25
gelenlerin sayısı 1 milyon olsaydı inanın sesimi çıkarmazdım ama
>gelenlerin sayısı en az 4 milyon hatta daha fazla diyenler var.
>gelenlerin tamamı gettolaştı ülkenin kültürüne entegre olamadı.
>radikal islamcı gruplar arttı. selefizm yayılmaya başladı.
>şeriat ilkelerini dayatmaya başladılar.
>neredeyse tamamı kayıtsız çalışıyor. türklerde işsizliğin patlamasına neden oldular.
>yarınlar yokmuşçasına çocuk yapıyorlar. tavşanlar gibi çoğalıyorlar. demografiyi tehdit etmeye başladılar.
>ülkede barınma sorununun patlamasına neden oldular.
bu işi savunan arkadaş herhangi bir faydasını yazarsa sevinirim.
17
gayet haklı, dogru ve yerinde bir taleptir. umarım en kısa zamanda gerceklesir. dönüş şekilleri pek umrumda degil, geldikleri gibi de gidebilirler yani.
32
ülkemde mülteci, sığınmacı istemiyorum.
5
ıçinde bulunduğumuz şartlarda son derece haklı ve gündemde olması gereken ve ülkenin dört bir yanında artması gereken slogandır.
ülkeye asker kıyafetli, kaydı kimliği belirsiz yüzbinlerce insanın doluşmasını istememek nasıl ırkçılık oluyor onu da anlayabilmiş değilim. ülkenin başkentine kadar ilerlemiş bu kalabalık. soran yok, sen kimsin diyen yok. sınırına kurarsın bir alan orada gerekli yerleşim imkanını sağlarsın, sahra hastanesi, doktoru, yemeği, barınması, ısınması her imkanını sağlar kaydına kuyduna geçmişine bakar gereğini öyle yaparsın. dingonun ahırı mı burası diyeceğim ama o kadar bile değiliz.
daha geçen sene "türkiye çok zor, az para veriyorlar, çok çalıştırıyorlar avrupa daha güzel" diyerek sınıra koşan suriyeli göçmenleri gördü bu gözler.
ayrıca hiç ırkçılık diye demogoji kasmanım lüzumu yok. biz insanları derilerinin rengi, dinleri, mezhepleri,milletleri,güzellikleri veya cinsiyetleri üzerinden yargılamıyoruz. ülkeye giren insanın adı bile sorulmuyor. belki adam ülkesinde katil, tecavüzcü, hırsız ama buraya elini kolunu sallayarak girdi. bunun afganla suriyeliyle ne alakası var? 20 yıl yaşadığımız mahallemizde yeri geliyor neler duyuyoruz da bu adam bunu yapmaz hayatta nasıl anlamamışız diyoruz.
ayrıca çok üzgünüm ama önce can sonra canan. önce kendi insanımıza bakacağız, doyuracağız, mutlu edeceğiz ondan sonra başkalarının derdiyle pekala ilgilenebiliriz. ekonomik olarak zaten durumumuz ortada. bir de bu yükü bu ülke nasıl kaldırsın?
10
benim ülkedeki sosyal haklarımı kendileri alıyorsa, benim eşek gibi çalışıp zorla girip okuyacağım üniversiteye puansız giriyorsa, benim para vererek kullanabildiğim sağlık sistemini bedavadan kullanıyorsa, benim mahallemde beni huzursuz edecek eylemler yapıyorsa, benim verdiğim vergi ile çalışmadan oturup geçiniyorsa ve ben bunların olmaısnı istemeyip söyleyince ırkçı oluyorsam dünyadaki en ırkçı insan benim.
çok istiyorsanız alın evinizde besleyin. bana yılan dokunmuyor zaten diyerek dalga geçer gibi ülkeyi affedersiniz bok çukuruna çevirecek olaya olumlu bakıyorsanız bir cümle önceki önerimi dikkate alabilirsiniz. ama yarın öbürgün o yılan sizi sokarsa hiç ağlamayacaksınız!
11
ırkçılık değildir. ülkedeki pasta belli. kendi nüfusunu doyurmaya yetmiyor. ek olarak bu kadar büyük göç dalgasını kendine entegre edebilecek ülke de yoktur.
bu sloganın tersini savunanlar maalesef bellidir. bu iş üzerinden at pazarlığı yapanlar, fonlanan medya vs. vs.
12
desteklediğim slogan. kısa süreli, uzun süreli, kontrollü falan umurumda değil. bu ülkede mülteci, sığınmacı istemiyorum. elin avrupalısı rahat edecek diye benim can, mal güvenliğim niye tehlikeye girsin. eşim, çocuğum rahat rahat sokakta dolaşamayacaksa bu ülkede niye yaşıyorum, niye çalışıp vergi veriyorum ki. ne anlamı var.
benim paramla bana sormadan başkalarını besleyeceksin, bakacaksın ama ben sesimi çıkarınca ırkçılık yapma diyeceksin. bize yapılan ırkçılık bile değil daha aşağılık bir şey. tamamen yok sayıyorlar.
sözde herkese kucak açan sevgi pıtırcıklarını da fatih' e zeytinburnu' na davet ediyorum. gitsinler bi görsünler.
