• 352
    galatasaray'ın son 16 kurasını arkadaşım ben işe giderken canlı olarak bana anlatmıştı. hepiniz malumu , kuralar başladı ve arkadaşım "abi galatasaray dedi ya" dedi ve hemen ardından schalke çıktı. şahsen o an işe giderken kullandığım ulaşım aracı olan trenin son vagonunda attığım sevinç çığlığı duyulması gereksiz , hayli rezil bir görüntüye ev sahipliği yapıyordu.

    benim schalke'ye sevinme sebebim rakibin güçsüz oluşu değil futbol kimliklerinin diğer rakipler kadar oturmuş olmamasıydı. elbette schalke çok önemli bir takım ve alman ekolü her zaman iş yapar fakat schalke'yi burada yenmemek , orada türk taraftarın desteğiyle baskı altına almamak mümkün değil. o kuradan juventus çıksaydı da sevinirdim , malaga çıksaydı da mutlu olurdum. yahut barcelona çıksaydı karalar bağlayıp yas tutmazdım ama işte bunun belli sebepleri vardı.

    şu an itibariyle ibrenin schalke'ye yakın olduğu mantık çerçevesinde kabul edilebilir fakat mantığın söylediğinin sahada ne kadar geçerli olduğunu da bugün * gördük. futbol esasında o kadar basit bir oyun ki ; maçın başında bir duran top kazanır gol yaparsın , rakip baskı kurmak isterken kontra atakla ikinci golü atıp devreye girdiğinde o turu senden mümkün değil alamaz. tabi bunun tam tersi de olabilir , futbolu futbol yapan da bu.

    benim bu başlığa gelip bunları yazmaktaki esas amacım ise muhtemel şampiyonlar ligi çeyrek final takımlarının çok uygun ekipler olma yolunda ilerlemesi. şu an barcelona , shakhtar ve real madrid gibi ekiplerin şansları az. bu durumda çeyrek finale daha önce yendiğimiz bir manchester united , psg , milan , juventus gibi çekinmeyeceğimiz takımlar kalıyor. bu turu geçersek yarı finale çıkacağımız inancım daha kuvvetlendi diyebilirim ve her galatasaray taraftarın bu turu ve daha sonrası geçecebileceğimize inanmasını dilerim.

    bu arada şimdi düşündüm de bu sezon en büyük favori bayern gibi.
  • 356
    dunya'nin en prestijli futbol turnuvasi. dunya kupalarinda dahi burada parlayan yildizlarin milli takim performansinin birazini gostermeleri durumunda bayram ilan ediliyor. galatasaray 12 mart 2013'te schalke 04'le 2.tur rovans macina cikacak. 2011 bu zamanlarda stadinin acilisini dahi iskence haline getirmis, kumeye diye tezahurat yapilan, duser miyiz acaba lan dedigimiz galatasaray.

    yarin skor ne olursa olsun, lig'de kaybettigimiz acayip maclara ragmen bu takimdaki oyuncular alkislanmali, ozellikle gecen sene burada olanlar. 1 senede gelinen nokta cidden cok uc bir nokta. fatih terim'e yarin bu turnuva uzerinden laf atmaya kalkacaklar simdiden bunu dusunsun. lig'de komik durumdan, dunya'nin en prestijli organizasyonunda top 16.

    turkiye gibi bir ulkede sampiyonluk sevinci surse surse 2-3 gun falan surer, esas taclandiran o unvani bu ligde oynama sansidir. oyle bir lig iste.
  • 360
    son 10 senenin * istatistiklerine bakıldığında muhtemel rakiplerimiz arasında çeyrek final oynayan takımlar; *

    barcelona 7 kez çeyrek final oynamış 6 kez yarı finale kalmış,
    bayern münih 5 kez çeyrek final oynamış 2 kez yarı finale kalmış,
    real madrid 4 kez çeyrek final oynamış 3 kez yarı finale kalmış,
    arsenal 4 kez çeyrek final oynamış 2 kez yarı finale kalmış,
    juventus 3 kez çeyrek final oynamış 1 kez yarı finale kalmış,
    porto 2 kez çeyrek final oynamış 1 kez yarı finale kalmış.

