• 102
    yerli teknik direktörleri aslında iki'ye ayırmamız gerekiyor. ilk olarak eski nesil, ikinci olarak yeni nesil. eski nesil başarılı olanlar fatih terim ve şenol güneştir bana göre. hatta sadece bana göre değil, ulaştıkları başarılara göre. yeni nesil teknik direktörlerimiz ise göze hoş gelen futbol oynatan, çağın gerektirdiği taktiği benimseyen teknik direktörlerimizdir. bunlar,sergen yalçın, okan buruk, erol bulut, ilhan palut diyebilirim örnek olarak. tabi ki kendilerini geliştirecekleri çok zamanları vardır önlerinde ama şu ana kadar ışık veren teknik adamlardır. umarım yüksek bütçeli ve daha kaliteli takımlarda şans bulabilir ise eski nesile göre daha çok başarı yakalayabilirler ve hatta geleceğimiz için yakalamaları gerekmektedir.
  • 103
    dünya çapında olmayan, sığ ve yöresel kalan teknik direktör tipidir. bunun tek istisnası eskiden fatih terimdi, gitti milanda falan çalıştı ki bu çok büyük bir işti o da son senelerde gelenden geçenden 5-6 yemeye başladı. bir de istisna olarak şenol güneşin beşiktaştaki seneleri sayılabilir ama benim bildiğim daha ingilizce bile konuşamıyor, durum bu kadar vahim.

    konumuza dönecek olursak bu yerli arkadaşlar dil bilmezler, yurt dışında retard fc'yi bile çalıştıramayacak kadar dünyadan kopuk arkadaşlardır. günümüz kulüpleri de teknik direktörlerde ısrar etmedikleri için bu yerlilerle kısa dönemli kontrat yapar ve sürekli değiştirirler. yerli teknik direktörlerin hayatı bir nevi vedat milörün anadolu gezilerini benzetilebilir, sürekli şehir değiştirirler.

    bu arkadaşlar o kadar yerel ki çoğu bir dil bile konuşamıyor. dünya futboluyla ilgili bilgileri de fevkalade sınırlı. bu sene en iyisi olarak gösterilen rıza çalımbay bile dünyada herhangi bir orta düzey takımda çalışacak yeterliliğe sahip değil. örneğin en son bir transfer videosuna denk geldim ve gerçekten profesyonellikten de ne kadar uzak olduklarını bir kez daha anladım.
    https://twitter.com/...911859802988547?s=20

    sonuç olarak kulüplerimiz bu antrenörlerle ilerleyemiyor. türk futbolunda kalkınma için kaliteli yabancı teknik direktörlere ihtiyaç var.
  • 106
    ekseriyeti turkiye'de yerli teknik direktörlere önem verilmediğinden, yönetimlerin kolay hoca kovmasından şikayet edip, birbirlerinin yerinde gözü olan, bir meslektaşının kovulduğu günün akşamında o klübe imza atan, orta ve uzun vadeli hiç bir kariyer/oyun planı bulunmayan kişilerden oluşmaktadır. bu yüzden birkaç tanesi ilerlerken diğerleri sandalyeye oturma oyunu oynamaktalar. sandalye sayısı belirli, müzik her bittiğinde birileri ayakta kalıyor ve ayakta kalanlar değişiyor. her ayakta kalan da ya oyunu ya müziği yöneteni suçluyor.
  • 108
    çoğunun çağ dışı olduğunu düşündüğüm teknik direktörlerdir. fatih terim çıtayı öyle yükseltmiştir ki, o yüksekliğe çıkabilecek hiçbir yetenek göremiyorum. türkiye futbol tarihinde fatih terim gibi bir isim zaten olmadığı gibi muhtemelen bundan sonra da olmayacaktır.

    günümüzde beğendiğim yerli hocalar arasında şenol güneş, ünal karaman, okan buruk ve sergen yalçın var. yalnız şenol güneş'i hiç ama hiç sevmem, bu ayrı konu ki kendisine değinmeyeceğim bile.

