sakatlığı ve olduğu ameliyat sonucunda sezona yeterince hazırlanamayan futbolcumuz. bunun getirdiği eksiler şüphesiz oyuncunun hatalar yapmasına sebep oluyor. taylan'ın ayağı ve oyun görüşü gayet iyidir, en azından süper lig standartlarında. sertlik olarak da hiç fena değildir. bölgesinde bilgi ve tecrübe eksikliği var çünkü daha önce genel anlamda 6 numarada oynayan bir futbolcu değildi ama bu kapatılamayacak bir eksiklik değil. taylan yerine oyunun iki tarafını da eksiksiz oynayacak bir futbolcu arıyoruz belli ki. hoca melo, fernando derken bundan bahsetmiş olmalı. öncelikle melo oyunun iki yönünde de başarılı bir futbolcuydu ama fernando için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. defansif anlamda çok başarılı olsa da sezon sonu hariç galatasaray'a hücumda yeterince katkıda bulunamadı ve çok fazla eleştiri almıştı. taylan attığı paslarla hücuma fernando'dan çok daha fazla katkı sağlıyor mesela. yarın fernando gibi bir 6 numara getirilse yine eleştirilecek. melo gibi futbolcuyu bulmaksa imkansıza yakın. genç futbolcu alırız, yetiştiririz derseniz o olabilir ama taraftarın sabrının olmadığı açık. yaptığı ilk hatada çöp damgasını yine vuracak. morutan'a ve cicaldau'ya ilk maçlarının 15-20 dakikasında neler yazıldığına bakabilirsiniz. bundan olmaz, bunu kim izlemiş gibi yazılar okuduk bol bol. o yüzden yabancı sınırının da olduğu şu dönemde taylan'a çöp damgası vurmak doğru değil. bence galatasaray'da gayet oynayabilecek bir futbolcu. fatih terim'in kendisi hakkındaki değerlendirmesini ve tavırlarını bahane olarak görüyorum. o bölgeye oyuncu alsak bu sefer de forvette diagne ve mustafa istediklerimi yapamıyor, gol yollarında sıkıntı çekiyoruz diyecek. kulüp çok büyük bir yükün altında, hala kadromuz yetersizmiş gibi yorumlar yapılıp daha fazla borca girmemiz çok yanlış. bunların acısı ileride çıkmasın, dikkatli olun. şu ana kadar yapılan transferleri beğendim ama denge sağlanmalı. gedson, halil ve yeni bir 6 numaraya gidip 20 milyon euro falan gömülmemeli. yoksa olası bir başarısızlıkta bol bol "fatih terim ve burak elmas yönetimi enkaz bıraktı, kulüp ffp cezası yedi" yorumlarını okuyabiliriz.
oyuncuya ciddi bir haksızlık yapılıyor. galatasaray'ın daha önce de dediğim gibi sorunu kadro sorunu değildir. evet, geçmişte bu sorunları yaşadık ama şu an kadromuz lig için gayet yeterlidir. avrupa'da da belli bir sistem dahilinde iyi işler çıkarabilir. bunu sadece turlar atlayıp kupaya yaklaşmak anlamında düşünmeyin. biz lazio, marsilya gibi kulüpleri geçemesek de bu mücadeleyi verebiliriz. problem fatih terim'in yanlış ve eksik oyun kurgusudur.
luyindama çok fazla hata yapıyor çünkü orta sahalarımız top istemek için boşa kaçmıyorlar. hoca bu oyunculardan press yapmasını istiyor. oyuncular bunu yaparken stoperlerimiz topun şişirilmesi istenmediği için sık sık pas hataları yapıyor ve yapacak. sistematik olmayan hücum presimiz sonuç verdiği zaman topun kaldığı futbolcumuz, kaptığı topu ileri bölgedeki bir diğer futbolcumuza aktarmaktan korkuyor çünkü top, ileride kalan topçularımıza ulaşamayacak ve bu sefer bize kontratak olarak dönecek. doğru dağılımı yakalayamadığımız için 4'e 4 gibi bir sayıyla konratak yiyeceğiz. topun ulaştığı topçumuz bunun olmaması için önce defansa, defans ise kalecimiz muslera'ya dönüyor. bu sefer işler tam tersine dönüyor ve rakip bize hücum pres yapmaya başlıyor. defanstan pasla çıkmamız isteniyor ve işte başa dönüyoruz. şimdi bu paragrafı baştan bir daha okuyun. bu bir döngü, burayı istediğiniz kadar irdeleyebilirsiniz.
https://prnt.sc/1qtyn1h bakın yukarıda paylaştığım resim süper ligdeki genel oyun dağılımını gösteriyor. kırmızılar bizi, morlar ise rakip futbolcuları temsil ediyor. avrupa maçlarını bir kenara bırakıyorum, ligde hangi takımla karşılaşırsak karşılaşalım istisnalar hariç oyunun büyük bir bölümünde bu yayılım ortaya çıkar. rakibin üçlü, beşli, dörtlü oynaması önemsiz. galatasaray karşısında bu takımların hepsi klasik yayılıma dönüyorlar.
