braga kentinin takımıdır. 1921'de kurulmuştur.geçen sene sivasspor'u intertoto kupası'nda elemiştir.joao pinto takımın kaptanı ve önemli oyuncularındandır.
an itibariyle porto tarafından darmadağın edilmiştir. *
4
10 mart 2011 braga liverpool maçında aldığı 1-0'lık galibiyet ile bu sezon kendi sahalarında oynadıkları 7. avrupa maçında 6. galibiyete uzanmışlardır. sonuçlardan edindiğimiz diğer ilgi çekici nokta ise galip geldikleri karşılaşmalarda hiç gol yememeleri. tek mağlup oldukları takım ise luce'nin takımı donetsk. ibretlik bir tablo gerçekten.
dünyanın en ters takımı olabilir. özellikle avrupa maçlarında son birkaç yıldır sürpriz sonuçlar alıyorlardı, bu sezon işin bokunu çıkararak uefa avrupa ligi'nde yarı finale kadar geldiler.
göze hoş gelen bir oyunları yok ancak ellerindeki kadro gereği de pek mümkün değil bu. işlerine yarayan skoru yakalayıp rakibe asla gol attırmıyorlar.
en iyi hücum savunma yapmaktır düsturuyla oynayan takım. bi dakika lan, öyle değildi o...
8
15 nisan 2011 de dinamo kievle oynadıkları maç 0-0 bitmiştir, bu sonuçla yarı finale kalmaya hak kazanmışlardır. kimse değinmemiş şaşırdım aşkolsun sözlük.
9
2010/11 sezonu itibari ile 2000 galatasaray'ından esintiler sunmaktadırlar. uefa avrupa ligi'nde finale çıkmak için şimdi önlerinde benfica engeli var.
2010-2011 sezonunda uefa kupasında finale çıkmış portekiz kulübü. yalnız bu kulüp henüz portekiz liginde şampiyonluk görmüş bir kulüp değil, hatta derece bakımından 2009-2010 sezonu dışında ikincilikleri bile yok ama gelin görünki bu sene uefa kupasında finaldeler.
stadyumlarından dolayı belli oranda sempatim vardı kendilerine ama bugün farkettiğim ufak bir detayla birlikte iyiden iyiye pekişmiş oldu bu sempati. * şöyle ki;
iddaa'da bu sezon anamızı ağlatmış takımdır. alt verirsin 20. dakikada üst olur, üst verirsin 0-0 biter, kazanır dersin evinde 3 yer, kaybeder dersin deplasmanda 4 atar. velhasılı kelam; istikrarsız bir takımdır. sanırım avrupa ligindeki başarısını da bu istikrarlı istikrarsızlığına borçludur.**
14
2010-2011 sezonu, uefa avrupa ligi'nde, benfica'yı 2-1'in rövanşında 1-0 yenerek finale çıkmışlar ve kısıtlı kadrolarına rağmen inanılmaz bir iş başarmışlardır, helal olsundur.
yalnız içimi gıcıklayan bir durum var yine de. sürekli yan toplardan gol bulup savunma yaparak bu noktalara geldiler, kendilerini bir kaç sene önce avrupa şampiyonu olan fakat futbol bakımından zevk vermeyen yunanistan milli takımına benzetiyorum ben.
edit: imla
15
2010/11 sezonunda oynadıkları toplam 54 maçta 26 galibiyet, 10 beraberlik ve 19 yenilgi almışlardır. domingos paciencia önderliğinde ligi 4. bitirerek, bu sezon final oynadıkları uefa avrupa ligi'ne katılmaya hak kazanmışlardır.
bu sezon arsenal, liverpool, celtic gibi takımlara üstünlük kurmuş fakat porto'ya diş geçirememişlerdir. porto ile ligde 2 ve uefa avrupa ligi finali'nde oynadıkları toplam 3 maçta 3 yenilgi aldılar.
(rakamlar galibiyet - beraberlik - yenilgi şeklindedir) *lig 30 maç > 13 - 7 - 10 *kupa 5 maç > 3 - 0 - 2 *şampiyonlar ligi 10 maç > 6 - 0 - 4 *uefa 9 maç > 3 - 3 - 3
16
uefada 2. olduklarından sonra futbolcuları epey zırladı. sen finale kadar gel sonra 2. ol. eee tabi herkes galatasaray değil..
17
yağmalanmaya devam eden kulüp. son olarak teknik direktör domingos paciência da gitti.
dünyanin en güzel stadyumlarindan bir tanesine sahip olan kulüp.