    ancak saydığım diğer hocalar kendilerini yenileyen, modern futbola ayak uyduran ve elindeki kötü futbolculardan bile verim alabilen hocalardır. üstelik duruşları ve terbiyeleri ile de takdir kazanmış insanlardır.
  • 109
    siyaset, fanatizm ve kibir üçgeninde boğulan, gereksizler ordusu. tek idealleri gereksiz polemiklerin içine girip ego tatmin etmek. oyun gelişimi ve sistem üzerine hiç bir çalışmaları yok. tek bir sisteme bel bağlayıp, anayasanın ilk maddesi gibi ondan şaşmıyorlar. fatih terim’i yerli hoca olarak saymıyorum. karakteri bizden, ancak idealleri ve vizyonu bir avrupalının ilerisinde.
  • 111
    hayallerine yurtdışını koymayan ve bu ugurda çalışmayan kişilerdir. fatih terim'in bu gruptan ayrı tutulduğunu biliyorsunuzdur.
    benim aklıma yurtdisini deneyen denizli ve senol gunes geliyor ki onlar da avrupa'nin ust duzey liglerinde degil baska baska anlamsiz liglerde görev yaptılar.
    önce kendi kendilerine bunu sorup cevaplasınlar. neden mesela avrupanın önemli liglerinde küme düşme adayı bile olsa bir takimda gorev almiyorlar? neden hayalleri bu kadar kısıtlı veya hayalleri ugruna çalışmıyorlar?
    mesela tugay'a en kızdığım konudur veya nihat'a. oysa efsanr oldukları takımın altyapılarından baslayip zamanla top seviyede hocalık yapabilirlerdi. ama onlar türkiye'de yorumculuğu tercih ettiler.
  • 116
    bana göre beş seviyesi olan hocalar topluluğudur.

    zirvesi canım hocamız fatih terim'dir.

    ikinci seviyede mustafa denizli ve şenol güneş var. fatih hocamın olduğu dönemlerde, aynı organizasyonlarda pek başarıları yoktur ama kalan zaman dilimlerinde başarılı olmuşlardır.

    üçüncü seviyeyi ersun yanal, aykut kocaman, okan buruk, abdullah avcı, hamza hamzaoğlu gibi anadolu takımlarından büyük takımlara sıçrayabilmiş ve parça parça başarılar elde etmiş hocalar oluşturur.

    dördüncü seviye rıza çalımbay, erol bulut gibi isimlerle mustafa reşit akçay, tamer tuna, hüseyin kalpar, nurullah sağlam, mesut bakkal gibi daha top oynatmayı düşünen ama sıradan kalan hocalardır. nurullah sağlam, hüseyin kalpar gibi bazılarına pek rağbet olmaz.

    dibi ise düşürdüğü takımların haddi hesabı olmayan hikmet karaman (ki çoğu kişi de kendisini sever, sebebini anlamam), bülent uygun, güvenç kurtar, önder özen, mehmet özdilek gibi teknik direktörlerdir. rahmetli erdoğan arıca, bu dip seviyenin en dibiydi, allah mekanını cennet eylesin.

    not: sergen yalçın'ı yazmadım ama bence epey kötü hoca. ziya doğan'ı da severim. malatya maceraları efsanedir. :)
  • 117
    fatih hoca bıraktıktan sonra ciddi anlamda kalitesini kaybedecek topluluk.
    ileride iyi işler yapabilecek okan buruk, erol bulut isimleri ön plana çıkıyor. ikisinin de oynattığı oyunu beğeniyorum. okan buruk akhisar ile başlayan rize ve başakşehir ile devam yükselen bir grafiği var. kupa kazanmış bir hoca sonuçta.
    erol bulut ise fiziğe dayalı, pres anlamında baskılı bir oyun tercih ediyor. alanyaspor' a yaptırdığı transferler de gerçekten iyi. yunan oyuncuları kendi bağlantıları ile bulup getirdiği ve iyi verim aldığı da ortada.
    ilhan palut göztepe' nin başına geçtiğinde çok ümitliydim ama beklenen etkiyi yapamadı bence. önümüzdeki yıl ne yapacak merak ediyorum.
    ayrıca bülent korkmaz' da antalyaspor' da iken o kadro ile gayet başarılıydı. konyaspor' da kendisine zaman ve imkan verilirse başarılı olacağını düşünüyorum. en azından aykut kocaman' ın konyasporunu izlerken yaşadığım bunalımı yaşatmaz.
    sergen yalçın ise beşiktaş' ta kısa süreliğine başarılı olabilir ama devamı gelmez. kendisinde çalışma azmi, kendini geliştirme gibi meziyetler neredeyse hiç yok. futbolcu iken yeteneği ile bunları kapatıyordu ama teknik direktör olarak bunlar olmadan yapamazsınız.
    hamza hamzaoğlu ise gençlerbirliği ile iyi bir uyum yakaladı. ama onun da kafa yapısı daha yukarısına uygun değil. bizimle iken yaptığı açıklamalar ne olduğunu belli etmişti.
    ünal karaman da trabzondan sonra rize yaparak vizyonunu belli etti zaten.
    hüseyin cimşir, ibrahim üzülmez, tamer tuna gibileri de ligimizin durmadan takım değiştiren yeni yılmaz vuralı, hikmet karamanı olur.
    keşke ligimizde daha önce top koşturan, şu an teknik direktörlük yapan isimlere de şans verilse onları da bir görsek. mesela van hooijdonk u burada bir takım çalıştırırken görmek isterim.
  • 118
    yeni nesil tüm türk hocaların maç içerisinde 0-0, 1-0 ve 0-1 oyunlara dönüşebilen kadrolarla oynamaya çalıştığını görüyorum.

