en büyük problemi kerem öncel iki maç daha fazla bönürsün, kravatlı abilerimiz takım kaptanına iki defa daha fazla o malum telefonu uzatsın, federasyondaki abilerimiz iki gün daha fazla şov yapabisin diye dünyanın en iyi takımıymış gibi pohpohlanması olan takım.
son 3-4 senedir tartışmasız şekilde dünyanın en iyi 6. milli takımı konumundadır. mevcut fivb sıralamasıyla gidersek amerika, brezilya, italya, çin ve sırbistan bizim kızlardan bir ya da birkaç seviye üst takımlar. bizim ne italya ve sırbistan'ınkiler kadar ölümcül bir oyuncumuz var, ne amerika ve çin kadar bozulmaz makine düzenimiz var, ne de brezilya gibi ikisinin sentezi bir kadromuz var.
bunu
salonları bok eden futbol seyircisi olarak, şenkardeşler kıraathanesi bilgi birikimimle ben bile biliyorsam bu takım da, staff'ı da, idarecileri de gayet iyi biliyordur.
bu takımın dünya sıralamasındaki yeri aslında potansiyelinin tam olarak karşılığı olan yer. ilk 5'teki takımlardan set bile almamız çok zor iken listenin geri kalanındaki ülkelerde ise diş geçiremeyeceğimiz bir takım bulunmuyor. var olan potansiyelini gerçeğe dönüştürmek bile bu topraklarda bir başarı sebebidir aslında. ve bu açıdan bakınca bile aslında bu takım zoru başarmıştır.
kaldı ki dünyanın en iyi 6. takımı olmak hiç de yabana atılabilecek bir başarı değildir. hele hele türkiye gibi bir ülkede daha da bir yabana atılabilecek bir başarı değildir. iktidar yanlısı gazetelerin sırf rüzgara uymak için galibiyet haberini manşete çektiği ama kızların kıyafetinden dolayı sadece voleybol topu fotoğrafıyla paylaştığı bir ülkede daha da önemlidir.
potanın perilerinin amerika ve ispanya'nın arkasında avustralya ve fransa ile itişip durduğu bir dönem vardı. onu bir kenara koyarsak türk sporunun milli takımlar bazında, seviye anlamında çıktığı en yüksek mertebe bu kızların 3-4 senedir durduğu yerdir. ata sporumuz, en kıymetlimiz futbolda dünya üçüncülüğü madalyası alınmış olsa bile böyle bir konuma hiçbir zaman gelinememiştir.
hepsini bir kenara bırakınca da dünyanın en iyi 6 takımından biri olmaktan bahsediyoruz. ülkenin spor geçmişinden bağımsız olarak sonuna kadar övülmeyi hak eden biri durumdur.
ama işte
bizim çocuklar sıçıp sıvadıkça devletin spora bakan tarafının ve medyanın bu kızlara sarılması ne yazık ki bu kızların önündeki en büyük engel. sporcuların olduğundan iyiymiş gibi gösterilmesi, olumlu yönde de olsa algının yanlış şekilde yapılması kamuoyuyla olan ilişkileri çok yanlış şekilde etkiliyor. günümüzün etkileşim çağında bunun etkileri daha da yakıcı oluyor. hatta ve hatta kendi psikolojik ve mental durumlarına da gereğinden fazla yük bindiriyor.
bu takıma dair en güncel ve popüler eleştiri sahada işler kötü gittiği zaman anında oyundan kopmalar başladığına dair yapılanlar. sahada 4-5 tane voleybol mucizesi birden yaşanmazsa set bile alamayacağı 5 takım varken "altın madalya" diye reklamı yapılan bir takımın
* iki sayı yiyince "hani biz alemin kralıydık" rüyasından uyanması kadar doğal bir olay yok.
hadi diğer takımlara karşı o bir şekilde aşılır, takım toparlanmasa bile bireysel bir iki performansla olay çözülür. ancak bu 5 takımla yapılan maçlar aslında takımın en çok keyif alması gereken maçlar. kaybetme stresinin asgari olması gereken maçlar. ancak kendilerinin dışında yaratılan bu hava ve beklenti sayesinde bu maçlar ızdırap oluyor bu kızlara. aslında alamayacaklarını bildikleri o madalyanın sözü, sağda solda bangır bangır yapılan abartı reklamlar ve belki de kameralara yansımayan bölümde yaşatılan stres sahada kendini gösteriyor.
oysa yazılı ve görsel medyada takımın gerçek yeri ve durumu üstüne basarak anlatılsa, buralara nasıl gelindiği ve nasıl kalınacağına odaklanılsa eminim ki mental olarak bu takım çok daha rahat ve üst seviyede kalacaktır. ilk 5 takımlar karşısında en azından oynayabileceği en iyi oyunu oynayabilecek, yaşanabilecek bir sürpriz için uygun şartları sağlayabilecektir.
yoksa bu yeni nesil milliyetçilik akımının etkisinde ceddin deden nettin baban mentalitesiyle yanlış yaratılan atmosferin hayal kırıklığı ve onun karşısında
* doğlallığında yükselen kamuoyu çoğu yirmili yaşların başında olan bu büyük sporcuları otuzuna gelmeden berduşa çevirecek, yetmeyecek bir daha dönmemecesine bu seviyelerden uzaklaşılan bir jenerasyon yaratacaktır.