---
alıntı ---
"fatih terim'i galatasaray politikasına sokan fatih terim değil, galatasaray'ı yönetenlerdir. fatih terim'in galatasaray'da kazanmış olduğu kupalar ortada, bu yüzden politika üstü görmek zorundasınız."
"mustafa cengiz'i bu kadar süre görevde tutan, fatih terim'in başarılarıydı."
"mustafa cengiz bu şekilde açıklamalarını devam ettirirse, adnan polat'ın ibrasızlığından daha kötü bir yere gidebilir durumları."
"tavır ve konuşma biçimi, mustafa cengiz'in doğru yolda olduğunu değil, uçuruma giden yolda uçurumun yarısına geldiğini gösterir şekilde. galatasaray'ı da o uçuruma süreklemeye başladılar."
"ailesini dinlemiyorsa bile, galatasaray kayyuma kalır falan bunları geçip, yönetim kurulunda istifa etmeyi düşünen varsa bir an önce onlar da istifa etmeli, varsın galatasaray seçime kadar kayyuma kalsın. galatasaray'a hiçbir şey olmaz."
---
alıntı ---
öncelikle kendisi ile aynı görüşte olduğum sevindim. çünkü kendisi futbol bilgisine ve donanımına güvendiğim bir insan. dile getirdiği şeylere biraz ekleme yapmak istiyorum. sorunun temeli bence terim'in egosundan ziyade başkanların egosu. hoca işine baksın diyorlar ama hocaya sormadan topçu gönderiyorlar sanki futboldan çok anlıyormuş gibi. bu sefer taraftar hocadan yana tavır alınca hoca ile taraftar arasındaki ilişkiyi kıskanmaya başlıyorlar. galatasaray'ın borçlarını sıfırlayıp galatasaray'ı uzaya çıkarmadıkları sürece taraftarın kendilerini değil galatasaray'ın yaşayan efsanesi olan fatih terim'i seçeceğini kabullenseler çok daha sağlıklı bir başkanlık dönemi geçireceklerine inanıyorum. ancak başkanların konsantrasyonu daha ilk şampiyonluktan itibaren imparatoru yenmek mevzusuna yöneliyor. irili ufaklı her gündemde taraftar hocadan yana tavır aldıkça ayarları bozuluyor. mesela herkes arda turan der. ikili arasındaki krizi büyüten olay ozan'ın sormadan satılması, hocanın bunu sabah antremana gelince öğrenmesi ve sözüm var vurgusu yapmasıydı.