede bolca bulunur. biz armayı kendimize transfer ettiğimizden beri bu işlerle pek uğraşmayız. bizim istediğimiz armanın hakkını vermektir. metin oktay'ın transferi mesela öyle büyük hadise değildir ama metin oktay tarihi bir armanın hakkını verme hadisesidir. şöyle başkanım, dedim ya, hayattır olur bazen söz verirsin hem de en sevdiklerine de olmaz, aksilik de bir hayat ideolojisidir, bazen aksilik insandan önce koşar ve senin bütün planlarını alt üst eder, savaşları ya da devrimleri ya da büyük değişimleri bir dakika evvel olur ya da olmaz eden şu garip 'aksilik ideolojisi' değil midir? olsun. mesele o değil. mesele, sevdiğini en üzmeyecek tonda, onunla ortak bir dil ve akıl geliştirerek birlikte yürümektir. yürüyelim başkanım. büyük cümleler ya da ünlemlerle konuşmaktan ziyade küçük ama anlaşılır işaretlerle gözümüzün içine bakarak konuşsak daha güzel olur. hakkını verelim. hakkını verdiğini bilelim.
    demem şudur ki, döndük dolaştık bak ki, metin oktay tarihinden bir armanın hakkını verme cümlesine yaslandık ki, ne güzel, ne diyordu metin oktay "bizi sevenleri üzmeyelim baba"
    üzmeyelim başkan. olmayabilir, insanlık hadisesidir, neden olmasına 'neden olmadı' diyelim ki.
    ama yalan söylemeye ve yalana bir kere inanmaya ve bir 'söz söyleme biçimi' haline getirirsek, üzeriz sevenleri.

    sevgiyle
  • 93
    sayın başkanım ;

    bu sene ve geçen sene almaya gidip veya bu sene alacağınızı beyan ettiğiniz fakat ne şimdi ne de geçmişte bu söylemlerinizi haklı çıkaran transfer hamleleri gerçekleşmemiş olsa da büyük galatasaray taraftarı olarak bizler, bu tür hareketleri unutabiliriz ya da unutmasak da hoş görebiliriz. fakat sakın bizden türlü zorluklarla elde ettiğimiz yeni mabedimizi elalemle paylaşmamızı beklemeyin ! bu tur beklentiniz var ise de sakın dillendirmeyin ! yoksa sizi çok seven bizler, sizi yanlış tanıdığımız bir sevgili olarak görür ve onlardan nasıl nefret ediliyorsa öyle nefret ederiz. galatasarayımızın menfaatleri ve taraftarlık bunu gerektirir. bir gün o başkanlık koltuğundan ineceksiniz ve tekrar bizim aramıza döneceksiniz. işte o zamanı hayal ederek karar verin. hayal edin ki bizim yanımıza geri döndüğünüz zaman, insan içine çıkabilin.

    sizi gerçekten çok seviyorum.

    saygılar.
  • 94
    sayın ünal başgan;

    dany, umut, hamit, burak ve amrabat transferleriyle verdiğiniz sözleri* fazlasıyla tuttunuz.. melo'yla da anlaşırsanız iki sene üst üste nokta transfer olayının ebesine atlamış olacaksınız.. onun haricinde herhangi bir çilek peşinde koşmanıza gerek yok.. bize bu kadarı yeter.. şimdi sakin olun ve o çek defterini yere bırakın..

    teşekkür ederim,

    saygılar..
  • 96
    başkanım

    mektubunuzu şimdi aldım. evimize kadar göndermiş olduğunuz şahane pasta için teşekkür ederim. çilekler sizdeymiş. bize gelince pastanın üstüne koyup mumlarla beraber üfleyerek flaşları patlatacağız diye yazmışsınız. çoluk çocuk öyle mutlu olduk ki başkanım. sabırsızlıkla gelmenizi bekliyoruz.
    ha bir de başkanım taşşağınızla ilgili samimi duygularımı benden evvel ki arkadaş belirtmiş o yüzden tekrara düşmek istemem. lütfen yanlış anlamayınız...

    saygılar...
App Store'dan indirin Google Play'den alın