2005 yılına kadar saçma sapan müziklerin yanında, 10 numara
klasik müzik ve
bee-bop dinleyicisi olarak, o yıl katıldığım güruh. tabii öyle saf saf
pure metal başlangıcı yapmadım. direkt hard girdim olaya, bakalım nasıl oluyormuş diyerekten.
power metal dolaylarında takılırken
ill nino ve
flatliners müdavimi oldum kısa zamanda. sonrasında biraz araştırmalar, biraz da dinleyicisi az olsun, benim olsun şeklinde, almanya, isveç, norveç gibi kuzey bölgelerdeki underground metal gruplarına dadandım. hepsi 320 kbps ayarında mp3 formatlı 4 adet dvd çektim kendime. bu sıralarda,
gothic metal,
symphonic metal,
doom metal ile tanıştım. tabii bu süreçte, klasik gitar çalıyor olmanın verdiği gazla, bass gitar'a geçiş yaptım, ve ankarada bazı gruplarda takıldım. sürekli olmadı tabii. zira, müzik grubu diyince alternatif rock ve alternatif metal parçalardan başka çalamayan adamların mezesi oldum. çünkü ben istiyordum ki, grupta soprano ses olsun, keman olsun, piyano olmasa da klavye çalınsın, ne bileyim yan flüt girsin böyle, usul usul sonrasında da bangır bangır
haggard tarzında yardıralım istedim. çok mu şey istedim? hayır. lakin, ne anlar bunlar! o dönemde brutal vocal denemelerim de oldu, ki gayet başarılı olduğumu söyledi çevremdekiler. bass gitar - back vokal tadında takılırken, back vokalde gaza gelip brutal yaptığım ve çok tatlı olan coverlarımız da mevcuttu. ama dediğim gibi pasif adamların yanında olmuyor o tat.
şimdilerde o grupların bulunduğu parçalar, eski bilgisayarımın hard diskinde ve benden çok uzakta. eğer ki, hdd'leri usb ile aktarım konusunda bana ufak da olsa bir bilgi verecek, metal müzik sevdalısı arkadaş varsa, grupları liste halinde gönderebilirim. maalesef eski hevesim yok, bu aralar bırakın metali müzik bile dinleyemez oldum. malum iş-güç, aile, çoluk-çocukla uğraşmaktan. o sebeple, gençler kıymetini bilin gençliğin ve bekarlığın. her türlü doyuma ulaşın. sonrasında aklınızda kalmasın. şahsen ben öyle yaptım ve memnunum.