burda sormamız gereken soru şu: bizim için önemli olan ne, bizi ortak paydada buluşturan ne. hepimizin bu soruya vereceği cevap aynı: galatasaray sevgisi. peki galatasaray ne: bir spor klübü. yani eğer ilk sebebe bakarsak, bizi bu platformda buluşturan spor sevgisi. galatasaraylılık, sporseverliğin yan ürünü oluyor bu durumda. spordan daha fazla zevk alabilmek için, çeşitli sebepler yüzünden, mevcut takımlardan birisini destekliyoruz. siz, eğer ''hayır, benim için galatasaray sevgisi futbol sevgisinin önünde gelir'' diyorsanız, ciddi bir yanılgı içindesiniz demektir. galatasarayı olduğu şeyden bağımsız olarak seviyorsanız, atıyorum galatasaray bir gsm şirketi olsaydı da onu sever miydiniz. yok, eğer siz sporseverseniz, insanları sebepsiz bir düşmanlığa iten, kitlelere nefret aşılayan bir olgu gerçekten sevilmeye değer midir?
fener size ne yaptı ki? şimdi fenerbahçe ile ilgili bir sürü olumsuz şey söyleyeceksiniz bana. tıpkı benim size galatasaray hakkında söyleyebileceklerim gibi. evet, fener galatasarayın ezeli rakibi. bu durum bizim spordan daha fazla zevk almamızı sağlıyor. peki neden bu fenerbahçe düşmanlığı?
dünya çapındaki büyük derbilerin neredeyse tamamı politik düzlemde var olan nefretlerin sahalara yansıması. gs-fb rekabetinde ise nefret, bizzat futboldan doğdu. akıl dışılığı görmek o kadar zor mu? en nihayetinde bir oyun olan futbol camiasında, en nihayetinde bir spor klübü olan galatasarayın en büyük rakibi olan fenerbahçe taraftarlarından nefret ediyorsunuz. bir oyun yüzünden hiç tanımadığınız insanların annelerine küfrediyorsunuz.
bir daha soruyorum, sizin asıl amacınız ne? spor aracılığı ile hayatınıza biraz renk katmak mı; yoksa güncel hayatınızdaki ezilmişliğinizi, öfkelerinizi belli bir gruba yönelterek rahatlamak mı?
ekleme: hakaret içeren bir cümlem konusunda beni uyaran
kumandan husamettin'e teşekkürü, sözlük ahalisine özürü borç bilirim