• 1827
    avrupa'nın kulüpler bazında en üst düzey futbol turnuvası.

    şampiyonlar ligi'nin kazanılması esasen organizasyonel ve teknik süreklilik gerektiriyor. türkiye'de nadir başarılmış bir iş bu. yoksa 20 - 30 milyon taraftarı olan, istanbul gibi metropolde bulunan türk takımlarının bu kupayı alamaması imkansız. yandan yemiş fener bile biraz düzgün bir kadro ile burada çeyrek final oynadı. biz de uefa kupası sonrası bir çeyrek ve bir son 16 yaptık. drogbalı ve sneijderli kadro ile çeyrek oynadık. piç hakemin veremediği penaltılar yüzünden reale elendik. demem o ki türk takımları biraz süreklilik ile avrupa'nın dandik şehir takımlarının 10 yıl uğraştığı şeyi kısa sürede başarabiliyor. bunun nedeni sinerji yaratabilen camialar olmaları. galatasaray ve fenerbahçe beş sene omurgası bozulmamış yönetim ve kadrolar ile oynasa bence çok ciddi anlamda türk futbolu ileri gider çeyrek ve yarı finaller rahat görülür. misal basketbolda kafamızı kaldırınca bir çok kupa geldi son 15 senede. aynısı futbolda da mümkün.

    istanbul gibi bir şehrin takımları bir zahmet nüfusu ölçeğinde kendisine kıyasla köy takımları olan amsterdam, münih, dortmund, manchester takımlarını süpürsün. bu bir sinerji işi. bu işi de türk takımları hızlı yapabiliyor.
  • 1828
    lig aşamasında uefa hakkı verilseydi teknik ekip ve oyuncuların alt beyninde oluşan “nasılsa en kötü uefaya gideriz” düşüncesi ve rahatlığı bugünkü çekişme ve mücadelelere engel olurdu. oysa şimdi herkes canını dişine takıyor ilk 24 için.

    bunun yanında biz 80-90 arası doğumlular olarak mavi logolu star/sabri ugan/şampiyonlar ligi özel/avrupa’dan futbolu özlediğimiz için çoğumuz yeni formata ısınamıyoruz. salı - çarşamba 21:45, gri ibm kj’li, super slow motionlu, 768x576 pal formatlı yayınlar ve 4 takımlı gruplar burnumuzda tutuyor.
  • 1829
    yeni format bence de daha güzel. dünya devlerini yendiğinizde istediğiniz gibi dalga geçebiliyorsunuz. resmi siteden bile muslera_melo fan sayfası tadında paylaşımlar geliyor. nasılsa bir daha karşılaşmıyorsunuz. yarınlar yokmuş gibi geç dalganı.

    eski format öyle miydi ya. aman bunları kızdırmayalım yoksa skerler tadında paylaşımlar yapıyorduk. en fazla goodbye liverpool falan derdik eski formatta oynasaydık.

    yeni formata kurban olayım ben ya. maç sonu şinanay bile çalıp söyleriz. nasılsa bir daha karşılaşmayacağız ):
  • 1830
    daha öncesinde “artık yeni formatta takım puanının önemi yok” demiştim; bunu söylerken rakiplerin her torbadan iki şer takım çekmesinden mütevellit söylemiştim ancak işin maddi boyutu çok farklıymış çünkü son 5 yıllık ve 10 yıllık uefa kulüp puanının kazanacağın gelire etkisi varmış. örneğin bu sezon galatasaray şu ana kadar 4 maçta 3 galibiyet aldı ve şu ana kadar 36m€ civarı bir para kazandı ama 4’te sıfır çeken ajax 37,6m€ ve yine 4’te sıfır çeken benfica 42,2m€ para kazanmış. tabii bunda her ülkenin yayın gelirinin farklı olması da etken ama takım puanımızı yükselterek gelirlerimizi artırmalıyız.
  • 1831
    kimse kusura bakmasın ama onun bunun çocuğu bir hakemleri barındıran bir ligdir. elini kaldıranın tacı aldığı, saçma sapan , güya avrupa’nın en iyi hakemlerinin olduğu ligdir. öyle bir lig ki, bir tane it çıkıp, maçı bir yerden alıp. diğer takıma veriyor. kırmızı kart görmesi gereken oyuncu gol atıyor! bizim salak taraftarlar da bu adi heriflere sosyal medyada paso etkileşim veriyorlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın