bir gün stadda bu ışık şov gerzekliği yüzünden kavga çıktığını duyarsanız bilin ki orada dayağı yiyen
* benim. dün
* 71. dakikada o telefonlar çıkınca sağa sola, her tarafa hakaretler yağdırdım. bir tanesi de dönüp bir laf edemedi. yaptıklarının mallık olduğunun onlar da farkında ama saçma sapan bir sürü psikolojisi ile katılıyorlar.
bakın hiç unutmam karabük
* maçı. serin bir istanbul akşamı. saat 21.10 gibi. maç 2-1 devam ediyor. bu mal ordusu yine ışık açmış. takım da iç sahada oynadığı o coşkulu futboldan oldukça uzak. hakeme bakıyorum, çok kötü bir elektrik alıyorum. sanki her an bir halt yiyecek gibi. çat hakem bir penaltı uydurdu. bu ışık şov tayfa hemen yotoooor yoldorom domororon yotooor demeye başladılar.
he tabii yuuuh demeden de olmaz. allah'tan sonrasında maicon'un golü geldi de kazandık falan filan. (devamındaki hikayeyi herkes biliyor.)
peki soruyorum ya gol gelmeseydi? ışık şov tayfa ne yapacaktı? maç sonu 'yeter yıldırım demirören yeter' demeye devam edeceklerdi. evlerine de mutsuz ve sinirli bir şekilde döneceklerdi
*. peki bundan galatasaray ne kazanacaktı? koskoca bir hiç!
hatta belki de o gün orda üçüncü gol gelmeseydi galatasaray şampiyonluğu kaybedecekti. velhasıl sen iç sahada maçı tam anlamıyla almadan show mov yapamazsın. he yaptın mı o zaman sen takımı desteklemeye değil kendini eğlendirmeye gelmişsindir. yani taraftar değil müşteri olmuşsundur. kendilerini müşteri olarak nitelendiriyorlarsa da bir şey diyemem herkesin kendi bileceği iş.
edit: bu arada takım tabii ki de tribüne bakarak maçı vermemeli eyvallah ama stada eğlenmeye değil de takıma destek olmaya geldiysen, daha maçın bitmesine 23 dakika varken bu hareketleri yapmaman gerekir. he takımın çok iyi olur, oyunu fazlasıyla güven verir, sana ihtiyaç olmaz, o zaman takıl kafana göre, kimse bişey demez sana.