burada rakibin 1 ve 2 numarası bizim 1 ve 2 numaramıza baskı yapmaya çalışıyor. bizim 1 ve 2 numaramızın(yani stoperlerimizin) pas verebilecekleri fazla opsiyonları yok çünkü başta 3 ve 4 numaralı topçularımız olmak üzere akışkan olmayan bir oyun ortaya koyuyoruz. pas istemiyorlar, presi sadece rakip topla oynarken yapıyorlar ya da yapamıyorlar. oldu da stoperlerimiz bu baskıyı topu 3 ve 4 numaralı futbolcularımıza pas vererek kırmaya çalıştı diyelim. bu sefer ortaya sırtı rakip kaleye dönük futbolcularımıza arkadan baskı yapan "rakip 3 ve 4 numara problemi" çıkıyor. bu futbolculara, örneğin taylan'a ya da oynadığında emre kılınç'a(sezona bu şekilde gol yedirerek başladıkları ve tepki gördükleri için kendilerinin adını veriyorum, herhangi bir futbolcuyu yerlerine koyabilirsiniz) çevre kontrolü kötü diyorsunuz çünkü rakip topu alıp 3 ya da 4 numarası, önde 1 ya da 2 hücumcusu ve 1 ya da 2 kanadıyla(burası artık rakip teknik adamın düşüncesine göre değişiyor) hücuma çıkıyor. böylelikle ciddi kontrataklar yiyoruz.
peki bir başka senaryoyu düşünelim. 1 ve 2 numaramız markajlanan beklerimize pas attı diyelim. beklerimiz ya topu stoperlerimize geri oynuyor ya da orta sahamızla küçük bir pas alış verişiyle hücum kanatlarımızla yan yana gelecek pozisyona gelmeye çalışıyorlar. burada yapılan bir hatada orta sahalarımız kurtarabilirse topu geri alıyoruz, kurtaramazlarsa geçmiş olsun, bir kontratak daha yemiş oluyoruz. bu bizim senelerdir süren temel problemimizdir. biz futbolun temeli olan bu çok basit baskıyı bile kıramıyoruz. oyun planımızda ve oyun "akışımızda" değişiklik şart. şimdi siz bu 3 ya da 4 numaraya taylan'ı, seri'yi, fernando'yu(gs performansı üzerinden değerlendiriyorum) falan alabilirsiniz. oyunda değişiklik olmayacaktır çünkü bu futbolcular, futbolu 2 yönlü oynamakta zorlanıyorlar. ya melo ile oynayacaksınız(öyle topçuyu nereden bulacağız çok merak ediyorum) ya da oyun yapınızı değiştireceksiniz.
bu işin bir de top bizdeyken değil rakipteykenki kısmı var. orada da çok ciddi problemlerimiz mevcut.
https://prnt.sc/1qu1pa5 bakın burada biz top çevirirken ya da atağa kalkmaya çalışırken kaptırdığımız bir top esnasındaki rakip dağılımı var. topu 1, 2 ya da 3 numaralı rakip futbolculardan birisi kaptığı zaman hızlıca ileri çıkmaya çalışıyorlar. burada boey dinamik bir futbolcu ama sol bekimiz pva çoğu zaman rakip beki kovalayacak durumda değil. rakip forvet, 2-3 numara ve rakip kanatların atağa çıktığı bir anı düşünün. 1 numaradaki orta saha genelde emniyet sibobu oluyor ve topun dönmesi halinde eksik yakalanmamak için çok fazla açılmıyor. geride çok az futbolcumuzla yakalanıyoruz çünkü kanatlarımız gördüğünüz gibi çok ileride kaldı, bekimiz yeterince hızlı değil ve orta sahamız mevcut pozisyon oyunumuzdan dolayı rakibin çok yanında konumlandırılmış. akışkan bir takım olmadığımız için, yani durulgan bir takım olduğumuz için orta sahalarımızın rakip kontratağına olan dirençleri düşük.
bu kısımda 1,2 ya da 3 numaralı orta alan futbolcumuzun yerine istediğinizi koyun. çıkarın taylan'ı fernando oynasın. fernando sizi pozisyon bilgisiyle 2 sefer kurtarır. bir maçta böyle sayısız tehlike yaşıyorsanız sizi her elde kurtaracak hamleleri yapamaz.
burada yanlış olan oyun planı ve organizasyondur.
bunları yazdım çünkü taylan'a affedersiniz b*k atıp yerine x futbolcuyu getirince çok fazla bir değişiklik olmayacak. benzer hataları yaşamaya devam edeceğiz. gördüğünüz üzere oyunumuz kısır, sıkıntılı ve kolay çözümlenen cinsten. sorunun kaynağı taylan değil. sorunu oyuncularda aramak yerine sistemi eleştirirseniz hatalarımızın altında yatan "gerçek" sebepleri görürsünüz. 20 tane transfer yapınca mükemmel bir takım olmuyoruz ve olmayacağız. doğru sistem olmadan yapılanma adı altında 10 tane genç futbolcu almak bir şey değiştirmez.