resim
Tomáš Ujfaluši
Görev:Teknik Direktör
Takım:Bilinmiyor
Yaş:46
Uyruk:Çek Cumhuriyeti
  • 1278
    futbolu bırakma kararıyla gerçekten çok üzmüştür. 3 gündür bu konuda yazmak istiyorum aslında ama elim varmıyor. galiba bıraktığını kabullenemiyorum.

    ben bu güzel adamın, 50 yaşına da gelse, yürüyecek hali bile kalmasa, dünyanın herhangi bir yerinde, belki bir halı saha maçında, herhangi bir defansın ortasında dağ gibi duracağını bilmek istiyorum.

    artık onun için tek dileğim kariyerine çizeceği yeni doğrultuda da savunmada olduğu kadar başarılı olmasıdır. belli mi olur, gün gelir geri döner, yolu tekrar kesişir galatasaray'la. ben kendi adıma o günü hep isteyecek, o günü hep bekleyeceğim.

    bu taraftar seni unutmayacak big chef, futbol kariyerinin galatasaray'da geçen o güzel bölümünde bize yaşattığın her şey için teşekkürler.
  • 1279
    1,5 sene önce herkes yıllar sonra şampiyonlar ligi'ne katılmanın heyecanıyla kura çekimlerini yorumluyordu. tam da kura çekimleri sırasında florya'dan o kötü haber geldi. ben bu başlığa sakatlığıyla ilgili gelişmeleri girerken şunu yazdım: "bizim için 30 ağustos 2012 şampiyonlar ligi kura çekiminde belirlenen rakiplerden daha kritik bir gelişme olduğunu düşünüyorum."

    sonra tomas toparlayamadı. yaşının etisi ve sakatlığın özelliği bunda çok önemli etkendi. defansın bel kemiğiydi; semih'in akıl hocasıydı. galatasaray tarihinin en az gol yiyen kadrosunun defans üyesiydi. kaybı çok büyüktü. ama bu adamı son kez ali sami yen çimlerinde ağırlama şansını bulduk. yönetim bir jest yapıp bir maç öncesi (hangi maçtı hatırlamıyorum) kendisine plaket verdi. ve taraftara kendisini alkışlama şansını verdi. sonra ultraslan kale arkasına çağırdı ujfa'yı. ben dedim ki şöyle son bir kez okkalı bir yumruk şov yapıp yollamalı bu adamı. arena'da maç seyredenler bilir. artık maçın başlamasına çok kısa bir süre kala doluyor stat. siz boş her yer diyorsunuz ama istiklal marşı okunurken bir de bakıyorsunuz ki dolmuş stat. yine de statta olan seyirciden iyi bir performans çıktı. bunun nedeni ujfa'ya olan sevginin fazlalığıydı. ama ujfa daha ceza sahasını bulmadan ultraslan başka tezahüratlara geçmişti bile. azalan ujfa sesleri arasında bir de güney tribününe yöneldi ujfa.

    ah dedim, bir fırsatı daha kaçırdık. değerler böyle yaratılıyor işte. biz ujfa'yı geç bulmuş bir kulübüz. ama bugün hala kendisi galatasaray'dan biz diye bahsediyor. bunda tabii kendisinin karakterinin de etkisi var. röportaj ve twitlerinde atletico madrid camiasına olan saygısını ve desteğini defalarca gördüm. hatırlarsanız "tomas ujfaluji oley oley oley" şeklinde bağrılırdı ona. gayet ağza oturan ve soyadı sırasında tınısından dolayı güzel bir atmosfer oluşturan bir tezahürattı. hiç büyükçe bir topluluk tarafından coşkuyla alkışlandınız mı bilmiyorum. ben bunu yaşadım. o coşkuyu, beğeniyi, takdiri iliklerinize kadar hissediyorsunuz. hayatımda yaşadığım en güzel anlardandır. sanatçıların "o alkışlar yok mu o alkışlar, her şeyi unutturuyorlar" yorumlarına hak verdim ve kendilerine imrendim. hele ki ismimin söylenmesini hayal bile edemiyorum. isterdim ki, ujfa'yı mükemmel bir şekilde uğurlayalım. adını haykırırken son bir yumruk sallatıp, kendisinin hafızasına kulübümüzün imzasını atalım. ama olmadı. zaten olmuyor. olmuyor bu ülkede. böyle bir kültür yok.

