• 751
    muhtemelen 2 puanla şampiyonluğu kaybedeceğimiz sezon. (sezon sonunda 2'den fazla puan farkı yemiş olabiliriz ama şu an 2 puan fazlamız olsaydı, rakiplerimiz de maçlarında ona göre risk alıp, ona göre oynayacaktı)

    beşiktaş'ı bir maçta berabere kalması ve içeride 1-0 yenmek yetseydi ve bu sonuçlarla fener'in de önünde olacağımız garanti olsaydı durum bambaşka olurdu.

    hakem hatalarinin en çok etkilediği takım olarak, en sonuncusu olan kerem aktürkoğlu'na karagümrük maçında verilmeyen penaltı verilseydi, o gün kazansaydık.

    belki de şu an 4/4 ile şampiyon olacaktık.

    bu duruma çok canım sıkılıyor.
  • 752
    bitimiyle beraber büyük bir yeniden yapılanmaya gideceğimiz, gelecek sezon farklı bir yönetim ve farklı bir teknik heyetin göreve gelmesi dolayısıyla daha güçlü galatasaraylara giden bir köprü olarak tarihteki yerini alacağına inandığım sezon.

    ancak bu sezon henüz bitmedi ve 8 mayıs 2021 galatasaray beşiktaş maçı'ndan sonra rakibimize türk telekom arena'da şampiyonluk turu atma imkanı vermeyelim diye dua ediyorum, şahsen bu sezon için takımımdan bundan başka bir umudum kalmadı benim.
  • 753
    her şeyin 39. haftada belli olacağı sezon. beşiktaş hatay'ı yener ise artık bundan sonra dönülmez bir yola girer ki bu bizim gençlerbirliği maçında göstereceğimiz oyunu da etkiler. ama hatay olurda beşiktaş'ı yenerse ortalık ciddi bir şekilde karışır. fenerbahçe'nin 1 puan alması kötü oldu. resmen altın değerinde bir puan aldılar. ekstra birde fenerbahçe'nin puan kaybetmesini beklemek gerçekten yorucu. birde beşiktaş'ı kendi sahamızda yenip fener'i liderliğe taşırsak daha yorucu. önce bi beşiktaş hatay maçı oynansın o zaman roller belirlenir...
    (bkz: 29 nisan 2021 alanyaspor fenerbahçe maçı)
  • 755
    beşiktaş'ın kalan maçları;hatayspor, galatasaray (d), fatih karagümrük, göztepe (d)
    =>beşiktaş'ın bu zorlu fikstürde kalan 4 takıma da puan kaybetme ihtimali yüksek. buradan çıkabileceklerini sanmıyorum. kesinlikle şampiyon olamayacaklar.

    fenerbahçe'nin kalan maçları; erzurumspor, ankaragücü (d), sivasspor, kayserispor (d)
    =>ne yazık ki en iyi fikstür fenerbahçe'de. her ne kadar kümede kalma mücadelesi olsa da, erzurum ve ankaragücü maçlarını kazanırlar. tek zor maçları sivasspor ama şampiyonluğa gidiyorsalar mecnun otyakmaz zorluk çıkarmaz. son hafta kayserispor, denizli'nin yaptığını yapamaz. alanya'nın kazanması gerekiyordu ama olmadı.

    galatasaray'ın kalan maçları; gençlerbirliği (d), beşiktaş, denizlispor (d), yeni malatyaspor
    =>bu sezon maalesef ne oynadığımız belli değil, 4 maçı da kazanırız diyemiyorum. hatta son haftaya lider girsek bile, malatya'yı yener şampiyon oluruz da diyemiyorum. 4'te 4 yapıp, beşiktaş'ı 3-0 bile yensek, fenerbahçe 1-0'lar ile sezonu şampiyon olarak tamamlayabilir.

