geride bıraktığımız 20 yıla ve modern futbola 90'lar ile adım attığımızı varsayarsak;
şampiyon kulüpler kupası olarak 1990, 1991 ve 1992'de son defa olmak üzere 3 kez düzenlenmiştir.
1990 yılında kupayı
benfica'yı
frank rijkaard'ın golüyle 1-0 mağlup eden
ac milan kazandı, o dönemde takımın başında olan
arrigo sacchi 1987'de göreve gelmişti. yani 3 sezondur takımın başında idi.
1991'in şampiyonu
kızıl yıldız idi, 90 dakikası 0-0 biten final mücadelesinde
marsilya'yı penaltılarla 5-3 mağlup edip kupayı almışlardı. o yıl, şampiyon olan takımın teknik direktörü
ljupko petrovic'in ilk ve son sezonu idi.
1992'de
sampdoria'yı
ronald koeman'ın attığı altın golle yenen
barcelona şampiyon oldu. o dönemde takımın başındaki isim
johan cruyff'tu ve 1988'de göreve başlamıştı, yani takımındaki 4. yılıydı.
ilk defa 1992-1993 sezonunda
şampiyonlar ligi adıyla düzenlendi turnuva, ve ilk şampiyon
olimpik marsilya oldu.
bernard tapie teknik direktörleriydi ve 1986'da göreve başlamıştı, yani marsilya ekibindeki 7. senesiydi.
1993-1994 sezonunun kazananı
ac milan oldu. şampiyon ekibin teknik direktörü
fabio capello'ydu ve göreve 1991'de başlamıştı, yani o dönemde milano temsilcisindeki 3. yılını doldurmuştu.
1994-1995 sezonunu
ajax şampiyon olarak tamamladı. takımın o dönemdeki teknik direktörü olan
louis van gaal 1991'de hollanda temsilcisinde görevine başlamıştı ve 4. yılında bu kupayı kazanmıştı.
1995-1996 sezonunda final maçı
juventus ve
ajax arasında geçti. 120 dakika ve sonrasındaki penaltıların sonunda galip olan taraf torino ekibi olmuştu.
juventus'u şampiyon yapan teknik adam
marcello lippi 1994'te göreve getirilmişti. takımındaki 2. sezonunda bu kupayı kazanma şerefine erişti.
1996-1997 sezonuna geldiğimizde şampiyon ekip olarak karşımıza
borussia dortmund çıkıyor. takımın efsane teknik direktörü
ottmar hitzfeld o zamanda 1991'den beri takımı çalıştırmakta idi. yani 6. sezonunda bu kupayı dortmund ekibi ile kazandı.
1997-1998 sezonu sonunda
real madrid 7. defa kupayı müzesine kaldırdı. takımın başındaki
jupp heynckes ilk ve son sezonunda bu kupaya ulaşma başarısını gösterdi.
1998-1999'da kupayı efsane bir final sonrası
manchester united kazandı. meşhur teknik adamları
alex ferguson 1986'da görevine başlamış ve 13. sezonu sonunda bu kupayı kazanmıştı.
1999-2000 sezonunda şampiyon
real madrid oldu. onlara bu ünvanı yeniden kazandıran teknik adamları
vicente del bosque görevine o sezon başında, yani 1999'da başlamıştı.
2000-2001 sezonunun galibi 1999'da talihsiz bir şekilde kupayı manchester'e kaptıran
bayern münih oldu. o dönemde teknik direktörleri olan isim dortmund'u da şampiyon yapan
ottmar hitzfeld'di ve görevine 1998'de başlamıştı. yani kupayı yeni ekibiyle göreve başladıktan 3 sene sonra kazandı.
2001-2002 sezonunda kupanın müdavimi
real madrid tarihinde 9. defa bu şerefi tattı. kulübün başında hala 1999'da göreve gelmiş olan
vicente del bosque vardı ve bu kupayı ikinci defa aldığında takımındaki 3. yılını doldurmaktaydı.
2002-2003 sezonunun finalinde iki italyan devi karşılaştı ve gülen taraf
ac milan oldu. o dönemde takımın başındaki isim olan
carlo ancelotti 2001'de göreve başlamış ve bu kupayı 2. sezonunda kazanmıştı.
2003-2004 sezonunda sürpriz bir final maçı sonunda
porto,
monaco'yu yenerek kupayı aldı. başlarında bir teknik adam efsanesi,
jose mourinho vardı ve 2002'de göreve başlamıştı. yani 2. sezonu sonunda porto ekibi ile şampiyonluk yaşadı.
2004-2005 sezonunda şampiyon istanbul'da belirlendi.
liverpool 5. defa bu kupayı alırken teknik adamları olan
rafael benitez görevine 2004'te başlamıştı. yani ilk sezonunda bu kupayı aldı. bir not, önceki sezon görevinden ayrılan
gerard houllier tam 6 sezon takımda çalışmıştı.
2005-2006 sezonunun şampiyonu olan
barcelona'nın o dönem başında şu anki teknik direktörümüz
frank rijkaard vardı ve görevine 2003'te başlamıştı. yani 3. sezonunda bu kupayı teknik adam olarak kazanma şerefine erişti.
2006-2007 sezonunda milan şampiyon oldu. teknik direktörleri hala 2001'den beri görevine devam eden
carlo ancelotti idi. italyan teknik adam bu kupayı kulübündeki 6. sezonunda 2. defa kazandı.
2007-2008 sezonu finalinde iki ingiliz devi tabir-i caizse "kapıştı" ve gülen taraf penaltılarla rakibi
chelsea'yı eleyen
manchester united oldu.
alex ferguson kulüpteki 22. yılında bu kupayı 2. defa kazandı.
2008-2009, yani geçen sezon şampiyon
barcelona oldu.
josep guardiola takımdaki ilk sezonunda bu kupayı kazandı. bir not, önceki sezon görevinden ayrılan şimdiki teknik direktörümüz
frank rijkaard önceki 5 sezon kulübün teknik adamlığını yapmıştı.
buradan çıkacak sonuç şudur ki; eğer
real madrid veya
ac milan değilsek
*, ve hedef olarak önümüze
şampiyonlar ligi'ni koymuşsak, sabırlı olmamız ve temkinli davranmamız bir elzem teşkil ediyor.
görüldüğü üzere modern avrupa futbolunda daima zirvede olan takımlar istikrarlı teknik kadroları ile bu başarıyı yakalamışlardır. zaten sürdürülebilir başarı ancak bu şekilde mevcut olabilir. ayrıca dikkatinizi çekerim ki sürdürülebilir başarılarda sözünü ettiğimiz teknik adamların tümü kariyerli ve kendini ispat etmiş teknik direktörlerdir diyebiliriz. bu bağlamda
frank rijkaard ve
johan neeskens kulübün başına getirilecek doğru isimlerdendir.
kulüpler tarihlerinde kimi zaman şanslı sezonlar geçirirler, mesela
benfica eusebio önderliğinde 1960'larda,
steaua bükreş 3 dünya kupasında da takımı sırtlamış meşhur romanya jenerasyonu ile 1988'de,
kızıl yıldız daha sonra tam 3 ülkenin milli takımına yetecek yugoslav ekolü ile 1991'de ve
galatasaray hepimizin bildiği sebeplerden dolayı 2000'de. böyle şeyler ancak bir veya iki defa olur bir kulübün tarihi boyunca. ne mutlu bize ki hayatımızın bir döneminde tattık o başarıyı. yani biliyoruz neyi tekrardan istediğimizi ama o başarıyı ikinci defa tatmak için maalesef birçok müthiş yerli ve yabancı jenerasyonun tekrardan takımımızda kesişmesini bekleyemeyiz. bunun için çalışmalı, olaylara medeni yaklaşmalı ve olgun olmalıyız.
şundan adım gibi eminim ki güzel günler daha önce hiç bu kadar "olası" olmamıştı...
umarım "sabır"dan ve "istikrar"dan kastedilen şeyi iyi açıklayan bir yazı olmuştur...