    bugün yerine gelen defans oyunularının performansından dolayı kendisi yad edilir olmuş. o sakatlık her ne kadar ujfa'ı bizden koparmış olsa da bir yandan da halen tüm taraftarın kafasında çok zor bir dönemden sonra rüya gibi geçen bir dönemin baş aktörlerinden olarak kalacak. hatırlarsanız reyes, forlan, ujfa beraber transfer edilecekken kimse ujfa'yı sallamıyordu. herkes reyes ve forlan üzerine konuşuyordu. sonuçta sadece ujfa gelince de "3'ün 1'ini aldık" yorumları yapıldı. sahada ne alıp ne almadığımız belli oldu. ben bugün mutluyum çünkü ujfa hala "tüm" (sanırım tümü diyebilirim) galatasaray taraftarları tarafından iyi hatırlanacak. halbuki kendisini hiç bir şampiyonlar ligi maçında görmedik. ağır kaldığını ve birçok noktada semih'i yönlendirdiğini biliyorduk. eğer o şampiyonlar ligi maçlarında arkasına sarkan adamlardan goller yeseydik; eminim ki kendisi de bir takım taraftar bozuntusu tarafından en ağır hakaretlerle eleştirilirken bir kısım taraftar tarafından da bu eleştiriler göğüslenmeyle çalışılacaktı. ve bu güzel adamın da gönlünü kıracaktık.

    yolun açık olsun big chef! bil ki tüm taraftar sana canı gönülden hakkını helal ediyor!
  • 1287
    sportif direktör olma haberinin doğru olmaması için dua edeceğim eski kaptanımız.

    ujfa, mancini'nin üzerine gelecek hemi... mancini ile anlaşacak ve beraber çalışacaklar, mancini ujfa'ya bağlı olacak...

    sportif direktör yapılmak isteniyorsa eğer tek amaç takıma abilik yapması içindir. kalsın reyizler... daha sonra adam gibi sportif direktör yapılır zamanı gelince. apar topar heba etmeyelim adamı. hagi gibi olmasın sonra.

    edit yapma zorunluluğu hissettim.

    sı-por-tif di-rek-tör a-bi-lik yap-maz !*
  • 1290
    sportif direktör'lük için kesinlikle uygun bir isim değil. bize florya'nın düzenini ve işleyişini bilen, türk futbolunu iyi bilen, futbolculara abilik edebilecek ve yerli-yabancı ayrımı yapmayacak bir sportif direktör gerekiyor. kim derseniz aklımda bir isim yok. fakat şöyle tarif edebilirim;

    bülent korkmaz gibi fakat yabancılara daha düzgün yaklaşacak biri.
  • 1291
    sportif direktörlük görevi için düşünülüyorsa bence 10 numara olur.
    florya'nın işleyişi? afedersiniz ama yıllardır süregelen işleyiş bizi nereye götürdü? dünya kulübü mü olduk, yoksa kalıcı olmayan başarıların kulübü mü? artık bazı şeylerin değişmesi gerekiyor. o florya'nın işleyişi biraz sakattır, biliriz biz. jardel olayları, 2. ft dönemi olayları, 1. hagi dönemi, feldkamp dönemi, en son olarak 8.'liğe götüren yeniçeri isyanı...

    florya'nın işleyişini, ezberleri değiştirmek gerekiyor açıkçası. kulüp çok daha farklı bir düzene sokulmalı ki, şu "genç yetenek" olarak görülüp zerre ilerlemeyenlerin hikayeleriyle dolup taşmayalım artık. arda efendi gibi kendine bakmayan, gittiği gibi kendini toparlayan insanlarla dolmasın artık kulüp.

    bazı şeyleri değiştirmek gerekiyor, bu da genç türkiye cumhuriyeti devrimi gibi radikal değişikliklerle olacak. mancini geldi, iyi güzel, ortalamanın çok da üzerinde bir ekibi var. bunun yanında sportif direktör gelecekse, avrupa'nın da işleyişine hakim, oyunculara liderlik edebilecek, futbolun içinden biri gerekiyor.