    sözün özü, 2 şeye ihtiyacımız var.
    1- fatih terim motivasyonu; oyuncular yüreklerini koyup 4'te 4 yapacaklar
    2- fatih terim balı; fenerbahçe ve beşiktaş puan kaybedecek ve biz ölüp ölüp dirildiğimiz maçları kazanacağız.
  • 756
    beşiktaş in hatay karşısında beraber kalması bile yeter aslında. önemli olan bizim onları yenmemiz. sonrasında kalan 2 maçta da mecburen kazanmaları gerekecek. bu stres kaldiramazlar. tabi biz kalan tüm maçları kazanmalıyız.
    ayrıca fenerin de küme düşme mücadelesi veren erzurum ya da ankaragücü ne takılacağını düşünüyorum.
    resmen filmlerdeki bin yılda bir olan gezegenlerin hizalanması gibi birşey bu ama napalim umutla bekleyeceğiz.
  • 757
    maalesef oyun, istek ve motivasyon olarak şampiyon olacakmışız veya şampiyonluğu istiyormuş görüntüsü vermiyoruz. çünkü şampiyonluk yarışı içinde olan bir galatasaray'ın böyle oynamaya hakkı yok, zaten genleri de izin vermez. şu an tamamen matematiksel olarak yarışın içinde olduğumuzu düşünüyorum.

    zaten herkesin malumu bu sezon şampiyonluğu kaybedersek eğer, bu tamamen bizim kendi hatamızla olmuş olacak. karagümrük'ten 2 maçta alınan yalnızca 1 puan, konya'ya deplasmanda ve rize'ye içeride 4-3 yenilmemiz, sivas'a burada bıraktığımız 2 puan ve son olarak beşiktaş'ın takıldığı haftada trabzon'u yenememiş olmamız bizi şu an olduğumuz noktaya getirdi.

    tek temennim fatih hoca'nın "sırtımız yere gelene kadar pes etmeyeceğiz. mücadeleye devam edeceğiz." lafının hakkını veren bir takım atmosferi ve takım oyunu yaratması. son 4 hafta ne getirecek, izleyip göreceğiz.
  • 758
    şu tabloyu çizdikten sonra: https://i.hizliresim.com/74phgq.JPG, şu tabloyu çizdiğimiz sezon: https://i.hizliresim.com/nsr57o.JPG ...

    ve sırf bu yüzden tarihimizin en rahat şampiyonluklarından birini kazanacakken, beşiktaş ve fenerbahçe gibi iki kokuşmuş ve kalitesiz camiayı şampiyonluğa ortak ettik. normalde bu iki çöp bidonunun 2.'lik savaşını izliyor olmamız gerekirken, şimdi ikisi de puan kaybetsin diye bekliyoruz. kime söveyim, kime kızayım bilmiyorum. en zor maçları, en sıkıntılı deplasmanları kayıpsız geçip, görece daha rahat olmamız gereken maçları ellerimizle verdik. bunda tabii fahiş hakem hatalarının ve bireysel futbolcu hatalarının da payı var.

    *ankaragücü maçında mustafa muhammed'e verilen emsali bu sezon ligimizde görülmemiş bir kırmızı kart.
    *sivasspor maçında bireysel savunma hatalarıyla rakibe şut çektirmeden 2 gol attırmamız ve yine o maçta yatabare'ye çıkmayan bir kırmızı kart. (kafaya tekme olayı)
    *rizespor maçında şaklaban defans dörtlüsünün, halı saha seviyesinde yedirdiği inanılmaz gollerle tam 4 gol yememiz. skandal!
    *hatayspor maçındaki rezalet taktik, gedson'un stoper oynaması.
    *karagümrük maçında kerem'in son dakikada iptal edilen penaltısı.
    *trabzon karşısındaki aşırı isteksiz ve silik oyun.

    aklıma bir çırpıda gelenler bunlar. 8 maçlık galibiyet serisinden sonra takımın oynadığı futbol her geçen gün geriye gitti. uzun süre iç sahada galibiyet yüzü göremedik. takım her hafta farklı bir ilk 11'le sahaya çıkıyor. sürekli bir isteksizlik var. üstüne de hakemlerin aleyhimize yaptığı kararlar pastanın üzerindeki krema oldu. artık ne olacaksa bir an evvel olsun ve bu berabet sezon sona ersin. temiz bir sayfa açalım.
  • 759
    beşiktaş'ın şampiyo... noktasına getirdiği sezon. artık bu iş bitti diyebiliriz. bu şampiyonlukta beşiktaş elbette emeği var hakemdi falan pas geçiyorum ama bizim katkımız da en az beşiktaş'ınki kadar. bundan da eminim. adamların 15 dakikada 2-0 yaptığı takımlardan biz fark yiyorduk. artık en azından fenerbahçe'nin şampiyon olamaması bizim tesellimiz olsun. hatta puan kaybederler de oynadığımız iğrenç futbola rağmen ligi onların önünde bitirirsek ayrıca güzel olur.
  • 761
    adeta uzay futbolu oynayan beşiktaş'ın ipi göğüslediği lig.
    sezon başından beri bir kere bile acaba mı dedirtmeden vura vura şampiyon oldular.
    hem de çok vasat ve derinliği olmayan (sadece 7 tane merkez orta sahası olan) kadroyla başardılar. hiç ama hiç hakem desteği almadan buraya kadar geldiler üstelik.
    müthiş bir oyundu. oyuncusundan teknik direktörüne oradan yönetimine kadar mükemmel bir performans izlettiler.
    seneye şampiyonlar ligi'nde de başarılarına başarı katacakları aşikar.
    lige ambargo koymazlar umarım. korkarım ki beşinci yıldıza bizden daha önce ulaşabilirler.
  • 762
    sonunda 2. olup şampiyonlar ligi ön elemesi oynayıp bir sürü gereksiz eleme maçlarından sonra elenmektense 3. olup beşiktaş'ın türkiye kupasını da kazanacağını hesap edersek direkt uefa kupası gruplarına katılmayı tercih edeceğim sezon. konferans liginin kurulması ile uefa kupası önümüzdeki sene daha önemli bir hale gelecek ve önümüzdeki sezon öncesi gereksiz eleme maçları da oynamamış olacağız.
  • 763
    mucize olmazsa beşiktaş’ın şampiyonluğu ile bitecek sezon. beşiktaş’ın bizden daha iyi oynadığı, daha çok istediği, daha çok hakettiği ve daha çok kollandığı doğrudur. sergen yalçın’ın iyi iş çıkardığı da doğrudur. bu sene fatih terim’den daha başarılı olduğu da doğrudur. ancak, bu sergen yalçın’ı fatih terim‘den daha iyi hoca yapmaz. aynı şampiyon olacak beşiktaş’ın bizden daha büyük takım olmadığı gibi.
  • 764
    yıllarca her başarımıza olmadık ithamlarda bulunan bir camianın nasıl elde edildiği ortada başarısını kutlayanları görmemizi sağlayan sezon. kulübün hemen şerefle bitirilen kupasız sezonlar, şerefsiz şampiyonluklardan iyidir diye açıklama yapması lazım. 87 yılından günümüze en şaibeli sezonlardan birini yaşadık. hala taraftarımız rakibi övüyor.
  • 765
    beşiktaş büyük avantaj yakaladı. güzelde oynuyorlar. şampiyonluğun bitmesi için bizim beşiktaş’tan ikili avantajı almamız veya eşitlememiz gerekiyordu zaten. gençleri yenip ikili averajı alırsak herşey mümkün ama maalesef beşiktaştan ikili averajı alacak bir oyun oynamıyoruz ki gençleri yenmemiz bile çoğu kişide soru işareti. kötü giden sezonda bir 2005 - 2006 sezonu tekrarı yaşansaydı ne güzel olurdu ama.
  • 766
    beşiktaş'in artık şampiyon olduğunu varsayarsak biraz düşünelim. orta sahaları josef de souza ve atiba hutchinson çok ekstra bir sezon yaşadı. bu iki oyuncunun üstüne de yıldız oyuncu olarak rachid ghezzal sezona damga vurdu.

    süper lig 2019-2020 sezonuna dönelim. şampiyon olan başakşehir'in orta sahası sezona damga vuran oyunculardan irfan can kahveci ve milli takım oyuncusu mahmut tekdemir/mehmet topal, yıldız oyuncu olarak da edin visca.

    süper lig 2018-2019 sezonuna dönelim. şampiyon olan galatasaray'ın orta sahası fernando reges, badou ndiaye ve younes belhanda; yıldız oyuncu olarak sofiane feghouli.

    bir önceki sezon da hemen hemen aynı hikaye. böyle böyle geriye gidebiliriz. yani türkiye'de şampiyon olmanın formulü belli. güçlü bir orta saha ve yıldız bir kanat oyuncusu. bakalım bu sezonki galatasaray'a. ön liberosu on numaradan devşirme taylan antalyalı, diğerleri kanattan devşirme emre kılınç, oghenekaro etebo ve sofiane feghouli, bekten devşirme ömer bayram. gedson fernandes harici asıl mevkisinde oynayan yok, o da devre arasında yanlış bir kurguyla geldi. yıldız kanat oyuncusu ilk yarıda oğulcan çağlayan, ikinci yarıda muhammed kerem aktürkoğlu. bu şartlarda bu sezon şampiyon olmak zaten zordu.
  • 768
    beşiktaş'ın tarihte görülmemiş bir şekilde kollandığı sezon. sürekli bunu söylemek doğru bir iletişim değil biliyorum ama ben burada 7 yıldır yazarım ve hiç bir takım için bu lafı kullanmadım ve kaybettiğimiz hiç bir şampiyonluk için sucluyu başka yerde aramadım.

    aha buraya da yazıyorum "20-21 sezonu beşiktaş'ı gibi kollanıyorlar" lafının deyim haline gelmesi için elimden geleni yapacağım.
  • 770
    sürekli ben de söylüyorum ama gerçekten beşiktaş’ın olağanüstü kollandığı bir sezondur.

    kanıt aşağıdadır. beşiktaş’ın hak ettiğini falan sananlar, yere göğe sığdıramayanlar aşağıdaki maçları izlesin;

    1.hafta trabzonspor (çok komik bir penaltı+kırmızı verilerek maç kopartıldı)
    6.hafta denizlispor (basit bir penaltı)
    11.hafta kasımpaşa (basit bir kırmızı kart)
    14.hafta ankaragücü (ince ince doğranma)
    15.hafta sivas (çizgi dışından gelen topla atılan gol, sivas’lı oyuncuların verilen/verilmeyen faul ve kartlarla çileden çıkartılması ve devre arası “sudan” sebeplerle sivas’ın 10 kişi bırakılması)
    16.hafta kayseri (son dakika saçma sapan bir penaltı)
    18.hafta hatay (hatay’ın son dakikalarda verilmeyen biri tartışmalı biri çok net iki penaltısı, verilmeyen kırmızı)
    19.hafta galatasaray (kırmızı kart ve cüneyt çakır “profesyonelliği”)
    21.hafta göztepe (skandal maçlardan bir diğeri, tartışmasız iki kırmızı ve bir penaltı verilmedi)
    23. hafta antalya (veysel’in kırmızıyla atıldığı faul bile olmayan komik pozisyonla gelen gol)
    29.hafta gazişehir (ince ince doğranmanın güzel bir örneği daha)
    36.hafta sivas (vida’nın tartışmasız penaltı olan elle oynaması verilmedi. bu maç da hatay ve antalya maçları gibi puan kaybettikleri maçlar olduğu için üstünde çok durulmadı ama şu anda toplam 3 puanın ve momentumun önemi ortada)

    ek olarak çok enteresan gollerin olduğu bir alanyapsor maçları* var.

    tüm bunlarla beraber kartlı oyuna en yatkın adamlarının haftalarca kart sınırında korunması, galatasaray’a inanılmaz kırmızılar çıkarken neredeyse aynı pozisyonlarda beşiktaşlılara faul bile verilmemesi, beşiktaş’ın anadolu kulüplerini futbol dışı sertlikle sindirmesi, terim ağzını açtığında ceza alırken sergen’in hakaret ve aşağılama noktasında ceza almaması gibi sayısız örnek var. sarı kart/kırmızı kart diyince basit geliyor bazılarına ama bu kadar büyük çifte standart yaparak ligin kaderiyle oynarsınız nitekim de oynandı. uydurma penaltılarla alınan puanları da kimse inkar edemez sanırım. ligin ilk maçıyla son maçının puan olarak önemi aynıdır, ilk haftalar diye önemsememek çok büyük bir yanılsama.

    bakın bizim karagümrük* maçımızda son dakika penaltımız iptal edilmeseydi +2 puanımız olabilseydi bugün momentum çok farklı olurdu. (bkz: kerem aktürkoğlu’na karagümrük maçında verilmeyen penaltı)

    özellikle saha dışında fenerbahçe federasyonunun yaptığı işler, saha içinde de beşiktaş’ın sistematik, fenerbahçe’nin ise çok kritik maçlarda skandal bir şekilde kollanmasıyla tarihin en şaibeli sezonudur.

    10-11 şike sezonunun ötesindedir.

    ligin ilk haftalarında tüm skandal maçlarda arda kardeşler, bahattin şimşek; ikinci bölümde de abdulkadir bitigen, ali şansalan, alper ulusoy olması ayrı bir inceleme konusudur.
  • 771
    canımızı en çok yakan derede boğulmamızdır, can yakan sezon. sene başı o kadroyla kimse uçup kaçmıyordu. fenerbahçe deplasmanından gelen galibiyet ve alanya'dan ölüp ölüp 3 puanı almamızın ardından her şey toz pembe gözüküyordu. farklı hayallerim vardı hem de beşiktaş'a deplasmanda 2-0 kaybetmemize rağmen. ancak olmadı.

    sezonu hakeme yormak istemiyorum, hakeme de yormayacağım. bundan önceki ve bundan sonra gelecek sezonlarda hakem düdükleri birinin lehine, birilerinin de aleyhine daha fazla çalacak. insanın olduğu yerde hata veya yeri geldiğinde art niyet elbet olur, olacaktır da. bu durumu da meşrulaştırmıyorum. yönetici olarak seçilen insanlar reklam yapmak için o koltuklara oturmaması gerekiyor, ikili ilişkileri zarar görecek diye ses etmemezlik yapmamaları gerekiyor. bizim yönetimimiz bunu yaptı ve taraftar gözünde durumları çok açık, istenmiyorlar. zemin içinde önceden önlem almamaları inanılmaz bir hata, amatör insanların yapmayacağı bir hata. zemin hala düzelmedi, türkiye'nin en büyük camiasından bahsediyoruz bu arada.

    dolayısıyla ben saha içerisinde kalmak istiyorum, bu oyun saha içinde oynanıyor ve bunu konuşmamız gerekiyor. o çaldı, bu çalmadı kafasına girince iş futbol olmaktan maalesef çıkıyor. hakemler bu oyuna etki ediyor, edecek. bu duruma razı gelmekten başka bir taraftarın yapabileceği bir şey yok. isyan edilmeli ancak oyunu, oyunları da analiz edebilmeli. alanya deplasmanından sonraki süreç tam olarak skandal. galatasaray'a ve fatih terim'e hiç ama hiç yakışmadı. alanya maçı dahil sallanan oyuna hiç bir çözüm üretemedi, inadından vazgeçmedi, pragmatist değil idealist bir düşünce yapısıyla hareket etti, ihaleyi hep belli oyuncuların üzerine yıktı, kadrosundan verim alamadı, her oyuncu istisna belki taylan geriye gitti. onun da söylendiğine göre sağlık problemleri var, ligin en kritik döneminde verim alamadık. oyun olarak güçlü ve rakipleri korkutan bir oyun ortaya koyamadık. korkunç zeminin de elbet etkisi var ancak ne olursa olsun korkunç bir iç saha performansı sergiledik. şampiyonluğu neden kaybettik? saha içerisinde kalıyorum dedim ve benim için saha içinde bu şampiyonluğu kaybetmemizin açık ara sebebi fatih terim. efsanemizdir, türk insanına ispat etmesi gerek hiç bir şey yoktur, yaptıkları ortada ancak aslolan galatasaray'sa saha içerisinden artık çıkıp hayat üçgeni içerisinde gördüğü galatasaray'a farklı şekilde hizmet etmelidir. 67 yaşında olmasına rağmen inanılmaz hırslı ve dediği gibi galatasaraylı. elbet bu camiaya farklı şekillerde hizmet verebilir, vermelidir de.

    saha içerisindeysek bir diğer sebep oyuncu grubu. hoca bir numaralı suçlu ancak bireysel hatalar yapın da demiyor. bu seviyeye gelmiş oyuncular bu kadar kolay hatalar yapmamalı, bu kadar dağınık olmamalı. doğru çalıştırılmıyor olabilirsiniz, bu da kondüsyonunuza yansıyabilir ancak hala kilosu ideal sporcu kilosunda olmayan oyuncularımız var. deli paralar verip de bize katkı vermeyen isimlere ise kazandıkları parayı ben bir taraftar olarak helal etmiyorum. hoca sizden verim alamıyor olabilir, dediğim gibi iyi çalıştırılmıyor olabilirsiniz ancak bir profesyonel olarak yaptığınız galatasaray'a yakışmıyor. bu isimleri elden çıkarmak elbet kolay değil ancak yönetici bu sebeplerle oluyorsunuz. benim bu entry'i yazarken bu duruma bir çözüm üretme zorunluluğum yok ancak siz bu durumları yönetebileceğinize inandığınız için o koltuklarda oturuyorsunuz. saha içini maksimum hale getirmekle görevlisiniz. menejerlere yalvarmadan doğru çözümler üretilmeli gelenlerle gidenleri en iyi şekilde çözmeli galatasaray.

    son olarak gelecek. 2021-22 sezonunda ben yeni bir galatasaray görmek istiyorum. yönetiminden, hocasına, oyuncu grubundan teknik ekibine galatasaray'a bir yenilik gerek. bir taraftar olarak da bu hareket umutlanmamı sağlayacak. karalar bağlanacak bir halde de değiliz, burası türkiye. bu kadar hayal kırıklığı diyorum, galatasaray aleyhine yaptıkları 2 hata olmasa yada lehimize 2 düdük çalsalar belki beşiktaş'la oynayacağımız iç saha maçına şampiyon çıkabilirdik yada devamında şampiyon olabilirdik. futbol kalitesinin yüksek olmadığı, kötünün iyisisinin şampiyon olduğu, kiralık oyuncularla şampiyon olunabilinen, uzun vadeli plan ve başarıların gerçekleşmediği bir lig. işin sonunda bu camianın en büyük efsanesi olan hocamda son 4 senede 2 kere şampiyon olabildi, son kupasını 2019'da kazandı. bir kez daha bir kupayı en erken 2022 yılında kazanabileceğiz. duygusal olmadan fakat insanları da kırmadan aksiyon alabilmeliyiz.
  • 774
    sezon başlangıcından sonuna kadar tüm paydaşlarımız başarısız oldu. yönetim, teknik ekip ve futbolcular.
    2021-22 sezonuna tüm camia olarak şampiyonluğa aç bir şekilde girmeliyiz. kadro mühendisliği iyi yapılmalı, transferler erken bitmeli... fatih hocamızın veya yardımcıların ağzından sakatlık ve covid bahanelerini duymak istemiyoruz...takımda stoper varken , gedson fernandesin stoper oynatılmasının açıklamasını da yaparsa memnun olacağız.
    sen eskiye dön, biz deliye dönelim hocam...
  • 775
    bir 10 maçı haricinde hiç iyi oynamadığımız sezon.

    alanya deplasmanında gelen galibiyet beni ve belki de tüm taraftarlarımızı yanılttı. muhtemelen yüzde 80 şampiyonuz artık dedik ama kazın ayağı öyle değilmiş... kimse kusura bakmasın ama fatih terim, bizatihi kaçan şampiyonluğun sebebidir. en kibar tabiriyle biraz havaya girdik o dönem ve sonrasındaki 6- 7 haftada kayseri maçı hariç maç kazanamadık. erzurum maçından belliydi aslında perşembenin gelişi; çok kötü bir oyun, çok kötü organizeler ve bireysel hatalar.. çoğumuz umursamadık çünkü kazanmış ve zorlu bir fikstürden çıktığımız için belki de takıma bir maçlık hak vermiştik.. sonrasında ankaragücü maçı geldi ve emre kılıç boş kaleye o golü atamadı.. şimdi o gol kaçtı diye şampiyonluk gitti diyecek kadar manyak değilim ve çocuğu suçlayamam ama pis hem de çok pis bir pozisyondu işte... o gol kaçınca böğrüme öküz oturmuştu..

    hakemi, federasyonu bu işin ne kadarına etki etmiştir? en azından kulübün yönetiminden sorumlu kişiler ve futbolcular kadar olmadığı kesin. sen düşmeyeceksin arkadaş, düşmeyeceksin.. bilmen gereken şu ki: galatasaray olarak "istemez" görünürsen asla ama asla başka takımlara olduğu gibi sana destek vermezler.. hatta bırakın desteği köstek de olur ve çat çat alnına yapıştırlar kırmızı kartları.. ankaragücü maçında mustafa'nın gördüğü kart mesela. o kartı veren kötü niyetli halil umut ve var'daki cüneyt çakır bu işin piri oldu bu sene. haram zıkkım olsun tek gram hakkımız.. iyi de beddua etmekle olmuyor bu işler işte... sonrasında sivas'a 2 puan verdik. dakika 68 olduğunda skor 2-2 olmuştu ve daha en az 25 dakika varken fatih terim yine şapkadan tavşanı çıkarıp aslında bayağı iyi giden oyunu bozmuştu. siz misiniz gol atan dercesine 2. golden sonra 2 futbolcu çıkarıp tüm ahengi bozup attı.. hiç müdahele etmese 4. gole gidecek takım yarım saat boyunca pozisyon bulamadı...