    dev dediğimiz bu takımların bile çeyrek finale gelmeleri ve devamını getirmeleri bile bu kadar zor iken, galatasaray'ımızın seneler sonra ilk şampiyonlar ligi deneyiminde çeyrek finale kalması küçümsenmemelidir. istenilen başarı için sabırlı olmak ve bunu alışkanlık haline getirip hep bu ligin içinde yer almamız gerekiyor.

    o yüzden en ufak bir tökezlemeden takıma sallayıp durmayın.
  • 361
    kadınların gün organizasyonlarıyla beraber dünyadaki en keyifli organizasyon. ama, aması var. güzel çünkü.

    bu organizayon ne kadar heyecan verici olursa olsun, en kötü tarafı burada bir yere kadar gidebiliyorsun abi. 10 bölüm var var. 8'den yukarısını gördürtmüyorlar bizim seviyemizdeki takımlara. bugün real'i çektik misal. eleyebilirsen ele ibneleri. çok zor. ispanya'da 3-0 yensen de şampiyonluk bizim, tur bizim diyemezsin. adamlar sana gelip burda 4 tane atabilirler çünkü.

    schalke'yi elemeden önce kupayı alma şansımız daha çoktu amk :( schalke'yi eledik, normalde matematiksel olarak bu ihtimalin artması lazım di mi? ama artmıyor işte. böyle de bir organizasyon amına koduğum. real ya da barca'dan birini çekiyorsun, olay bitiyor.

    bu barcelona veya real madrid düzelene kadar, düzelene kadar dedik ama yanlış oldu, sanki adamlar bozukmuş gibi..düzeltelim..şu barcelona veya real madrid makul seviyelere inene kadar keşke çeyrek finalde elenen takımlara da uefa'da yer açsalar. grupta üçüncü olunca uefa'dan devam gibi bir güzellikleri var ya. o çeyrek finalde de olsun amk :(
  • 362
    2 yıl önceki kötü sezon, ünal aysal ve fatih terim'in gelişi ve yeniden ayağa kalkışımızın kendisi bazındaki tezahürüyle ilgili bir video hazırladığım lig, kızıl elmamız. ilk videom olup sonuna sözlüğün linkini de koydum, umarım beğenilir.

    http://www.dailymotion.com/...ogus-ozel-klip_sport

    edit: linkim kurbağa olmuş. neyse ki birileri yedeklemiş videoyu.
  • 363
    katılamasak bile her daim bir parçası olduğumuz lig. zira halen kullanılmakta olan logosu bir araya gelerek futbol topu halini alan 8 tane yıldızdan ibarettir. o 8 yıldız da logonun kullanılmaya başlandığı şampiyonlar ligi 1993 1994 sezonu'nun grup aşamasında yer alan 8 takımı sembolize etmektedir ki bu 8 takımdan biri de o sezonun finalist adayı manchester united'ı eleyerek grup aşamasına yükselen galatasaray'dır.
  • 364
    la liga: barcelona, bitime 10 hafta kala 13 puan farkla lider.

    premier lig: manchester united, bitime 9 hafta kala 15 puan farkla lider.

    bundesliga: bayern münih, bitime 8 hafta kala 20 puan farkla lider. *

    serie a: juventus, bitime 9 hafta kala 9 puan farkla lider.

