• 305
    bir sonraki sene yayıncı kuruluşunun kim olacağı belli olmayan, "seneye küme düşme olacak mı olmayacak mı, lig kaç takımla oynanacak?" gibi basit bir soruya bile net bir cevap verdirtemeyen ve seneye yabancı sınırının ne olacağını kimsenin bilmediği dünyanın en kötü yönetilen ligi.

    bu sorular sadece bu sene için değil ekseriyetle her sene için geçerli oluyor bu arada.
  • 196
    mottosu "kural mural yok, bam bam bam!" olan lig.
    standartlardan o kadar uzak bir lig ki her farklı maçta, benzer pozisyonlar farklı kararlarla sonuçlanıyor. bütün hakemler kafasına göre karar veriyor, hepsi "bence" sloganına uyum sağlamış, kendi değerlendirmesini yapıyor. bir bakıyorsun 2 futbolcu birbirine değince penaltı, bir bakıyorsun adamın ayağı biçilmiş ama devam kararı...
    mevcut haliyle(2020-2021 sezonu) saçma sapan bir kuralsızlık içerisinde. her sezon daha da kötü oluyor. üstelik var denen sistem uygulanıyor. bu sistemi bu kadar kötü uygulayan bir başka ülke yok. bu ligin neden marka değeri yok çok belli. her şeyiyle müthiş bir özensizlik içerisinde.
  • 89
    "şımaran takım kaybeder" gibi bir yazılı olmayan kurala sahip lig. bundandır iki sezon üst üste şampiyon olan beşiktaş'ın kibirleriyle ve ağlaklıklarıyla beraber tepetaklak yuvarlanması. bundandır yıldız hastalığına yakalanan antalyaspor'un küme düşme hattına çakılması. bundandır "kümede kal galatasaray" diye bağıran ankaragücü'nün yıllardır o kümelerde debelenmesi. ve bundandır orduspor'un 5 senede avrupa'da olacağız deyip 5 sene sonra amatör kümenin dibinde olması.

    kendi işine bakan, mütevazılığını koruyan her takım aynı çizgisinde devam eder bu ligde. ama şımaran, kibirlenen, haddini bilmeyen her takımın bir gün yukarıda aşağıya yuvarlanması kaçınılmazdır.
  • 713
    kasımpaşa, bodrum, rize, alanya, hatay, adanademir, sivas... imkan olsa da hepsi düşse keşke. biri düşüyor diye seviniyorsun, karagümrük geri çıkıyor. nasıl temizlenecek ki. adam hepsini parayla, sponsorlukla, kongre üyelerini başkan yaptırarak vs bağlamış.

    bence sırf bu yüzden gitmesini istemiyorlar. yoksa herif şüphesiz ki başarısız.

    okan hoca, karakterli futbolcular ve erden timur gibiler olmasa üç senedir fb süpürmüştü bu ligi. bu leş ortamda okan hoca'ya laf ederken bu açıdan da bakmak gerekir.
  • 597
    öyle süper bir lig ki montaj olup olmadığı belli olmayan 144p tiktok videosundan oyuncuya ceza verilirken, sosyal medyada rakip takıma küfürlü tezahüratta bulunan oyuncuyla sosyal medyada rakip takıma karşı yapılan küfürlü paylaşımları beğenen oyuncu ceza almıyor. üstüne bir de rakip takıma küfür ederken 4k videosu olan futbolcu da ceza almıyor.

    bu arada 144p videodan ceza alan futbolcu tabiiki galatasaraylı.
  • 805
    oyun kalitesi yerlerde olan lig. fakat işte şampiyonlar liginde sürekli yer almanın yeri de burada şampiyon olmaktan geçiyor ama sadece burada şampiyon olmak yetmiyor zira ülke puanı sebebiyle play-off vs oynarsan ve orada bu kalitesizlik yüzünden elenirsen yine olamıyorsun uclde. bu nedenle bu ligin kalitesi acilen artmalı.
    fakat şimdi asıl meseleye dönelim. öyle bir hava oluştu ki sanki şimdiden şampiyonuz gibi davranılıyor. oysa daha uzun bir maraton var ve puan farkı da öyle matah fark yok. burayı da terketmemek lazım. çünkü şampiyonlar liginin yolu da buradan geçiyor.
  • 463
    bu ligin kendisine has bazı özellikleri ve yazılı olmayan kuralları var. bu durum özellikle siyasetin şehir takımlarına doğrudan müdahalesiyle son yıllarda epeyce bir evrimleşti.

    istisnaları dışında 3 büyük takımla maça çıkan rakip takımların planı hemen hemen benzer. bu maçlarda rakip takımların hedfleri büyük takıma puan kaybettirmek. bakın 1 puan almak demiyorum. özellikle puan kaybettirmek tabirini kullanıyorum.

    ana amaçları rakibi zor duruma düşürmek bu takımların. zaten büyük takımdan puan koparan takımlar genelde sonraki haftalarda biraz salarlar. tabi bu mentalite sahada oynanan oyuna da doğrudan yansıyor.

    bizim deplasmanda 3 attığımız olympia takımı dün puan bıraktığımız kayserispor’u 10 maçın 7 tanesinde yener mesela. oysa biz 3 sezondur galibiyet alamıyoruz.