    sonra kayseri maçında yine kendimizi kandırdık; tıpkı erzurum maçında olduğu gibi. lyundama öyle bir hata yaptı ki maç 0-0 iken. o top gol olsa yine elimiz boş dönecektik.. ama patronun sözü bitmemişti ve 1 hafta sonra rize maçında tüyü dikmişti... çıkmadık candan ümit kesilmezdi ve bir kendimizi yine son düzlüğe attık. ta ki bjk, fb ve ts'nin içerde dışarda yendiği karagümrük maçına kadar. biz şu karagümrük'ten 2 maçta 1 puan aldık.. 5 puan verirsen karagümrük'e şampiyon da olamazsın.. bari 2. maçı alsaydık şu an liderle 4 puan fark olurdu ve ikinci olurduk..

    biraz uzun bir yazı oldu ama kaçan şampiyonluk kısa bir zaman diliminde oldu aslında. erzurum maçı.... o maçtan sonra kazanmamıza rağmen burada çok gergindik.. çünkü belhanda, birkaç hafta sonra olacakların sinyalini vermişti.. ayağındaki topu rakibe verip gol yiyen bir takım izleyecektik bunu anlamıştık. sonraki her maçın her dakikasında daha da kötüye gittik ama fatih terim oralı olmadı.

    evet hakemler ve cengiz yönetimi işlerin kötüye gitmesine yardımcı oldu ama bundan dolayı başaramadık dersek galatasaray'a ayıp ederiz. maçı kazansa bile göt korkusundan hocası, yönetimi ve taraftarı sürekli ağlayan diğer 2 rakip değiliz.. kolaya kaçmamalıyız..

    gelelim kazanan beşiktaş'a.. çoğumuz söylemiş böyle bir sezon daha önce görmedik diye. belki de gördük ama dikkat etmedik ya da fenerbahçe o kadar para harcamışken bjk'nin kollanmasına anlam veremedik. bence son söz henüz söylenmedi; sahi bjk neden bu kadar kollandı? işin içinde fenerbahçe de var bence. bu bir komplo teorisi mi değil mi kısa zaman sonra göreceğiz ama bu işin içinde bir iş var.. 1959 öncesinin tescilinden bağımsız bir kollanma olmadı bana kalırsa.. fatih terim'in bu sezon en az 10 maç ceza aldığı yerde, 90 dakika itiraz eden sergen yalçın tek maç ceza almadı. itiraz ederken sürekli istanbul türkçesi kullanmadı ya bu adam.. de souzaları var bunların.. rize'yi teşvik almakla itham etti ve o gün dediğim gibi sonraki ilk maçta ilk 11'deydi. denemesi bedava aq. bugün marcao aynı şeyleri gençlerbirliği için desin, lütfen desin.. görelim lisansı iptale gidiyor mu gitmiyor mu? bakın bu örnek bu sezon dönen garip işlerin en somut hali. verilen- verilmeyen kırmızı kartları, penaltıları saymadım bile; adam çıktı ve rakibine teşvik almışlar dedi ve kimse oralı olmadı.. inanılır gibi değil..

    fenerbahçe için diyecek bir şey yok; onların derdi ne ben anlamış değilim. bir anda 9 şampiyonluk sözü aldılar herhalde ki ellerini çektiler ligden. benim bildiğim fenerbahçe, bu beşiktaş'ı saha dışında çiğ çiğ yerdi..

    kabahat bizde.. sağa sola bakmaya gerek yok. bizim hakemler tarafından itildiğimiz görülmüş bir sey değil. o yüzden bizim dışımızda illa ki birileri kollanacaktı. bu fener olmuş beşiktaş olmuş ne fakeder... beşiktaş'a, fenerbahçe'den çok yardım edilmesini garipsedik sadece o kadar. kendi ellerimizle güzelce verdik şampiyonluğu bu kadar basit. erzurum maçında hem takım hem bıçkın belhanda sinyalleri verdi ama kimse o selektörü görmedi veya görmek istemedi..
App Store'dan indirin Google Play'den alın