"turnuvanın en kötü takımıyız", "arnavutluk bile romanya bile bizden daha iyi oynuyor" cümleleri doğru görünse de eksik analizler. bu kötü performansın sebebi, bizi elemelerden şampiyonaya taşıyan olağandışı oyun sisteminin en sonunda iflas etmesi. ama ikinci maçta bu kadar kötü olmayacağımıza inanıyorum.
fatih terim kolaylıkla standart bir 4-2-3-1 şablonu koyup, her mevkiye kağıt üstündeki en iyi adamı seçebilirdi. ne yapardı, yalçın ayhan-ersan (veya hakan) tandemi yapardı, mehmet topal-oğuzhan ikilisinden ortasaha göbeği kurardı, volkan şen-hakan-arda'dan hücum hattı kurar önlerine cenk'i koyardı. hırvatlar mehmet topal'ı kendi haline bırakıp oğuzhan'ı iki kişiyle marke ederek pasifize ederlerdi, volkan şen maç boyu top ezer, şans eseri gollük bir pozisyona girip kaçırırdı. ilerleyen dakikalarda yalçın ayhan'ın yapacağı bir hatayla golü yerdik, maç sonunda da yalçın'a ve volkan şen'e söverdik. neticede yenilirdik. bu filmi yıllarca izlemedik mi? hata yapmaya meyyal, oyun zekası sıfır futbolculara, alpay'a, tolga seyhan'a, kalesini boşaltıp golü yedikten sonra ofsayt uman rüştü'ye sövmedik mi?
ha, anlattığım bu kadro fatih terim'in tercih ettiği kadrodan kötü mü olurdu? hayır olmazdı. veya fatih terim'in taktiğiyle çıktığımızda hırvatlar bizi yenmedi mi? yine yendiler. ama anlamak gereken şey şu,
fatih terim bir şey deniyor. evet bu seferki denemesinde başarısız oldu, ama adam yetinmiyor, bu takımı ortalama kapasitesinin üzerine çıkarmak için yollar deniyor. yoksa biz kadro kalitesi itibarıyla düşük seviye bir takımız.
grup kuralarına en kötü torba olan dördüncü torbadan girdik. zaten normal şartlarda hırvatlar'la 100 maç yapsan 85'ini kaybedeceksin. 14'ü berabere bitse belki 1 tanesini kazanabilirsin.
bunu sık sık hatırlamak gerekiyor çünkü tv reklamları ve fatih terim'in iddialı sözlerine maruz kalan türk halkı gereksiz bir büyüklük kompleksine giriyor, bizim takımı bir halt sanıyor. halbuki abdullah avcı dönemiyle beraber son yıllardaki en kötü milli takım kadrosu bu.
senin adam gibi kanat oyuncun var mı? yok. adam gibi santrforun var mı? yok. yani
rakibin korkacağı, önlem alacağı hiçbir yıldızın yok (arda hiçbir zaman yıldız olamadı, sadece iyi bir pasör ve takım oyuncusu). mandzukic'i perisic'i durdurabilecek kalitede defans oyuncuların var mı? yok. iyi bir kalecin var mı? yok. bu durumda kapanayım da kontradan gol arayayım dersen ne olur? %90 yenilirsin. arnavutluk fransa'ya çok iyi direndi, evet. sonucunda ne oldu? griezmann çaktı, yenildiler. maç 10 defa oynansa belki bir kez düşeş getirip berabere kalabilirlerdi.
peki türk milli takımında ne var? topa hakim olan, pas oyununu iyi oynayan
dünya çapında ortasaha oyuncuları var. öyleyse kanat yerine de ortasaha koyup oyun hakimiyetini elinde tutmaya çalışmak mantıklı olabilir. oyunu soğutur, 0-0 oyunu oynarsın. eğer böyle bir taktik benimseyeceksen stoperlerini bile pas oyunu oynayabilen, pres yediğinde dağa taşa dikmeyecek, adam gibi oyun kurabilecek isimlerden seçersin (mehmet topal'ı bu yüzden oynatıyor). işe yarar mı? elemelerde işe yaradı, turnuvada yaramadı. şimdi bu sistemin revize edilmesi lazım.
bence de hakan çalhanoğlu kanat oynayamıyor, yanlış bir tercih ama volkan şen oynasa ne olacaktı abi? olcay oynasa ne olacaktı? 18 yaşındaki emre mor oynasa ne olacaktı? robben gibi hırvat savunmasını tek başına paramparça mı edecekti? avrupa şampiyonası seviyesinde bir kanat oyuncumuz yok işte. terim arda'ya güvendi, herif sahada yürüdü. ortasahada selçuk'a güvendi, selçuk iki tane kritik hata yaptı. kanada doğru atmak yerine cezasahasının önüne uzaklaştırdığı top gol oldu, taçta üzerinden sekerken izlediği top allah korudu da gol olmadı. ozan'a sırf dinamizmi yüzünden forma verdi, ozan maç boyu iki ceza sahası arasında mekik dokudu, gitti tek gol pozisyonumuzu üretti, şanslı olsa gol de atabilirdi ama maçın son bölümünde resmen sahada yürüdü. kısacası fatih terim bir plan yaptı ama bu plan büyük çoğunlukla suya düştü.
eğer fatih terim ikinci maçta da aynı isimlerde ısrar ederse, hakan'dan kanat oyuncusu yapmaya çalışırsa, ozan-selçuk ikilisinde ısrarcı olursa, ortasaha çökmüşken hiçbir işe yaramayacağı 1 kilometreden belli olan cenk-burak değişikliğinden medet umarsa o zaman terim'i ve milli takımı yerden yere vurabiliriz.
ama inanın bana arnavutluk sistemiyle top oynamayı fatih terim de gayet iyi biliyor. iki tane önlibero dikip kontrayla gol aramak, rakip yüklendikçe kendi sahanda pıstıkça pısmak, "allahım ne olur yemeyelim" diye dua etmek gerçekten çok kolay bir iş. deplasmandaki hollanda maçına mecburiyetten öyle çıktık, balına bir gol attık ama 90 dakika tırnaklarımızı kemirdik. sonunda ne oldu, sneijder çaktı olay bitti.
unutmamak lazım ki bu turnuvaya terim'in şapkadan tavşan çıkarması sayesinde, 4-6-0'ı denemesiyle, ortasahada ozan-selçuk ikilisiyle katıldık. şimdi ilk maçtan "bu ne biçim oyun planı, ozan'ın bu takımda ne işi var, terim kafayı yemiş" diye yaygara yapmamak lazım. terim'in alamet-i farikası durduk yerde çılgınca denemeler yapıp ilk baştan kötü sonuçlar alması, ama sonradan bu çılgınca denemelerden kazandığı tecrübeyle en doğru 11'i ve taktiği bulup başarılı olmasıdır. bu sebeple milli takımı ve terim'i eleştirmek için, son grup maçının son dakikasına kadar beklemek en mantıklısı olacak.