    çünkü aynı kayserispor olympia takımına karşı puan kazanmak için sahaya çıkarken bize karşı yukarda bahsettiğim şekilde puan kaybettirmek üzerine çıkıyor.

    dönelim tekrar sahaya. dün gökhan adlı kasabın zaha’ya yaptığı faul süper ligin yazılı olmayan kurallarından birisi. yeni gelen popüler futbolcuyla dalaş.

    bunun çeşitli versiyonları var. mesela falcao’yu koşarak dirseğine çarpmak suretiyle attırdı bir kasabımız. mustafa muhammed uçarken bir anda kırmızıyı aldırdılar. icardi’nin ilk maçlarından birinde konya kalecisinin yaptıkları? dün de zaha’ya aynı muamele yapıldı. kısacası burası süper lig kardeş diyorlar kendilerince.

    avrupa’da savunma yapılırken topu tekrar kazanmak üzerine kurgu oluşur. genellikle bilinçsiz pres yapılmaz ve alan savunulur. herkes kademlerine dikkat ederek öncelikli olarak pas arasını düşünür. çünkü deli dana gibi basarsanız hücum edecek gücünüz kalmaz. tabi hücum etmek gibi bir derdiniz yoksa o başka. bilin bakalım nerede hücum etmek gibi bir dert yok.*

    zalgris takımının kazması oyewusu’yu izler izlemez herkesin tepskisi aynı oldu. hangi anadolu takımı alacak acaba? nitekim rizespor anlaşmış bile sanırım.

    dünkü maçta da olduğu üzere türkiye’de büyük takımlara karşı futbol değil başka bir şey oynanıyor. büyük takım orta saha çizgisini geçtiği anda düşman mevzilerine saldırır gibi saldırıyorlar. amaç topu kazanmak olmadığı için de faul yapmak en güzel seçeneklerden birisi haline geliyor. ee tabi türk hakemleri gibi anasının karnından düdükle doğan bir hakem grubu da olunca oldu mu sana ballı ekmek kadayıfı.

    mesela şu analizci tayfaya çok gülüyorum. adamlar kafa yoruyor bir ton 4-4-2, 4-3-3, yok işte geçiş oyunu bilmem ne ondan sonra sivas deplasmanında uğur çiftçi gerçeğiyle şok oluyorlar.*

    ülke gibi ligi de irrasyonel yani. o yüzden bir diğer yazılı olmayan kural var zaten. teknik direktörün türk olacak.

    ligde en son şampiyon yabancı hocanın ismini hatırlayan var mı? bu anlayışla olması da imkansız zaten. yukarıda anlattığım sebepler dışında bir etken daha devreye giriyor. basın. tudor da çok matah değildi ama tudor’u neredeyse anasından doğduğuna pişman etmişti bizim basın. herhangi bir türk hocaya tek kelime edemeyen o basın.

    bu ligde büyük takıma karşı bahsettiğimin dışında top oynamaya kalkan takım varsa iki ihtimal görüyorum. ya hocası yabancı ve sistemi çözememiş ya da maçta bir şeyler var.

    ez cümle burada kan var, vahşet var. kan tutan adamların değil savaşan, parçalayan adamların ligi burası.*
  • 315
    şampiyonun, tıpkı geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da siyasi iktidar tarafından belirlendiği sözde lig.

    "üç büyükler şampiyon olmasın, maddi manevi zayıflasınlar ki, ele geçirebilmek için kolay lokma olsunlar" zihniyetinin hüküm sürdüğü zamanlardayız.

    sahada, tribünde, saha dışında, eylemde, söylemde, magandalığın kol gezdiği, sesi fazla çıkanın haklı sayıldığı, uygarlıktan uzak, sportmenlikten uzak, federasyonuyla, siyasetiyle, leş futbol düzenimizde geçen bir sezon daha.

    önceki yıllara kıyasla bu yıl, çok daha leş bir sezondu. skandallar bitmek bilmedi.
    en son bu akşam, sahaya dalan siyaset destekli takımın taraftarları, antalyaspor'lu futbolcuları tartakladı. bunu yapan uygarlık yoksunlarını tebrik etmiyorum, etmeyeceğim.

    bu ligde futbol yok.
    bu ligde adil oyun yok.

    futbol izlemek isteyen ingiltere premier lig'i ya da bundesliga'yı izlemeli.
  • 353
    bu sene elimden geldigince galatasaray maçları dışındaki maçlara da bakmaya çalışıyorum. pür dikkat izlemiyorum belki ama telefon elimde, yatakta uzanırken göz ucuyla bakıyorum. beş hafta sonunda şunu rahatlikla söyleyebilirim ki biraz haksızlık ediyoruz bu lige. çünkü artık bir çok takım hareketli, göze hoş gelen futbol oynuyor. başakşehir'den tiksinirim ama başakşehir, adana demir, beşiktaş, fener, bir nebze trabzon, konya, ve elbette galatasaray. bu akşamki maçta hakemin rezalet yönetimi maçı baltalamayana kadar gayet güzel bir maç izledik. galatasaraylı değil ortalama bir alman vatandaşı olsam ve bu akşamı bu maçı izleyerek geçirsem asla "ne izledim lan ben" demezdim. aksine "haftaya denk gelirse galatasaray'ın diğer maçına da bir göz atayım" derdim. türk futbolunun kanseri geberik futbol anlayışı bu sene -en azından benim şimdiye kadar gözlemlediğim kadarıyla bir hayli değişmiş.