    özellikle ekliyorum, "ben galatasaray'a hakimim" kafasındaki, her şeyi en iyi bildiğini sanan kafalar takıma bulaştırılmamalı.

    artık bazı şeyler değişmeli.
    umarım ujfa ile bir adım daha atarız bu konuda, mancini'den sonra.
  • 1294
    sportif direktör olması konusunda benim çok olumlu düşünceler beslediğim kişidir .
    1. mancini'nin saha dışındaki yükünü hafifletir çünkü ilk senesinde itibaren yerlisi yabancısı ujfa'ya çok büyük saygı duyup liderliğini kabul etmişlerdi.
    2. futbolcuların saha dışında kulübün bir adamını muhatap almasını sağlayarak problemlerini çözer ki bunu da anca futbolcular tarafından kabul edilmiş sportif direktör yapabilir.
    3. gittiği neredeyse her takımda kaptanlık görevleri yapmış çok tecrübeli biridir futbolculara özellikle genç olanlara (bkz: semih kaya) bu tecrübelerini aktarabilir.
    4. teknik direktörlükten sportif direktörlüğe gelmediği için mancini'nin işine burnunu sokmaz tabiri caizse kuyusunu kazmaz.
    bana göre tek hadikabı türk futbolunu medyada diğer adı geçen adaylar kadar iyi tanımamasıdır ama onun dışında ideal bir sportif direktör olur büyük şeften.
  • 1295
    galatasaray'da sportif direktör olacağı haberleri beni heyecanlandırmıştır.

    şahsım adına takımın bir sportif direktöre gerçekten ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. öncelikle belirtmek lazım ki bazı arkadaşların dalga geçerek diline doladığı, benim ise çok gerekli gördüğüm ünal aysal'ın o ünlü "kurumsallaşma" lafının gereklerinden biridir bu pozisyonun işlerlik kazanması. kulübün başkanı birebir teknik direktörle, antrenörle, futbolcuyla sürekli görüşmez, görüşmemelidir. bu olay hocayı da gerer, takımdaki çalışma ortamını olumsuz etkiler. sportif direktör olmadan olay şuna benzer, microsoftta çalıştığınızı düşünün, kendi bölümünüzün müdürüsünüz ama sürekli bill gates şahsen gelip sizden hesap soruyor, sürekli işinize karışıyor. veya askerliğini yapan arkadaşlar her gün bölüğü bizzat genelkurmay başkanı'nın denetlediğini düşünsün. böyle bir ortama aramızdan kaç tane arkadaş dayanabilir çıksın söylesin.

    bu olayı eleştirmeden önce, öncelikle sportif direktör kavramını kafalarda oturtmak gerekir. sportif direktör'ün görev tanımını leicester'ın eski sportif direktörü dave bassett şöyle yapıyor

    “sportif direktör bir tampondur. futbol takımıyla ilgili yönetime hesabı veren kişidir. öte yandan da teknik direktörü asiste etmekle yükümlüdür. futbolla ilgili deneyimlerini hem teknik direktörle hem de yönetimle paylaşır. ancak özellikle yönetimle paylaşır çünkü kulüp yöneticilerinin bu tür deneyimleri yoktur.”

    şimdi burada ujfalusi bu işi yapamaz diyen arkadaşlara soruyorum, ujfalusi bu işi neden yapamaz? ujfalusi tam bir profesyonel, takımı tanıyor, işleyişe aşina. umuyorum ki sözlükte çıkıp "ujfalusi'nin futbol bilgisi zayıf" diyebilecek adam da yoktur. saha içinde takımın kaptanıyken ujfa'dan memnun olmayan bir tane galatasaraylı görmedim ben.

    tanımda da söylediği gibi ujfaluji sportif direktör olarak daha çok yönetimin futbolu anlamlandırmasına yardımcı olacaktır, ki başkanımız çekinmeden "ben futboldan anlamam" diyebilen bir adam*. ben ujfa'nın bu görevi layıkıyla yapabileceğine gönülden inanıyorum.

    dipnot: eğer ujfalusi sportif direktör olarak görevlendirilse, bunun yönetimin "kurumsallaşma" laflarında ne kadar samimi olduğunun sınavı olacağını düşünüyorum. bu adam getirilir de ortada şamar oğlanına döner, kimse onu takmazsa, o zaman döner hepimiz yönetimi tekrar eleştiririz.
  • 1296
    ujfa azmi, hırsı ve çabasıyla her galatasaraylının gönlünde taht kurmayı başarmış birisidir. ancak sportif direktörlük ne yazık ki sadece bu vasıflarla idare edilemez. kendisi bu göreve getirilirse büyük ihtimalle geçici olarak gelecektir. amacı da sportif direktörlükten ziyade takıma abilik yapması, konsantrasyonu sağlaması ve bundan da önemlisi taraftarın da ismen sevidği bir isim olduğu için bülent tulun'a ve adnan sezgin'e gösterilen tepki ona gösterilmeyeceğinden, taraftarın da gazının alınmasıdır.

    ujfa'nın yeri çok ayrıdır, doğrudur. ama ona biçilen görev yanlıştır.

    umarım başlamadan biter bu sportif direktör sevdamız ujfa'ya karşı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın