milli takımın bok gibi oynadığı, selçuk inan'ın en formda döneminde bile ilk 11'e alınmadigi zamanlarda bütün iyi niyetiyle bu görevi de fatih terim'in yapması gerektiğini düşünmüş, hatta yazmış olan yazardır. o donem mili takım idmanına gitmesine de gerek yoktu. maç kadrosunu kursun, maç esnasında kulübede olsun yeterdi. simdi türev integral hesabi yapmazdık brezilya gitmek için.
gel gelelim bir sene yani is isten geçmisken ki hesaplara. öncelikle şunu belirteyim, ünal aysal öyle kötü bir hamle yapmıştır ki gönderdiği yöneticilerin etkisi tüm teknik ekibi tepetaklak hale getirmiştir. bunun bir izahını bulamıyorum, aklıma da hiç bir mantıklı sebep gelmiyor malesef. hemen sonrasında futbola siyaset girmiş
* ve fatih terim milli takıma yavaş yavaş hazırlanmaya başlamıştır. bunların hepsi sezon öncesi veya hemen başı oluyor kanımca. köprü yöneticilerin görevden alındığı galatasarayda belki de yumuşak bir geçiş olacakken iki dominant karakter baş başa kalmış ve bu duruma başından beri sıcak bakmayan başkan'ın hamlesiyle de olanlar olmuştur.
olayları resmiyete dökmekle veya fitili ateşlemekle görevli karakter
* ise zamanlamayi oyle bir noktada yapmistir ki iste bunda bence ciddi kasıt vardır.
ne yazdım be.