24
bir tanesine bile tahammülümüz yok. ne şimdi ne ileride ülkemde bir tane mülteci istemiyorum. bu sorunun yakın zamanda çözüme kavuşmasını beklemiyorum ama. bunu çözecek bir tane siyasetçinin olduğunu da düşünmüyorum.
18
iş işten geçtikten sonra bir anlamı olmayan cümle, buna sebep olanlar çok değil 40-50 sene sonra nasıl anılacaklar merak ediyorum.
27
isteyeni de istemiyoruz. olağanüstü durumlar ve sorunlar olağanüstü çözümler ile son bulur.
28
basit bir talep değil zorunluluktur. ülkenin demografik yapısı bilinçli bir şekilde değiştirilmek isteniyor. ayrıca büyük doğal afetlerde ne gibi sıkıntılar yaşandığını malesef deprem de test ettik.
30
ülkeye dayatılmıştır. zorlama yoluyla ülke'nin geleceği yok edilmek isteniyor.
ab ülkeleri bu işin öncüsüdür.
15
kadın, çocuk ve yaşlı mültecilerine doğru yerlerde doğru koşullarda tutuldukları müddetçe bir lafım olmamakla birlikte özellikle terörist kılıklı, ortalığı karıştırmaya meyilli insanlara karşıyım. gelenler gerçekten yardıma muhtaç insanlar değil ki.
maalesef ki bunlar uzun dönemde ülkemizde ciddi bir iç savaş çıkaracak hareketler.
umarım bu hatadan tez zamanda dönülür.
51
valla ülkemde şu an sadece mülteci filan değil topyekün yabancı istemiyorum. iranlısı, rusu, ukraynalısı, afrikalısı, suriyelisi, afganı... ulan ne hale geldi ülke. sürekli tepki göstermek lazım. ekonomi de allak bullak kültür de allak bullak oldu.
22
hollanda başbakanı rutte, depremzedelere yardım amacıyla türkiye ile suriye arasında geçici olarak daha fazla sınır kapısı açılması için ankara hükümetiyle görüştüklerini açıkladı. (bbc)
26
katıldığım kampanya ama korktuğum bm’nin 5 milyon suriyeli evsiz kaldı açıklaması. yine sınırı açabilir bunlar.
31
geçmiş olsun, siz istediğiniz kadar istemeyin.
ab dün bir kanun üzerinde anlaştı.
ab sınırları mülteciler geçmesin diye çok daha sıkı korunacak.
bu konuda yunanistan ve bulgaristan’a daha çok bütçe verilecek ”işleri” kolaylaştırılacak.
ab’ye ulaşmış olup ab’nin geri göndermek istediği mültecileri (çoğu suriye, afgan, pakistanlı) geldikleri ülke (türkiye) almak zorunda, almaz ise ağır ekonomik yaptırımlar uygulanacak.
yani bırakın göndermeyi batının sömürüp kaosa sürüklediği ve bu kaostan kaçıp ab’ye ulaşan mültecileri bile türkiye transit ülke olarak geri almak zorunda kalacak. almazsa ekonomik olarak hesabı ödetecekler.
avrupa’da yunanistan güçlerinin ölüme sürüklediği mültecilerin haberini okuyamazsınız.
ama alman dışişleri bakanı bearbock çıkıp depremden dolayı türkiye derhal suriye’ye olan bütün sınırlarını açmalı diye emrivaki yaptığını görürsünüz.
yani suriye’den daha çok mülteci alın ama ab’ye göndermeyin.
tek çare, suriye’de veya belli bir bölümünde huzuru sağlayıp onların orda kalmasını sağlamak. bu da türkiye için çok ağır bir yük olacak.
36
ne olursa olsun suriye ile anlaşılmalı, ne kadar tutarsa tutsun bunlara yerleşimler inşa edillmeli ve sınırdan mümkün olduğunca, başta sap ve amaçsız erkekleri olmak üzere, aileleri yapılacak yerleşimlere yerleştirerek hepsi gönderilmelidir.
hepsi diyoruz ama tabi ki amaç bu olarak saptansa dahi kalanlar olacaktır. amaç kalanların kaydının alınması, sağlık geçmişler, aşılar, eğitim durumları, mesleki bilgiler vs. almanya gibi sistematik olarak ekonomiye ve yaşantıya katılacak eğitimlerle entegrasyondur.
ilk jenerasyonlardan beklenti yok ama çocuklar çabuk kavrar - yeter ki ortaçağdan çıkartılsınlar...
91'de gelen kürtler nasıl bölgede hakimiyet kurduysa bunlarda kendi kültürlerini dayatacaktır. ondan düzgün bir politika şart.