    avrupa'nın 4 büyük liginde şampiyonlar % 90 belli olduğu için bu sezen daha bir heyecan ve ilgiyle takip edildiğini düşünüyorum.
  • 365
    her sene çeyrek final oynamamızı arzu ettiğim turnuva.
    ünal aysal ve fatih terim önderliğinde bu hedef için adımlar atıldığından eminim, dolayısıyla real madrid maçının* sonucu bende derin yaralar açmadı. 10 sene şampiyonlar ligi göremeyip, bir senede yarı final; final oynamaktansa, her sene çeyrek final oynamamızı isterim. avrupa'nın 8 büyük kulübünden biri ünvanını gerçekten haketmemiz için her sene son 8'e kalmak gerektiği düşüncesindeyim. elbet bir sene gelir, şansımız yaver gider, final de oynarız. istikrarlı bir kulüp olursak, belki kupayı bile görebiliriz.
  • 367
    adaletin belli aşamadan sonra ortadan kalktığı ligdir. bizim iki real maçında takdir haklarının hep real lehine olması, malaga maçında 4 kişinin ofsaytta olduğu pozisyonun görülmemesi gibi durumlar insanı futboldan soğutuyor.
    para ve reyting kaygılarının daha önce izin verilen porto-monaco finalinin sönüklüğü nedeniyle öne çıktığı artık görülmektedir. galatasaray- malaga yarı finali olmasın diye gerekenler yapıldı. real-dortmund belki para ve reyting getirir ama bu kafa yakında çöker. diğer ülkeleri piyon gören, büyük ülkelerin katılan takım sayılarını koruyup türkiye, rusya, iskoçya gibi ülkelerin katılan takım hakkından kısıp, daha alt ülkelere sadece maç oynamış olmalarını sağlamaları da göz boyamadır. madem bazı ülkeler katılsın istiyorsun, o zaman büyük takımların takım sayısını azalt. sonuçta malaga ispanya takımı olsa bile yarı final görmeyecek. ne gereği var rus ve türk takımlarını birbirine kırdırmaya. kıbrıs takımı katılınca reyting mi arttı? sadece figüranlar çoğaldı.
    futbol artık sadece futbol olsun, reyting ve paradan önemli olan şeyler de var.
  • 371
    avrupa futbolunun gidişatını değiştiren turnuvadır.

    sahip olduğu popülaritenin yarattığı ekonomik imkanlar cezbedici olduğu kadar, kulüplerin ve liglerin kaderlerini ağır biçimde etkilemektedir. 15-20 yıl kadar öncesinde akla gelen avrupa liglerinin tümünde belli bir çekişme var iken son yıllarda hemen hemen tüm liglerin şampiyonları ve hatta favorileri artık ilk düşünüşte akla gelebilecek kadar belirginleşmiştir. ülkenin futboldaki çapına ve potansiyeline göre ligler; 2,3,4 takımın tekeline girmeye başlamıştır. bunun en önemli sebebi bu şampiyonlar liginden gelen ekonomik güçtür.

    misal olarak vermek gerekirse ispanya futbolunun sadece 2 takımın tekeline girdiği, real madrid ve barcelona dışında bir şampiyon çıkmasının artık imkansız olduğu görüşü herkesin malumu. bu makasın bu kadar açılmasındaki tek sebep elbette şampiyonlar ligi değil ancak avrupa'daki pek çok lig aslında son 10 yılda ispanya ligi gibi olmaya başladı. her nedense çok dikkat edilmiyor sadece.

    şampiyonlar ligi sayesinde zenginleşen/iştahlanan/bilenen 2-3 takımın tekeline giren ligler ve bu takımlar listem :

    türkiye-> galatasaray, fenerbahçe
    ukrayna-> shakhtar donetsk, dinamo kiev
    hollanda-> ajax , psv
    yunanistan-> olympiakos
    isviçre-> basel
    danimarka-> fc kobenhavn
    belarus-> bate borisov
    belçika-> anderlecht
    fransa-> lyon, paris st.germain, marsilya
    almanya-> bayern münih, borussia dortmund,schalke 04
    italya-> juventus, milan, inter
    ingiltere-> manchester united, manchester city, chelsea
    ispanya-> barcelona, real madrid
    portekiz-> porto, benfica
    rusya-> cska moskova, zenit, spartak moskova
    hırvatistan-> dinamo zagreb

    şimdi demek istediğim belki henüz tam olarak aydınlanmadıysa, "ne var olm bu liste zaten favoriler listesi, nedir yani senin olayın" sorusu hala akıllardaysa şöyle devam edelim;

