• 890
    en büyük sorunu, küçük beyinler tarafından idare ediliyor oluşu olan oluşum.

    küçük beyinler derken gerizekalı, aptal anlamında kullanmıyorum, taö aksine bir çoğu çok kurnaz ve zeki insanlar. ancak küçük beyinliler. güncel durumu muhafaza etmek, ve/veya kendi/çevresi lehine manipüle etmek için kullanıyorlar zekalarını. 3-5 teknik direktör 2-3 yönetici dışında akıllı hamleler yapan kimse yok. herkes günü kurtarma peşinde.
    kendi takımımızdan örnek verecek olursak, abdürrahim albayrak forvet transferindeki basiretsizliğini gidip kasımpaşa'nın diagne'sine 10 milyonu basarak örtbas etmek istiyor ama hepimiz hemfikiriz ki terim ve scout ekibinin verdiği forvet listesinde ne diagne ne mitroğlu var. veya, mustafa denizli'yi emekli varsayarsak terim'den sonra en başarılı teknik direktör olam şenol güneş yeri geliyor işine öyle geldiği için yabancı kuralını destekler nitelikte açıklama yapıyor çünkü adam lokal. yerel yani küçük düşünüyor. büyük vizyon(!) ve şahsen beklentimin çok farklı yönde olduğu ali koç hala galatasaray ceza alsın diye uğraşıyor. yıldırım demirören denen şahsiyet kaç yıl oldu hala tff başkanı ve kimse bilader bu nedir? demiyor. millet kafayı yemiş yok galatasaray kollanıyor yok başakşehir kollanıyor. taraftar toplulukları hakemler tarafından yönlendiriliyor artık. bu çok belli, bugün ülkede galatasaray lehine beşiktaş lehine yapılan hakem hataları hala içimizden çıkmayan krizden daha çok konuşuluyor.

    bu küçük beyinlerin en büyük belirtisi ise hiçbir soruna çözüm aramıyor oluşumuz. fatih terim olmasa nice tarıklara onlarca milyon saçılacak, takımlarımız avrupa'da günlük başarılarla oyalanmaya devam edecek (hoş bu hala çözülemedi ama olumluya gideceğiz gibi hissediyorum) kulüpler satılmak dışında çıkar yol bulamaz hale gelecekti.
    futbol deyince aklınıza gelen 5 konunun beşinde de sorunumuz var ama bunların hiçbirisini çözemiyoruz, çözmeyi bırak çözmek için bir adım dahi atmıyoruz. bu çözüm odaklılığından uzak oluşumuz da asalak yönetici profilini ortaya çıkardı. onları sorun olarak görsek bile çözmek adına girişimde bulunmadığımız için olay pişkinliğe döküldü artık göz göre göre çoğu konuda manipülasyon yapılıyor, adam kayırma, bilinçli hatalar yapılıyor, hatalılar korunuyor. herkes burası sorunlu dese de çıkıp bir çözüm girişiminde bulunmuyor. galatasaray adına mustafa cengiz fairplay ve mali sorunlara yaklaşımıyla, fatih terim altyapı ve güncel futbola (ne kadar en iyi formunda olmasa da) yaklaşımıyla bu grupta parlıyorlar. ama maalesef şu bir gerçek ki fatih terim'in önde gelen özelliği yenilgiyi kabul etmemesi, nasıl kazanacağını biliyor olması gerekiyor, diğer özellikleri açısından gelişmiş kültürlerde sıradan kalıyor çünkü orada herkes çözüm odaklı ve günceli takip edebiliyor. ama ülkemiz vasatlığa dahi o kadar muhtaç ki, fatih terim'in karşısına bu özellikte rakip çıkmıyor. zorunlu kalmadığı halde altyapıya yatırım yapan altyapıyla ilgilenen kaç td var türkiye'de son 10 yılda?
    ben söyleyeyim 1. 2012-2013 fatih terim. kadrosunda melo sneijder drogba varken o zaman şimdi ekmeğini yediğimiz 2000 jenerasyonunu kuruyordu.
    ikinci bir örnek yok ne acı.
  • 891
    2004 avrupa şampiyonasında rezil olan almanya, futbola 1 milyar euro kaynak ayırdı ve istediklerini aldı. bizde böyle bir kaynak verilse 3 5 şehire halı saha yapılır onunda maliyeti 1.5 milyar çıktı denir. belçika milli takımının ve futbolunun yükseliş temeli 2008 sonrası yapılan planlama ile atıldı. herşeyin özü planlama da fakat 80 öncesi ecevit 5 yıllık kalkınma planından bahsederken, demirel bize plan değil pilav lazım diyerek karşılık veriyordu.

    bin yıldır yerleşik hayata geçmiş olsak bile özünde göçebe bir toplumuz, bulunduğumuz yerde ne kadar kalacağımızı bilmediğinden anlık durumlara göre anlık kararlarla yaşamış atalarımız. plansizlik bizim kültürümüzde var. kuşbakışı türkiye gozlemlendiginde görülecek ilk şey kaos ortamıdır. evlerin dizaynı, trafik, siyaset, futbol, çocukların okula gidiş gelişleri hepsi kaos içerisinde yürüyor. demirkol 2008 avrupa şampiyonası için isviçre'den yayın yaparken burda herşey çok duzenli, çok sıkıcı' türkiye de insan kosturmaktan sıkılmaya vakit bulamıyor gibi bir cümle kurmuştu. almanlar, ingilizler gibi sistemli bir ekolumuz yok ama kaos üstüne sağlam bir ekolumuz var. futbol ekolumuz de duygularla oynanan kaos futbolu. bunu kabullenirsek sinirlerimiz daha az yipranir.
  • 893
    kültürel sorunları geçtim, ekonomik olarak şu bitmiş vaziyetteki ülkeden futbol anlamında bir şeyler beklemek komik bence. euro vurmuş 6 tl’ye. bu durumda sen avrupalı rakiplerine kıyasla 6 kat fazla para harcamak durumundasın transfer yapabilmek için. hal böyle olunca, bu sporu yönetenlerde vizyonun v’si olmayınca maalesef günden “yabancı sınırı”, “diagne atamadı” vs gibi bomboş konular oluyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın