• 74
    tek takımla 1000'den fazla galibiyet yaşayan tek oyuncu. toplamda 1000 galibiyeti olan duncan hariç 2 oyuncu var zaten.

    26000 sayı, 15000 ribaund ve 3000 blok barajını aşan 2 oyuncudan biri. diğeri de kareem abdul-jabbar.

    15 defa nba'de yılın takımlarına seçilmiş. 15 defa yılın savunma takımına seçilmiş. 15 defa all star olmuş. 2 normal sezon, 3 de play off mvpliği var.

    tarihte 9000 dakikadan fazla playoff oynayan tek nba oyuncusu.

    san antonio spurs tarihinin en çok sayı atan, en çok ribaund alan, en çok blok yapan oyuncusu, en çok asist yapan 3. oyuncusu.

    1392 maça çıkmış. biz o kadar maç izlememiş olabiliriz adam çıkıp çoğunda 30-40 dakikadan fazla süre almış.

    hem oyuncu hem de karakter olarak gerçekten büyük efsaneydi. kendisi kadar ahlaklı ve iyi bir sporcu bulmak neredeyse mümkün değil. nowitzki ve o türünün son örnekleriydi...

    19 sene boyunca hem karakteriyle hem de sporcu kişiliğiyle örnek oldu. nba tarihinin gelmiş geçmiş en iyi 4 numarası. bence hala 1 sezon daha rotasyon oyuncusu olarak katkı verebilirdi.

    son olarak başarılarını kopyala yapıştır yapayım:
    5× nba champion (1999, 2003, 2005, 2007, 2014)
    3× nba finals mvp (1999, 2003, 2005)
    2× nba most valuable player (2002–2003)
    15× nba all-star (1998, 2000–2011, 2013, 2015)
    nba all-star game mvp (2000)
    10× all-nba first team (1998–2005, 2007, 2013)
    3× all-nba second team (2006, 2008–2009)
    2× all-nba third team (2010, 2015)
    8× nba all-defensive first team (1999–2003, 2005, 2007–2008)
    7× nba all-defensive second team (1998, 2004, 2006, 2009–2010, 2013, 2015)
    nba rookie of the year (1998)
    nba shooting stars champion (2008)
    twyman–stokes teammate of the year award (2015)
    san antonio spurs all-time leading scorer
    usa basketball male athlete of the year (2003)
    sports illustrated sportsman of the year (2003)
    national college player of the year (1997)
    2× consensus first-team all-american (1996–1997)
    3× nabc defensive player of the year (1995–1997)
    2× acc player of the year (1996–1997)
    no. 21 retired by wake forest

    yakın zamanda da san antonio spurs formasını emekli edecektir ve yine yakın zamanda da hall of fame listesine girecektir.
  • 76
    en ufak bir taşkınlığı, şımarıklığı, aşırılığı, falsosu olmadan 19 yıllık kariyerini bitirdi. tim duncan denince benim aklıma ilk olarak çelebi kişiliği gelir ama sadece onunla kalmaz, adam muhteşem bir de basketbolcuydu. hani erman toroğlu'nun düzgün ama yeteneksiz sporcu ve hakemler için kullandığı "kız kardeşimi alsın, eniştem olsun ama bundan futbolcu/hakem olmaz!" lafı vardır ya; işte bu adam erman'ın eniştesi olabilecek raddede düzgün, 3 ayrı on yılda* takımını şampiyon yapabilecek kalibrede de iyi oyuncuydu.

    emekliği çocukluğumuzun tabutuna çakılan son çivilerden biri oldu... akla düştükçe özlenecek.
  • 65
    nba tarihinin gelmiş geçmiş en iyi 4 numarası. müthiş basketbolculuğunun yanında bir de muhteşem bir karakter. hem bu kadar hırslı, istekli, fedakar ve mücadeleci olup da bu kadar efendi olan sporcu milyonda bir belki bulunur.

    ısrarlar üzerine emeklilikten vazgeçmiş ve takımının daha iyi hale gelebilmesi için çok rahat bir şekilde 20 hatta 25 milyon dolarlık kontratlar imzalayabilecekken kendi isteğiyle çok düşük bir kontrata imza atacaktır. bu adam spurs tarihinin en büyük efsanesi ve hala bu yaşında süperstar seviyesinde. istediği miktarda kontrata imza atabilir. spurs düşünmeden kabul eder. popovich ile birlikte spurs'ü buralara getiren en önemli iki faktörden biridir. kendine çok iyi bakıyor ve hiç sorun çıkarmıyor. star kaprisleri de yoktur.

    bu sayede spurs aldridge ve west'i rahatlıkla aldı ve hala hamle şansı kaldı.

    işte sporcu dediğin budur. çok büyük saygı duyarım kendisine.
  • 48
    henüz 15 yaşında bir çocuk iken, hayatımın dumurlarından birini yaşamama vesile olan basketbolcu.

    senelerden 2004, o zamanlar tabi ergenlik denen hadiseye giriş yılları. çoğu şeyin farkına yeni yeni vardığımız, birçok şeyi yeni yeni keşfetmeye başladığımız zamanlar. tabi arızaları ebediyen tamir edilemeyecek odun bilinçaltımız da şekillenmeye başlıyor o yıllarda. liseye yeni geçmişiz tabi ama, bizim okul üniversitelerdeki gibi vize-final sistemi uygulayan bir okul. her sınav haftası farklı sınıflarda geçiyor. o dönemlerde okulun en azından %36'sının * hasta olmasa da yakınen takip ettiği(!) bir kızın sınfına sürüklüyor fikstürün cilvesi bizi. neyse bir sınav günü yine kalktık gittik, oturduğum sıra da bahsi geçen kızın sırası olsa gerek. isminin yanında bir kalp çizmiş, öbür yanında da duncan yazıyor.

    o an sınav kağıtları dağıtılıp sınav başlayana kadar kafada film hızlıca dönüyor. bildiğimiz tek duncan ne de olsa tim duncan, nasıl yaniler içinde günler geçiyor. işin ırkçılığında değilim, o yaşlarda bu tarz hayranlıkların saçmalığını algılamaktan da kilometrelerce olmasa da uzağım yaş itibarı ile. ama ortada daha önce bahsi hiç geçmemiş bir ismin olması kafayı allak bullak ediyor. "bu ne biçim bi kumpanya" diye günler geçtikten sonra olayın aslı çözülüyor tesadüfen de olsa. hatta öylesine bir çözülüyor ki, katıksız bir odun olduğum konusundaki fikrim sabitleşiyor, kendi kendimi yontma çabalarına girişiyorum.

    bahsi geçen duncan için;

    (bkz: duncan james)

    bu da böyle bir anımdır...

    (bkz: bir zamanlar maziye bak)
App Store'dan indirin Google Play'den alın