acziyetin sembolüdür !
şimdi düşünüyorum kendi kendime, aceba gözükara tarafım, duygularım mantığımın önüne geçiyor da ondan mı böyle bir muhakeme yapıyorum. ama hayır, elimizde ciddi ciddi veriler var. yıllardır aynı senaryo, aynı replikler, aynı son. düşününki bir aile babasısınız ve gözleriniz önünde ailenize saldırıyor bir kalabalık, düşününki bir işyeri sahibisiniz ve orası talan ve yağmaya uğruyor, düşününki bir sınıfta öğretmesiniz ve bir öğrenci sizin otoritenizi sarsarak sınıfı yönetmeye çalışıyor...
ne yaparsınız ? küçük bir tepki, bir çıkış veyahut bir haykırışınız olur.
neden? çünkü haysiyetiniz, onurunuz, şerefiniz vardır. bu olgularınız zedelenmesin diye bir hareket gösterirsiniz. göstermek zorundasınız, göstermezseniz yoksunuz demektir. haysiyet, şeref, onur duygularınız olmadan var olsanızda yok sayılırsınız...
tekerli tezgahında domates, biber, sebze-meyve satan satıcılar bile emeğine haksızlık edildiğini düşünerek zabıtayla, polisle ölümüne kavga eder. emeğine sahip çıkar, sonunda mağlup olacağını bile bile...
neyse konudan sapmayayım. benim renkdaşlarım devletimin polisinin gözleri önünde, her sene şükrü saraçoğlunda tacizin binbir çeşidine maruz kalır. kafaları yarılır, üstlerine cam parçaları fırlatılır, ses işkencesi yapılır, kan gövdeyi götürür. biz bunların olduğunu ne görsel medyadan ne yazılı medyadan öğreniriz. bloglardan, çeşitli taraftar sitelerinden öğrenebilğimiz kadarı ile ancak. görsel/yazılı medya sus pus olur fenerbahçe-galatasaray maçlarından sonra. nedir bu korkaklık, niye bu kadar aciz duruma düşerler anlamam hiç. ama bir nevi kendime yine kendim bir cevap verebilirim, onların korkaklığının sebebine dair; üstten gelen emirler, ekmek parası, köşe kaygısı, dost ilişkileri...
ya tff...
senin ürünün futboldur. senin ismin t
futbolf dir. senin emek harcadığın, emeğinin karşılığını aldığın, geliştirmekle, onun oynanması için geçerli şartları yaratmakla yükümlü olduğun, üstünden para kazandığın ürün futboldur. senin adaleti dağıtmakla yükümlü olduğundur aynı zamanda. sen gözlerinin önünde emeğine edilen tecavüze nasıl kayıtsız kalırsın. gözlerinin önünde senin işçin darba uğramış, senin kaliteni arttıran, senin ismini uluslararası duyuran, seni avrupada kaydedeğer kılan değerinin
* 22 yaşındaki kaptanı, kafası kanlı maça çıkmış sen nasıl bu kadar kayıtsızsın. korkun kimden? senin korkun olamaz. sen benim takımımın da hakkını korumak zorundasın. sen benim kaptanımın kafasının yarılmasına sessiz kalamazsın. benim kaptanım senin milli takımın için ter döküyor. senin milli takımın bir gün yine adından bahsettirecek olursa bu yine benim kaptanımın sayesinde olacak. yazık, çok yazık. sizin bu aciziyetiniz beni rakibime karşı her geçen gün daha da kinlendiriyor. maçın sonucuna üzüleceğime oyuncumun yumruğunun yerini bulamamasına üzülüyorum.
hadi herşeyi geçtim benim hakkımı savunma, kendi onuruna sahip çık bari...