    ilhan palut, erol bulut, tamer tuna ve okan buruk bu tayfanın önemli örneklerinden. açıkçası bu değişkenlik sayesinde ligde eğlenceli bir yarış olduğunu düşünüyorum.

    ancak bu tip hocaların büyük takımların başında nasıl performans verecekleri tamamen liderlik kabiliyetlerine bağlı. bunu da zaman gösterecek. bence aralarından kendini en net ıspatlayan isim okan oldu. zira akhisar, rize ve başakşehir’in başında hocalık yaparken beklentiyi karşılamakla kalmadı, her seferinde üzerine çıktı.

    içlerinden özellikle okan buruk‘un 3 büyük takımdan birinde hoca olabilecek ve o takımda başarılı olabilecek kabiliyete eriştiğini düşünüyorum.
  • 119
    sürekli olarak avrupa arenasında kendi takımından daha düşük bütçe ile kurulmuş rakiplere elenmesi bu işi dünya seviyesinde yapamadıklarının kanıtı.
    transfer diye ağlayıp dururlar ama işin sonunda senden düşük bütçeli bir macar, portekiz, norveç takımı seni tokatlayıp evine yollar...
    sorun acaba transfer olmayabilir mi ha? sorun belki de senin doğru fizik ve taktik çalıştırmalar yaptıramamandır?
    hayır yani resmen alıştırıldık buna, senden düşük bütçeli takım senin karşında favori nasıl olur yahu, bu düzenin baştan yıkılması lazım. hangi sektörde bu kadar aleni başarısızlığa bu kadar prim veriliyor, nerede bu bolluk.
  • 120
    fatih terim’den sonra uzun süre uzak durmamız gereken teknik direktör tipi.

    daha önce bahsedilmiş zaten; fatih terim, şenol güneş ve iyi zamanındaki mustafa denizli dışında üst düzey diyebileceğimiz teknik direktörlerimiz yok. çoğu menajer ilişkileriyle bi yerlere geliyor. sistemli aklı başında top oynatan çok az hoca var. tembeller, yardımcılarının çoğu “yancıları”. sistem çalışkan potansiyelli zeki dünyayı takip eden tarzda adamların yükselmesine müsade etmiyor. eski topçular 10 günde pro lisansı alabiliyor.

