yememiş içmemiş saatin 00:00 olmasını bekleyip giydirmiş, "çoluk çocuk" çekmiş millete.
güzel.
ama benim de takıldığım (bkz:
#1677622) nl giride
mizuhara'nın da belirttiği üzere kendisinin nasıl yazar olabildiğidir.
elbette "sözlük benim, istedğimi istediğim gibi yazar yaparım" açıklamasına söylenecek söz yok ama gördüğümüz gibi, az daha dikkatli olmakta fayda var demek ki.
devlette bile "kpss'de bi 70 falan al da gerisini hallederiz" kafası hakim çok ağır torpil söz konusu değilse.
misal volkan babacan'ın türk milli takımı kalesini koruması, volkan demirel'in şeyinin keyfine sahayı ve o çok sevdiğiniz ay-yıldızı terkedip gitmesine rağmen yine çok sevdiğiniz, ay-yıldızı temsil ediyor dediğiniz terim tarafından korunması, arkadaşlarının ağzına silah dayayan bir magandanın, bir eşkiyanın üzerinden o çok sevdiğinizi söylediğiniz ay-yıldızlı formanın yine o çok sevdiğinizi söylediğiniz ay-yıldızı temsil eden terim tarafından alınmaması gibi.
tüm bu peşkeş, tüm bu rezillikler, tüm bu küçük düşürücü kepazelikler ne pahasına peki?
o çok sevdiğinizi iddia ettiğiniz ay-yıldızın madara olması pahasına.
şimdi söyleyin bakalım tuna efendi ve tuna efendi gibi düşünenler, çoluk-çocuk olmayan yetişkinler, aklı her şeye erenler, herkesin düşüncesine karışmayı kendinde hak gören, kendi gibi düşünmeyeni hakir görmeye teşebbüs edenler;
`kim daha çok seviyor o ay-yıldızı?`
siz mi? yoksa o ay-yıldızın rezil oluşuna tepkisiz kalmayanlar mı?
uzun sözün kısası; rica ediyorum daha dikkatli seçin torpil yapacaklarınızı...