    eğer içindeki mafyatik ve siyasi cerahatler temizlenebilse, bu vasıfsız hakemler defolup yerlerine kaliteli yabancı hakemler gelse, anadolu takımları işin show boyutuna uyanıp her pozisyonda kendini yere atmanın ligin heyecanını öldürdüğünü fark edip bundan vazgec(tiril)se iddia ediyorum avrupanin 5 büyük liginin hemen arkasına yazılabilir. bunları yapınca da zaten hem liginin değeri yükselir, hem de daha iyi futbolcular gelir. güzel bir potansiyeli boşa harcıyoruz.
  • 406
    avrupa hatta dünya futbolunun rehabilite merkezi olması gereken lig. kabul edelim ki ligimiz gerçekten kalitesiz. takım, yönetim, teknik heyet ve taraftar el ele verip mahvediyorlar her şeyi. sahalar kötü ve bakımsız, formalar aşırı kötü, rakip takım otobüsleri taşlanıyor vs. tonla şey yazılabilir.

    rehabilitasyon merkezi olması gereken lig derken neyi kastediyorum peki? dibe vurmuş, serbest düşüşte olan, düşüşe geçen, gözden düşmüş veya performansı alçak irtifada seyreden futbolcular bizim ligimize gelip kendini bulmalı. daha sonra öz güveni yerine gelince de tekrar avrupa arenasında kendine güçlü yer bulabilmeli. işte kulüplerimizin yapması gereken de bu. böyle oyuncular bulup onları parlatıp tekrar dünya piyasasına sunmalılar. icardi’de görüldü ki böyle oyuncuları öyle 7-8 milyon maaşla getirmeye gerek yok. (icardi düşüşte değildi bu arada. sadece psg’de geri plana düştü) arsenal, city, united, chelsea, psg, real, bayern falan böyle futbolcularla dolup taşmış durumda. alacaksın bunlardan oyuncuları sonra parlatıp satacaksın veya tadını çıkaraksın.
  • 564
    simarik bir holding veliahti tarafindan bok cukuruna cevrilmis ulusal turnuva. babasi parasi neyse verip hayati boyunca hic caba sarfetmeden her seyi elde eden beceriksiz oglu icin kupa satin almaya calisiyor, anadolu kuluplerine ucreti mukabilinde istedigi twiti attiriyor. 2023-2024 sezonunun simdiye kadar olan bolumu icin, onun oldu fistik biniyor ustune vuruyor kirbaci diyebiliriz.
  • 259
    küme düşen takımların küme düştükçe düşürmenin kaldırılmasını talep ettiği lig.
    küme düşen takımların abuk sabuk talepleri sonrasında türk futbolunun kurtuluş reçetesi bellidir:
    12 takımlı 8 gruptan 96 takımlı bir lig yapalım. her ilden en az 1 tane olmak üzere ilin nüfusuna göre o ilden belirli sayıda takım katılsın. küme düşme de olmasın. her grubun birincisi üst tura çıksın. kendi aralarında kupa usulü oynasınlar. kazanan şampiyon olsun.
    yeter iyice boku çıktı. tam çıksın bari.
  • 645
    aynı sezon içerisinde oynadığı iki maçta, ligdeki bütün takımları en az 1 defa mağlup eden takımlar ve sezonları şu şekilde olan lig:

    1956-57 - beşiktaş - şampiyon
    1957-58 - beşiktaş - şampiyon
    1958-59 - fenerbahçe - şampiyon
    1960-61 - galatasaray - 2.
    1962-63 - beşiktaş - 2.
    1972-73 - galatasaray - şampiyon
    1975-76 - trabzonspor- şampiyon
    1976-77 - trabzonspor- şampiyon
    1988-89 - fenerbahçe - şampiyon
    2000-01 - fenerbahçe - şampiyon
    2001-02 - galatasaray - şampiyon
    2001-02 - fenerbahçe - 2.
    2004-05 - galatasaray - 3.
    2005-06 - fenerbahçe - 2.
    2009-10 - fenerbahçe - 2.
    2016-17 - başakşehir - 2.
    2022-23 - galatasaray - şampiyon
    2023-24 - fenerbahçe - 2.

    takımlara göre dağılım:

    fenerbahçe: 7 defa (1958-59, 1988-89, 2000-01, 2001-02, 2005-06, 2009-10, 2023-24)

    galatasaray: 5 defa (1960-61, 1972-73, 2001-02, 2004-05, 2022-23)

    beşiktaş: 3 defa (1956-57, 1957-58, 1962-63)

    trabzonspor: 2 defa (1975-76, 1976-77)

    başakşehir: 1 defa (2016-17)
App Store'dan indirin Google Play'den alın