    sistemin baştan aşağıya dizayn edilmesi gerekiyor.
  • 121
    türk futbolunun bana kalırsa en büyük sorunlarından biridir. 5 büyük ligde çok sayıda yerli oyuncumuz forma giyerken takım çalıştıran bir adet bile yerli hocamız yok. yeni nesil diyebileceğimiz hocalardan ise bu potansiyeli taşıyan sadece okan buruk var diye düşünüyorum. türk futbolunun oyuncu yetiştirmekten önceki sorunu oyuncuyu yetiştirecek hoca yetiştirmektir. at sahibine göre kişner.
  • 122
    surekli olarak bahaneler one suren, kendisinin eksikliklerini gormeyip her seyden yakinan, yenilikci olmayan, dalkavuk, ozellikle yildiz futbolculari yonetemeyen guruh. arada bunlarin bi kismini yapmayan, cikis yakalayan hocalar olsa da, onlar da got kalkmasi, kendini gelistirmememekten ve / veya ulkemizin geneline yayilan basarili sivrilen insanlarin bir sekilde asagi cekilmesinden dolayi bir turlu ust seviyeye cikamamaktadir. biz bile burada (kalburustu futbolseverler olarak) iyi kotu basarili olan bir hocayi surekli bir sebep bulup elestirebiliyoruz, turkiyenin diger platformlarini, spor medyasinini nasil oldugunu buradaki herkes zaten biliyor.
  • 123
    türk futbolunun en büyük sıkıntısı olan topluluk. seviyeleri kesinlikle günümüz futbol standartlarının çok altında ve avrupa maçlarında bunu açıkça görüyoruz. bu zamana kadar uluslararası seviyede tek bir türk teknik direktör çıktı o da fatih terim. ancak kendisi bile son yıllarda avrupa seviyesinin çok altında ve mücadele edemiyor. türk futbolunun kurtuluşu vizyoner, iyi eğitimli teknik direktörlerdir. ancak biz de 50 yıllık hocalar hala anadolu takımlarını dolaşıyor, yönetimin torpillisi ya da teknik direktörün adamı olan birisi altyapı antrenörü oluyor. sonra söylenip duruyorlar türk futbolu niye böyle. tutturdular yıllardır yabancı hoca türkiye'de olmaz diye. yahu sumudica bile geldi 3'lü oynadı fark yarattı. farioli normalde kaleci antrenörü kendisi o bile göreve başlar başlamaz fark yarattı. ama yok biz hala mesut bakkal, hikmet karaman, mehmet özdilek, yılmaz vural vs. bunlara takım verelim ayıp olmasın.
  • 124
    türk teknik direktörlerin;

    -tamamına yakını futboldan gelme ve ıqları çok düşük.
    -daha iyi olan değil, daha az hata yapan kazanıyor.
    -taktik bilgileri çok zayıf hatta sıfıra yakın.
    -tamamen doğaçlama oynatıyorlar.
    -gollerin %90’ı rakip takımın hatasından kayneklanıyor.
    -en iyi dediğimiz tdler bile futbolu sokakta öğrenmiş.
    -bilimsel olarak takım çalıştıran yok.
    -futbolun bileşenlerinden bihaberler.
    -motivasyonu tamamen gazdan ibaret sanıyorlar.

    bunları çoğaltabiliriz ama gerek yok. napolyon sormuş ordu komutanına savaşı neden kaybettik diye. ordu komutanı beş nedeni var demiş ve saymaya başlamış. bir; barutumuz bitti deyince napolyon sözünü kesmiş. diğerlerini saymana gerek yok bu yeterli demiş. şimdi biz de onlarca neden sayabiliriz ama birinci neden yeterli. yani ıqlarının çok düşük olması tek başına yeterli.

    dolayısıyla türk futbolunun bu teknik direktörlerle gelişmesi ve zafer kazanması inkansız. sadece teknik direktörler değil, altyapı hocaları, futbolcular, yorumcular maalesef hepsi yetersiz. kurtuluşun çaresi nedir derseniz? ıq’su yüksek insanları futbol antrenörlüğüne ve yöneticiliğine teşvik etmek en doğru ve en kısa yoldur. çünkü yüksek ıq’lu futbol adamları ve yöneticiler gençleri daha iyi yetiştirecek ve onlar da futbolumuzu yüceltecek başka da bir yol yoktur. gerçi bu kural sporun her dalı için geçerli ama futbol milyonları ilgilendiren ve peşinden sürükleyen bir dal olduğundan işe futbol adamı yetiştirmekten başlamak en doğrusu.

    bazıları yabancı alt yapı hocası, yabancı hoca getirirsek düzelir başarırız diyor ama bu da çok yanlış. çünkü yabancılar türk çocuklarının dilinden anlamıyor, çocuklar tabancı hocanın dilinden anlamıyor. bunların sadece birbirini anlaması için bile beş yıldan fazla zaman gerekli. beş yıldan sonra motivasyon kalmıyor zaten.

    aksi halde debelenip duracağız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın