590
şüphesiz ki galatasaray futbol takımının hedefi, bir gün şampiyonlar ligi kupasını kulüp müzesine koymaktır.
bu uzun vadeli bir hedeftir.
kanımca, kısa ve orta vadede bizim için daha kolay ulaşılabilecek hedef uefa avrupa ligi şampiyonluğudur.
ama şöyle bir açmaz var:
uefa avrupa ligine dahil olmanın yolları, ya bize uygun değil, ya da önceden hedeflenecek veya plan yapılacak yollar değil.
biraz daha açarsam konuyu, ya ligi ilk ikinin dışında bitireceğiz, ya da şampiyonlar ligi ön eleme turunda eleneceğiz ya da şampiyonlar ligi gruplarında üçüncü olacağız ki, bu organizasyona katılalım.
kuşkusuz, galatasaray takımı ligi üçüncü veya daha altındaki bir sırada bitirmek için veya şampiyonlar liginden ön elemede ya da grup aşamasında elenmek için plan yapmaz, bu ihtimaller üzerine hedef belirlemez.
ancak ve ancak bu durumlardan biri gerçekleştiğinde ve uefa avrupa ligine kalındığında, "evet bizim hedefimiz bu kupayı kazanmaktır." diyebilir.
yani bu organizasyona katılmak için varılabilecek en üst noktanın bir adım gerisinde kalmak gerekiyor.
"dur bakalım biz grupta 3. olalım ve uefaya gidelim." diye bir düşünce ortaya koymak hem etik değil, sporun yarışmacı ruhuna ve sporda adil, dürüst mücadele etme mottosuna uygun değil, hem de akla ve mantığa uygun değil.
ben bir galatasaraylı olarak, tabii ki şampiyonlar ligi kupasını galatasaray'ımın günün birinde almasını çok isterim; ama bunun yanında uefa avrupa ligini 2. kez kazanmasını da isterim.
fakat, az önce sözünü ettiğim açmaz, beni bu konuda düşüncelere sevk ediyor.
11 aralık 2013 galatasaray juventus maçı, sözünü ettiğim bu ikilem konusunda müthiş bir örnek teşkil ediyor.
bu maçın sonunda ne kadar büyük bir sevinç yaşadığımızı, ne denli mutlu olduğumuzu zaten anlatmaya gerek yok; ben asla "orada elenseydik de uefaya gitseydik." demiyorum tabii ki. ama günümüzden geriye dönüp bu maça baktığımda, o gün juventusu yenemeyerek uefaya kalmamız durumunda nereye kadar gidebileceğimiz konusunu düşünürken buluyorum kendimi.
bunu bilme şansımız yok; fakat tahminim şu ki sneijderli, drogbalı, melolu, musleralı kadromuzla birlikte en azından 2014 nisan ayını görürdük.
yanlış hatırlamıyorsam, bize yenilerek grup aşamasında elenen juve, uefa'da yarı finale kaldı ve 2-1 kaybettiği benfica'ya, kendi evinde rövanşta 0-0'lık beraberlik sonucunda diş geçiremedi ve finale çıkamadan elendi.
yani 2. maçta atamadığı bir golle finalden oldu.
pek tabii ki, düz mantıkla biz de en azından yarı finale kalırdık denemez bu örnekten yola çıkarak; ancak hatırı sayılır şekilde ilerilere giderdik bence.
kısacası şampiyonlar ligi zaferleri, her galatasaraylıyı olduğu gibi beni de gururlandırıyor ve mutlu ediyor, şampiyonlar ligine her katıldığımızda gruptan çıkmamızı istiyorum ama uefa konusu da bir yandan zihnimi meşgul ediyor, aklımın bir yerinde hep oluyor.
böylesine bir paradoks içindeyim işte sevgili sözlük.