• 344
    direkt kırmızı kartın 1 maç ceza ile geçiştirildiği ender liglerden biri.

    kural kitabında yazan: "ıf we are talking about violent conduct, the punishment is normally a three-match ban." yani diyor ki şiddet içeren bir davranıştan bahsediyorsak ceza normalde 3 maç olmalıdır. tabi ülkenin kendisi belli ligi belli olduğu için bu tarz kurallar uygulanmıyor. kuralsızlık ülkesi çünkü burası.

    (bkz: enner remberto valencia lastra)
  • 716
    içinde bulunan takım sayısının 16’ya sabitlenmesi gereken lig. 16 bile fazla ancak maç sayısı açısından lazım. 14. olup ligden düşecek son ekip ise play-out ile tff 1’in 3. ile karşılaşmalı. ayrıca ciddi mali denetimlerle, maaş ödeyemeyen transfer tahtası kapalı takımların lige eksi puanla başlayıp ligin temizlenmesi şart. ligde amaçsız takı. o kadar çok ki, ads hatay düştük diye amaçsız, 7-8-9-10-11 kaldık diye amaçsız, 3-4-5 zaten şampiyon olamadım ha uefa he konferans diye amaçsız, ligde sadece 1 ve 2 şampiyonluk mücadelesi veriyor, 17-12 arası düşmeme. sanki 7 takımlı bir ligiz.
  • 718
    bu ligi pazarlanabilir ve ilgi çeker hale getirmek için uğraşmayan tff ve kulüpler birliği gibi iki kurum var. yapılması gerekenleri bu başlık altında yazar arkadaşlar çok iyi bir şekilde dile getirmişler. bence de takım sayısı azaltılmalı. hatta alt liglerde de bu uygulanmalı.
    süper lig-16 (bu sayıda takım olursa playoff da yapılmalı)
    1.lig-18
    2.lig-iki grup halinde 14 takımdan 28 takım yeterli.

    bunun dışında da pazarlama anlamında da birçok şeyin yapılması gerekiyor.

    ilk olarak logo ve isim anlamında değişim şart. aşağıda tff nin kullandığı logoları görüyorsunuz. süper ligin logosu ince belli çay bardağı gibi bir şey.
    https://www.tff.org/Default.aspx?pageId=1314

    daha sonra isim olarak bize özgün bir lig ismi bulunmalı. la liga, seria a gibi. süper lig ismi portekiz'de, yunanistan'da da kullanılıyor.

    arial font saçmalığından da kurtulmak gerekiyor. başka liglerde ne güzel forma numaraları, isimleri yazıyorlar.

    ayın futbolcusu, ayın teknik direktörü, yılın futbolcusu, yılın teknik direktörü gibi ödülleri göstermelik açıklamayla değil ödül töreniyle vermeli. tabi şampiyon olan takımın hocası ve futbolcularına ödül vermeden yılın takımını yapma gibi saçmalıklara girmemeli. bunu da yaşamıştık çok şükür.

    bein sports' un eski kameraları yerine artık daha modern yayın hizmeti verecek bir yayıncı bulunması da gerekiyor. kimse çıkmıyorsa trt işe el atıp bunu yapacak.

    en önemli konulardan biri de zemin. ağır yaptırımlar uygulanması gerekiyor.

    buraya daha çok şey eklenebilir. ama tff ve kulupler birliği birilerinin güdümünde olduğu sürece bu lig her yıl daha da dibe doğru gidecek. galatasarayımız da bundan nasibini alacak. vizyonsuz yöneticilerden bizde de çok var çünkü.
  • 263
    avrupa'daki performansımıza doğrudan etki eden lig. vasat futbol oynadığımız 2020-21 futbol sezonunda bile iki golle şampiyonluğu kaçırdık. beşiktaş başında şampiyonluk tecrübesi bulunmayan sergen yalçın ile, kalitesiz kadrosuna rağmen iki-üç futbolcunun üst düzey performans göstermesi sayesinde şampiyon oldu.

    topun oyunda kalma süresine baksak 55 dakika anca vardır. geri kalan süre aktif dinlenme. atiba bile 38 yaşında ortasahada çok iyi performans veriyor. o kadar düşük tempo. bol bol olmayan faullerden kesilen oyun. soran olursa 'sert bir lig'. hakemler düdük ağzında geziyor. avrupa kupalarında başarılı olan takımlar - sivasspor, başakşehir- gibi üst limitlerinde oynuyorlar. geri dönüşlerde, buradaki maçlarda tabiri caizse yürüyecek halleri kalmıyor. geçen sene ikisi de ligde ilk yarıyı çöpe attı, avrupa'da başarılı olabilmek için. kimisi ligde başarılı olabilmek için avrupa kupalarında rotasyon bile yaptı. hatta en milliyetçisi bile yaptı.

    4-2-3-1'ten farklı bir dizilişle sahaya çıkan takım sayısı bir elin parmaklarını geçmez. pro lisansı olmadan teknik direktörlük yapan isim desen gırla. kaldı ki en büyük rakibimiz dediğimiz fenerbahçe bile sezonu stajyer hocalarla bitirdi. emre'dir, volkan'dır.

    ligde tempo yok, avrupa kupalarına gidebilecek takım sayısı belli, ligden düşecek takım sayısı belli. ligin sonuna doğru amaçsız 5-6 takım kalıyor. ligdeki takım sayısı düşmesi gerekirken, daha arttırıyorlar. olmayan tempo iyice bitiyor sıkışık fikstürde.

    diğer liglerde oynayan takımların yabancı sayısında herhangi bir kısıtlaması yokken, biz oyuncu yetiştirmeyi bilmeyen halimizle hala kısıtlamaya çalışıyoruz. olmayan rekabet gücünü iyice zayıflatıyoruz.

    beşiktaş başkanı çıkıyor 'bize kıyak geçilsin, limitimiz arttırılsın' diyor, alex teixeira, godin peşinde koşuyor. fenerbahçe başkanı hocası belli olmadan takıma stoper alıyor, bugün gitmesi gündemde. trabzonspor desen uğurcan, yusuf, abdülkadir ile çıkış yaptıktan sonra gervinho, hamsik transfer ediyor. doğru bir yol bulmuşsunuz, devam etsenize kardeşim. 'beter olsunlar' dediğiniz duyar gibiyim, öyle olmuyor işte. onlarla beraber biz de beter oluyoruz. rakiplerimiz kadar büyüğüz. dolayısıyla biz dahil dört büyük kulübün yönetim tarzı da futbol kalitesinin düşmesine sebep oluyor. (bizim yeni yönetimden ümitliyim gerçi. )

    yarın godin transferi tutmayınca 'bu yaşta, bu kadar paraya godin mi alınır kardeşim?' diye eleştiri yapacak medya, bugün bir-iki reyting fazlası için godin ile yatıp, kalkıyor. taraftarlar desen tüketim çılgınlığında. falcao'yu hatırlayın.

    yanlış anlaşılmasın. kendi takımımız, kendi iç etkenleri sebebiyle de bu durumda. kulüp olarak bizim de yanlışımız çok. ama bu ligin böyle devam etmesi halinde avrupa kupalarında çeyrek final bile hayal. olursa da tesadüf olur.

    son olarak bu ligde şampiyon olmak bana yeterli gelmiyor, kaldı ki galatasaraylı olmamız sebebiyle gelmemesi de lazım.galatasaray için başarı kıstası değil. kupa hayal olsa da, biz en azından avrupa'da dişli bir takım olmalıyız. bazı renktaşlarıma yettiğini farkediyorum ondan yazıyorum bunu. yoksa vizyonumuz belli.
  • 187
    yıllarca avrupanın en büyük 6 liginden biri dendi medyamızda. nasıl olsa avrupalıların haberi yok diye utanmıyordum. bir hayale inanmışlığın göstergesi diyordum. ancak içten içe bu ligin uefa liger sıralamasında 10-11 mücadelesi yapması bile garibime gidiyordu. o kadar yukarıda olmayı nasıl becerdiğimizi anlamıyordum.

    hak ettiğimiz yerlere yavaş yavaş yaklaşırken ilk 20'nin dışına çıkmamız gerektiği bir gerçek. çünkü bu ligde futbol oynanmıyor. hakemlerin ve onların idarecilerinin sado-mazoşist fantezilerine yardımcı oyuncu oluyor futbol camiası.

    öyle girift ve iğrenç bir ortam var ki salt sahada olanlara bakmak çocuksu bir saflık. bu ligde adalet, liyakat ve rekabet yok.

    kalitemizle değil paramızla 10.'luğu zorladık. günü kurtaran hamlelerle en çok paranın döndüğü 6 ligden birisi olduk. ama hiç.bir zaman en iyi oyunların oynandığı 15 ligden birisi olamadık. para da bitti. artık kalitemiz nereye yetiyorsa -ki orasının 20.lik falan olduğunu düşünüyorum- oralara ineceğiz. çıkıp çıkmamak hatadan dönüp dönmemekle ilgili.

    avrupanın en iyi 6 liginden biri olacak potansiyeli vardı. çöp ettik. son 20 yılda ülkecek o kadar fırsatı çöp ettik ki anlamak anlatmak mümkün değil. biz artık kayıp nesiliz. çocuklarımız ve torunlarımız için ve atalarımızın emeğine ve başarılarına minnet borcumuzu ödemek için çalışacağız. futbolda da böyle oldu işte.

    ben ne büyük bir bataklığa saplandığımızı 2014-15 borussia dortmund ile oynadığımız şampiyonlar ligi maçlarında fark ettim. galatasaray'dan eskisi gibi bir daha zevk alamadım. hep bir burukluk oldu içimde. çünkü sahada en çok kazanan futbolcular bizimkilerdi. ortaya konan oyunda fark ise en az 1. lig ile 3. lig kadar vardı. hikayenin sonu o günlerde başlamıştı zaten. hikayenin kötü karakteri bizdik ve kaybetmeye mahkumduk.
  • 218
    enteresan bir istatistik, futbolculuk+teknik direktörlük toplamı dahil, 8'den fazla şampiyonluk görmüş bir isim yoktur. bülent korkmaz, suat kaya gibi isimlerin futbolculukta 8'er şampiyonluğu varken (aynı zamanda süper lig'de en çok şampiyonluk gören futbolcu da olmak demek bu.) teknik direktörlük kariyerlerinde henüz şampiyonlukları yoktur. okan buruk'un futbolculukta 7 şampiyonluğu varken, teknik direktörlüğünde 1 şampiyonluğu vardır. şenol güneş'in futbolculuğunda 6 şampiyonluğu varken teknik direktörlüğünde 2 şampiyonluğu vardır. fatih terim ise, teknik direktör olarak tam 8 defa şampiyon olmasına rağmen, maalesef futbolculuk kariyeri boyunca şampiyonluk sevinci yaşayamadığı için o da 8'de takılıp 9'a ulaşamamaktadır.
  • 397
    dönüyor gönlümün efendisi. hoş geldin süper lig ):

    çok aksiyon dolu bir hayatım vardı, biraz kafayı resetleme vakti.

    şöyle 0-0 biten, az pozisyonlu, topun 25 dakika falan oyunda kaldığı bir anadolu maçı izleyebilirim umarım. kartlar havada uçuşsun, iki takımın kaleye attığı şut 7’yi geçmesin ):

    kafayı resetlemek için 0-0’lık bir anadolu maçı birebirdir.

    tekrar hoş geldin süper lig ):
App Store'dan indirin Google Play'den alın