adnan polat'ı protesto etmek isteyen bir taraftarın başına gelenlerden ibarettir.olay 29 nisan günü gerçekleşiyor.
---
alıntı ---
sevgili galatasaraylılar,
bugün bireysel protesto amaçlı saat 17:00 sularında mecidiyeköy'de bulunan kulüp binamızın önüne gittim.
kısaca şunu belirtmem gerek; gitmeye iten son hamle a.polat'ın kulübümüze karşı dava
açması ve etrafındaki insanlara da açtırması. (açtırma mevzusunu bugün lig tv'de gs'lı hukukçular söyledi, doğru bilgidir muhtemelen)
acele ile bir şeyler karaladım, kırtasiyeden aldığım beyaz kartona. '' adnan polat, yok hükmündesin! yeter, git lütfen'' (söz gs'lı başka bir taraftara aittir)
kulüp binamızın karşı kaldırımına geçtim ve elimdeki kartonu tutmaya başladım. ilk tepkiler olağandı, pencerelerin perdeleri aralandı, bina içinden fotoğraf çekenler oldu vs.
10-15 dakika sonra kulüp bünyesinde çalıştığını söyleyen birisi geldi. kim olduğumu (!), ne iş yaptığımı(!), tribünden kimleri tanıdığımı (!), memleketimi (!), nerede oturduğumu (!), her hangi bir gruba üye olup olmadığı (!) vs. vs. sordu. elimdeki kartonu yırtabileceğini (!) de söyledi ve cevabını -medeni bir şekilde- aldıktan sonra içeriye gitti.
şahsın, gsstore'un web sitesi için çalıştığı bilgisini teyid ettirdim, kesin bilgidir.
yaklaşık 10 dakika sonra kulübün güvenlik görevlisi geldi, genel sekreter'in kendilerini aradığını -muhtemelen haber edildi kendisi- ve a.polat'ın binada olmadığını söyleyip, polat iş hanına gitmemi tavsiye etti! (sağolsun!)
bireysel protestom yarım saati bulmuştu ki, çadır store'un oradan, yukarıya doğru birisi yürümeye başladı, tehditler savurarak. berduş biri olduğu belliydi kılık kıyafetinden. yanıma yaklaşırken, paltosunun sağ cebinden bir adet ''şiş'' çıkardı. yaklaşık 20 cm uzunluğunda. gitmezsem, beni orada öldüreceğini söylerekten iyice yaklaştı. elindeki metal şişi sürekli savuruyordu. başımın belaya girmemesi için kendimi kulüp binamızın olduğu yöne attım. aklıma bir anda polis'i aramak geldi. şahıs, çadır'ın yan tarafında korkusuzca duruyordu ve tehdit etmeye devam ediyordu. köşedeki otobüs yazıhanesine girdim beklemek için. polisler 3-4 dakika içinde olay yerine geldiler ekip arabasına binip şişli ilçe emniyet müdürlüğüne gittik, şikayetçi olduğum için.
17:30'dan 20:00'e kadar ifade vermek için bekledim. dışarıya sigara içmeye çıktığımda adam yanıma geldi ve kimin gönderdiğini öğrenmek için bir sigara uzattım. telefonun ses kaydını da açtım. sigarayı görünce, 'şikayet etme, barışalım' demeye başladı. 'kimin gönderdiğini anlatırsan', şikayet etmem dedim ve blöfümü yedi. kulüp çalışanı olduğunu, ismi 'ilyas' olan bir şofürün gönderdiğini itiraf etti. bütün ses kaydı telefonumda duruyor. yüklemeyi beceremediğim için dinletemiyorum, malesef. ekleyeceğim ama.
belki, isim yalandı, hayal kuruyordu ancak 'içeriden' gönderildiğini, yönlendirildiğini adım gibi biliyorum, ve de eminim. fakat adamın 'deli raporu' sahibi olması bütün her şeyi havada asılı bırakıyor.
ispat edemedikten sonra işe yaramıyor... yine malesef...
bütün bunları neden mi anlattım?
'' kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat. kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim. bir eğik baş bir boyunduruktan ağırdır boynuma; fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir galatasaraylıyım"
ben de...
genel kurul üyesi olmadığım için oy kullanma hakkım yok, bir taraftar olarak yapabileceğim en etkili tepki; protesto etmektir. hepi topu bu...
korkmadan, usanmadan, yılmadan bireysel protestoma devam edeceğim.
salı günü 'yönetim kurulu' toplantısı var m.köy'deki kulüp binamızda, ve ben, yine orada olacağım.
etkili olur mu, sanmıyorum açıkcası ancak bir taraftar olarak elimden gelen ne ise, yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim.
gelecek olan olursa, kaldırımda beyaz kartonunu tutan, 'parçalı forma' lı arkadaşa eşlik edebilirsiniz...
son söz; şahsın başındaki 'ultraslan' yazan, eskimiş şapkayı ekleyivereyim...
---
alıntı ---