• 2
    pederin eski futbolcu olması halinde işi bildiği için büyük ihtimalle doğru çıkacak önermedir.
    futbolcu egosu yüksek adamdır. kendisi haricinde kimseyi kolay kolay beğenmez. takım böyle adamlardan oluştuğu için her zaman lider özelliklerini sergilemeye ve diğer oyuncuları kendi faydası dahilinde kullanmaya çalışır. eğer takımda herkesi esas duruşa geçirebilecek bir lider yoksa o takımda bir kaç tane lidercik çıkıp futbolcuları üçer beşerli gruplar halinde çevresinde toplar. bu da bir sürü huzursuzluk demektir. doğrudan maçın sonucuna etki eder.

    (bkz: bi şey biliyoz da sölüyoz)
  • 6
    son 2 senedir yaşadığımız şeyin en kritik noktalarından birisi takımda bunun olmaması. ''şampiyon olan hiçbir takımda yoktur zaten.'' demeyin, şampiyon takımlarda da gayet vardır. 12-13, 14-15, 17-18, 18-19 şampiyonluklarında ama ciddi ama ufak gruplaşmalar vardı kesinlikle. 11-12'de de yoktu mesela.

    bu arada yanlış anlamayın. negatif gruplaşmadan bahsediyorum. yoksa tabii ki daha iyi anlaşanlar olacak, aynı dili konuşanlar vs. biz çetecilikten, hizipçilikten bahsediyorum. takımı değil, kendini ve konforunu düşünmekten bahsediyorum.

    bu 2 sezonda olmamasının en büyük nedeni başta okan buruk ve erden timur tabii ki. gerek doğru isimler, gerek yüksek egoların doğru kontrolü çok önemliydi. burada şanslı olduğumuzu da kabul etmemiz lazım. takım içinde en büyük şansımız en büyük papazın efsanemiz muslera olması ve onun da güney amerikalı olması. muslera'nın, özellikle torreira ve icardi'nin ilk döneminde çok önemli rol oynadığını düşünüyorum adaptasyon konusunda. zira hem torreira hem icardi duygusal adamlar, yönetilmesi gereken adamlar. muslera önderliğinde bu üçlü takımın zaten liderliğini yapıyor bir nevi. ayrıca birbirlerine de olumlu katkıları olduğu aşikar. yanlarında da takımın diğer abisi, profesyonel kelimesinin karşılığı, takımın en neşelisi mertens var. kare as bu adamlar. zaten takımın başını bu adamlar çekiyor. okan hoca ve erden timur bu adamlara, bu adamlar okan hoca ve erden timur'a gönülden bağlı. birbirlerine yardımcı oldukları bir sistem var. bu adamların burayı sevmesi kadar okan buruk'u sevmesi de özellikle geçen senin başlarında çok çok kritikti. yerli kaptanımız kerem'in de bu dörtlüyle iyi anlaşması önemli bir detay. yani isimler bunlar ama gidip de etiket peşinde değiller. kerem'i de ilk günden beri yanlarına aldılar. ayrıca bu adamlar ''biz bize olalım, kimseyi aramıza almayalım, kimseye paye vermeyelim'' kafalarında da değiller asla. takıma bir gram katkısı olan herkesi yüceltmeye, herkesi kucaklamaya hazırlar. ziyech, zaha, barış, berkan, nelsson, tete... en önemlisi de bu bence. dışlama üzerine değil, benimseme üzerine bir anlayış içinde olmaları.

    zaha, ziyech gibi isimler geldiğinde ''bu kadar ego sıkıntı olmaz inşallah.'' gibi endişeler vardı. her zaman böyle bir potansiyel vardır ancak bu isimler okan buruk'un yanında olduğu sürece, okan hocayı kimse karşısına alamaz kolay kolay. zaha da olsan, ziyech de olsan, sanchez de olsan yedek oturursun. sesini de çıkartamazsın. bu adamlar ses çıkartır, sıkıntı yapardı diye demiyorum. kim olursa olsun florya'daki durumu gördükten sonra kolay kolay mesele çıkartamaz yani. takımın başrolü okan buruk'u omzunda gezdiriyor amk. sıkıysa arıza çıkart.*
App Store'dan indirin Google Play'den alın