türk futbolunun pislik eksiğini uzunca bir dönem tek başına sırtlayan uzun saçlı al yanaklı abimiz.
6 kasım 2002 fenerbahçe galatasaray maçında ilk golü atması ve de adına açılan pankartın önüne gidip sevinmesiyle adını duyurmuştu. o sezonki ölü takımda koşmasıyla dikkat çekmişti. 60 metre depar atıp kovaladığı rakibinin ayağına basıp iterek düşürür, yerde kıvranan adamı kaldırarak sarı karttan yırtardı. bir diğer imza hareketi muhtelif deplasmanda olur olmadık yerde attığı golden sonra sus işareti yaparak sevinmesiydi.
28 eylül 2004 manchester united fenerbahçe maçında skoru 4-1'den 4-2'ye getiren golü atıp çekince biraz taşak konusu olsa da inatla devam etmiştir bu harekete.
volkan demirel'in henüz palazlanmaya başladığı dönemlerde bu vatandaş vardı.
22 mart 2006 galatasaray fenerbahçe maçı sonrası eski açık'ın önünde reklam panolarına çıkıp
bir baba hindi çektirmişti.
22 nisan 2006 fenerbahçe galatasaray maçı sonrası da stada canlı bir hindi getirilerek yapılmıştı aynısı. ama işte 14 mayıs 2006 günü allahın dediği olmuştu. o unutulmaz akşamda kutlamalar esnasında hoparlörü eline alan sabri bir baba hindiyi bu kardeşimize bindirmişti. türkiye'de kaldığı iki sezon boyunca o olayın etkisini atlatamamış, karizması hep biraz çizik kalmıştır. nitekim volkan ayısına bu işleri devreder devretmez premier lige doğru yola çıkmış,
bez bebek'ten fırsat kaldıkça izlediğimiz premier lig sezonunda sahaya çıkmış, gol atmış asist yapmıştır. gerçi fenerbahçe'den gidiş süreci biraz da roberto carlos ile önlü-arkalı oynamak zorunda kalması olarak da değerlendirilebilir ama, neyse..
toparlarsak premier ligden hindistan ligine kadar geniş bir yelpazede 9 kulüpte forma giymiştir. transfermarkt verilerine göre 11,7 milyon euro almış bugüne kadar. türkiye liglerinde sakaryaspor, fenerbahçe ve bursaspor ile 171 maçta 51 gol 27 asisti var. oyun tipi olarak ele alırsak teknik-taktikten bağımsız olarak manyakçasına koşan enteresan bir adamdı. pozisyon bilgisi ve son vuruş yeteneği de sıfırdan büyüktü. bitmek tükenmek bilmeyen koşularıyla kendine avantaj da yakarlardı sık sık. ancak bu bağımsız koşuları pozisyon kaybetmesini, mevkisinin sık sık boş kalmasını, varsa tutması gereken adamı araya kaçırmasına sebep olurdu. kadro istikrarı olmayan, taktiği maçtan maça değişen hakikaten kaos takımı 2002-2003 fenerbahçe'sinde bu sebepten yıldız gibi parlamış ve olduğundan daha değerli görünmüştür. pozisyonu falan unutup topun olduğu her yerde görününce taraftarın gözünde büyük topçu olmuştu. daum dönemi ile fenerbahçe bir taktik yapıya kavuşunca, kendisi de bir mevkide durmayı öğrendikçe "düşüşe geçmiş" algısı yaratmıştır. ancak bunun yanında yıllar içinde hem sürati azalıp hem de futbol hızlandığı için kademe kademe sıradanlaşmış olduğu da doğdurur...
manchester united'a hat-trick yapmış bir oyuncu da olsa
* kariyer zirvesi
seyhan şaşko ile olan beraberliğidir.
kim ne derse desin...