kafayı yeterince kırmış ve yeterince fonlanmış 10 adamın istediği kişi, kurum ya da kuruluşu esir alabileceği platform. ortalık yıkılıyormuş gibi bir hava yaratmak için hakikaten öyle büyük kitlelere gerek yok bu bok çukurunda.
bunun yanında 200 bin kişilik ordumuz var diye beyanatlar var bu ülkede, artık yapılan dezenformasyonun takdiri entry okuyucusunun olsun...
aslında bok çukuru demek haksızlık olur. başlangıçta öngörülen mikroblog formatında kullanıldığında, kısıtlı karakterle kendini ifade etmeye çalışılması sebebiyle her daim eğlence potansiyelini içinde barındırır. üstelik ilk ortaya çıktığında, o dönem facebook'ta olmayan, sadece takip etme seçeneğiyle ünlüleri kitlelere ulaştırmasıyla apayrı bir tadı vardı. erken dönemde pek çok ünlünün pek çok komik macerası vardır buralarda.
twitter'ın türkiye'deki seyir defterinde kırılma noktası tabi ki 2013'teki gezi parkı olayları oldu. ulusal medyanın uyguladığı sansür, facebook'un genelde açık isimle girilen ve türkiye'de ciddi kitlelerce kullanılan bir platform olması bir anda twitter'i bir haber kaynağı haline getirdi. rumuz kullanımının yoğun olması ve tabi vatandaş kadar devletin de o kadar göz önünde tutmuyor oluşu sonrası o dönem pek çok haber twitter'dan yayıldı.
zaten gezi sonrası hem devlet iradesinin dikkatini oraya çevirmesi, hem de isminin gereğinden fazla duyulması sonrası
halk plaja akın etti vatandaş denize giremiyor olayının yaşanması günden güne bir erozyona sebebiyet verdi. buna paralel günlük yaşamdaki değişim, ingilizcede "influencer" olarak tabir edilen hadisesinin tamamen sosyal medyaya entegre olması, kullanıcı üreten yazılımlar, google başta olmak üzere şirketlerin anlaşmalı reklamları yayınlamaya hatta pompalamaya başlaması ve en sonunda programların kendisinin bir seçenek olarak sunmaya başladığı çoklu hesap kullanımı derken o ilk yıllardaki anonim ve görece şahsına münhasır havasını tamamen bitirdi buranın.
twitter'ın "ilk yılları"nda doğan çocuklar bugün 10 yaşında. tamamen bilinçli olmasa da ülkedeki internet kullanım yaşı ise 2'ye kadar düşmüş durumda. bundan 10 sene önce 20-25 yaş aralığında olup "yeni bir sayfa varmış twitter diye" lafıyla giriş yapanların o günlerdeki hissiyatı bugün 6-7 yaşındaki çocukların bile dalga geçeceği kadar mazide kalmış. işin sosyal mühendislik ve devlet müdahalesi kısmını saymadım bile...
çocukken hayran olduğu futbolcuyu 35-40 yaşına geldiğinde bir maç çıkışı görüp heyecandan eli ayağına karışan bir nesilden 15-16 yaşındayken 35-36 yaşında olan adama tek taraflı laf soktu diye kendi kendine havalara girilen bir dünyaya geldik. internet ve özelde twitter bunun tek müsebbibi değilse bile bunun ayna gibi gözüktüğü yerlerden biri oldu.
o yüzden çok da şey yapmamak lazım. sen sevdiğin bir sporcuya kötü maçından sonra olur öyle şeyler demek için özenle kelimeleri seçerken altına gelip "s*keyim senin oynayacağın topu" yazmaları falan...