olumlu anlamda işin abartılmasını galatasaray taraftarı olunması dolayısıyla bir nebze olsun mantıklı karşılasamda, (u: bunda birazda takımın iyi sonucunda keyiften işi hafif espriye vurmak var ki, bırakında bu kadar da olsun be kardeşim, robot değiliz sonuçta) bunun tersinde galatasaray'ı yerin dibine sokmak için olağanüstü çaba sarf eden, galatasaraylı(!) arkadaşların mantığını anlamakta güçlük çekiyorum. kendi takımını yerin dibine sokmaktan ne gibi bir zevk alınıyor, bunu bilmek istiyorum.
örneğin; yok efendim fatih hoca kolpacının tekidir. sabri'ye kaptan, reyiz diyecek hale düştüysek vay halimize. başkan ünal aysal, maçlara gelmeyen, çakma başkan. gibi gibi gibi yorumlardan nefret ediyorum.
bunun adı taraftarlık mı oluyor şimdi? o zaman ben taraftar falan değilim.
(bkz:
eleştirmek adına kendini kasan yazar)