20
adı braga ya, o yüzden pek ciddiye alınmıyor bu takım. aslında baktığında baya bi takım. geçen sene de takımdı. sivasspor'la eşleşirken de, bu sene de. carvalhal de bundan şikayetçi olsa gerek, sürekli ''braga saygı duyulması gereken, çok iyi bir takım'' deyip durdu. aslında böyle bir komplimana gerek yok. çünkü adamlar belli. ama isimleri braga olunca işte..yapmak zorunda hissediyorsun. karşındaki takımın adı braga çünkü.
geçen sene tavşanlı linyit olayı da böyle oldu. takım takır takır giderken ne rakipleri, ne medya mühimsedi. tavşanli linyit yea dediler. hepimiz dedik. bir hafta lehlerine bahis yapmadım. yapamadım. sen adı tavşanlı linyit olan takıma bahis yapabilir misin? seni bilmem ama ben yapamam. düşün bir tarafta samsunspor, diğer tarafta tavşanlı linyit. ister istemez elin samsun'a gidiyor.
neyse, sonuç olarak bu takımın en büyük sıkıntısı adı. mesela bir sporting lisbon olsa adları, bugün çok daha iyi bir yerdeydiler.
21
sistem takımlarına zaafım var. kadrolarını açıp bakıyorum, "bekleneni veremeyen"in portekizcesi hugo viana, aydın yılmaz'ın portekiz versiyonu helder barbosa, iki de emekter oyuncu nuno gomes ve kaleci quim. önceden duyduğum futbolcuları bunlardan ibaret. ama o isimsiz oyuncuların oynadığı futbolun dili o kadar ortak ki, bambaşka bir zevk veriyor.
geçen sene uefa finali oynayan bu takımdan 5-6 ilk onbir oyuncusu gitmiş, hocaları gitmiş ama yerlerine gelenler kaba göre şekil alıyor anında ve aynı futbolu izlettiriyorlar. ayağa sağlam paslar, iyi takım savunması ve organize ataklar. kadrodaki bütün oyuncular aynı frekansta. en büyük olay da bu takımdaki bütün oyuncuların maaşını toplasan ricardo quaresma'nın beşiktaş'ta kazandığı parayı anca geçiyordur. saygı duyarken düşüp öldüm.
sosyal medya'da bakıyorum herkes braga çok iyi, manu'dan daha fazla korkulması gereken takım falan demiş kendileri hakkında. ben udinese ile yaptıkları iki maçı da izledim, neye göre bizden iyi olduklarını anlayamadım. öncelikle şunu söylemek istiyorum, udinese benim çok sevdiğim bir takım ama bu adamların kadro kalitesi bizim takımın yarısı kadar desem inanın abartmış olmam. takım oyunu oynadıkları için başarılı oluyorlar ve çok saygı duyulan bir takım. dediğim gibi udinese'nin braga ile yaptığı maçlara göre yorum yapacağım (gayet mantıklı olacak çünkü bizim için bir kıstas). portekiz'de oynanan maçta, udinese sıkı savunma yaptı ve çok yetenekli oyuncuları olmasına rağmen braga ceza sahasının içine giremedi bile. habire uzaktan şut çekerek başarılı olmaya çalıştılar. maç boyunca sanırım 20 tane falan uzaktan şut çektiler ama udinese inanılmaz rahat bir oyun oynadı ve orada ki maçtan 1-1 ile döndü. italya'da oynanan maçta ise tamamiyle komedi durumu hakimdi. bir kere braga avrupa kupaları konusunda udinese'den daha tecrübeli bir takım. udinese 1-0 öne geçtikten sonra izlemeyenler için söylüyorum, sanırım 3 tane falan kaleciyle karşı karşıya kaçırmıştır. hatta bir tanesinde udinese'li oyuncu topa vurmak yerine çimlere vurduğu için golü kaçırdı. braga ise o maçta klasik taktiğini kullanarak uzaktan şut ve duran toplarla pozisyon bulmaya çalıştı. ama bu maçta, portekiz'deki maça göre daha başarılılardı en azından topları kaleyi buldu. zaten udinese 1-0 olduktan sonra ve çok gol kaçırdıktan sonra biraz oyundan düştü, ardından braga çok bastırdı ve golü buldu. evet ikinci maçın hakkı braga'nın olabilir ancak 1. maçı izlemeyenler için bunu söylemek o kadar rahat olmamalı. özet geçecek olursam, eğer disiplinli savunma yaparsak ve iyi bir kalecimiz olduğunu düşünürsek ben 2 maçta da çok zorlanacağımızı düşünmüyorum. bence takımın sert oynaması lazım çünkü braga'da hiç bir futbolcu sert futbol oynamıyor.
24
hakkında "deplasmanına nasıl gidilir, direk uçak var mıdır ?" gibi sorularım olan portekiz temsilcisi. porto'ya 50 km uzaklıktaymış. bursa-mudanya gibi amk.
25
en etkili oyuncusu lima'yı, 4 milyon euro bonservis bedeliyle benfica'ya satmış olan şampiyonlar ligi rakibimiz.