    önceki yıllarda italya'da a.s.roma'nın veya lazio'nun şampiyonluk kovaladığı, arada sırada kazandığı olurdu. lakin şampiyonlar ligi gelirinden düzenli olarak istifade edemediklerinden beri makas öyle açıldı ki son yıllarda kapağı şampiyonlar ligine atmayı başaran napoli bu iki takımın bir hayli üzerine çıktı. maradona zamanından bu yana napoli hiç bu kadar kompetan olmamıştı.

    aynı şekilde ingiltere'de , liverpool takımının artık büyükler arasında sayılmaması gerektiğini düşünen olursa ben yadırgayamam. tottenham takımının şampiyon olması imkansız. arsenal düzenli olarak ayak bastı parasını alıyor belki ama artık şampiyonluğa o da çok uzak.

    hadi tadından yenmeyen bundesliga'ya bakalım. eskiden, çok değil 7-8 sene evvel tepeye oynayan werder bremen, hamburg, stuttgart gibi takımların hepsi sıra takımı oldu çıktı. hanginiz hatırlıyor bu takımlardan birisini şampiyonlar ligi gruplarında?

    isviçre'de basel, yunanistan'da olympiakos, iskoçya'da celtic, hırvatistan'da dinamo zagreb, belçika'da anderlecht, danimarka'da kobenhavn o kadar yalnız kaldılar ki, bir şekilde şampiyon olamasalar bile ikinci olup yine şampiyonlar ligi'ne girebilecek konumdalar ve ertesi sene şampiyonluğu geri alırlar.

    elbette manchester united, bayern münih, porto, real madrid gibi takımların liglerinde favori olmasının sebebi şampiyonlar ligi değil. elbetteki çoğu ülkelerinin en büyükleri, stadyumlarından, transferlerden, ticari yatırımlardan tabii ki önemli paralar kazanıyorlar ancak eskisi kadar yıpranmıyorlar artık liglerinde. sebebi düzenli olarak gelen şampiyonlar ligi devasa geliri. orta ölçekli ligler 2 takıma kaldı sebebi aynı. küçük ligler tek takım hegemonyasına girdi sebebi aynı.

    destansı bir hikaye olmadıkça tepedeki 15 ligin, yani gruplara direkt katılım veya son eleme turuna katılım veren liglerin ilk üçünü, ilk ikisini hatta çapına göre şampiyonunu bile bir çırpıda hemen hepimiz öngörebiliriz artık.

    club brugge, standard liege, kızılyıldız, rapid wien, steaua, liverpool, roma, fiorentina, werder bremen, hamburg, bordeaux, feyenoord, grasshoppers gibi takımları artık eskisi gibi göremeyeceğiz. bu takımların yerlerini alan da yok hani. yine benzer biçimde arsenal, valencia, sporting lizbon, schalke şampiyonlukları görme ihtimalimiz çok az.

    daha çarpıcı olarak almanya'da bayern ve dortmund dışnda, ingiltere'de machester'lılar ve chelsea dışında, italya'da juventus ve milan dışında şampiyon çıkması artık çok zor. hatta bu takımların son senelerde ligin geri kalanına 15-20 puan fark atan bir tepedekiler grubu oluşturduğu da herkesin malumudur sanırım. son iki sezondur türkiye'de de galatasaray, üçüncü takımın fersah fersah önünde şampiyon olmakta.

    şampiyonlar ligi'nin yarattığı makas ülke futbollarının gidişatını işte bu şekilde etkiledi. yolun sonu nereye mi gidiyor, şimdiden tahmin etmek zor. ama "şampiyon belli, ikinci kim?" söylemi tüm avrupa liglerine sirayet etmeye başladı ve bence biraz tadı kaçmaya da başladı. şu anda bize tatlı geliyor yalan değil ama genel manzara aslında düşündürücü. biz galatasaray taraftarıyız tamam da young boys taraftarı olduğunu var sayarak bak bir de olaya.

    bir 10 sene kadar sonra 20 takımlı tek avrupa premier ligi çıkar mı? en azından 10 sene evvelki konjonktüre oranla biraz daha olası gelmeye başladı şu an bu ütopya. belki bir gün tek kurtuluş olabilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın