altyapıları genel olarak fena değildir ancak son dönemde hakikaten başarılı isimler -ki zaten çoğu sayılmış- çıkarmışlardır. öte yandan daha futbol hayatlarının prime dönemini görmemiş bu adamların ward-prowse dışında alayını satmışlardır.
öte yandan ingiltere'nin en büyük futbol okulu olup olmadıkları "tartışmasız" bir konu değildir.
öncelikle bu takımın alan shearer, gareth bale ve theo walcott'u ne kadar çıkardıkları tartışılır. alan shearer 1988-1992 yılları arasında soton formasıyla 118 maçta 23 gol atmıştır. 1992 yılında transfer olduğu blackburn'de ise 1996 yılına kadar 138 maçta 112 gol atmıştır. sonrası ile tarihtir zaten. benim gözümde shearer'ın başarısı sotondan ziyade shearer olduğu blackburn'e yazılmalıdır. gareth bale, soton forması ile 17 yaşında sol bek olarak 1 sezonda 40 maça çıkmış, sonrasında 6 sezon forma giyeceği ve rotasyon sol bekliğinden hayvani kanat adamına döndüğü tottenham'a gitmiştir. burada kendisinin çabaları kadar hocalarının da çabaları var dersek, messi gibi topa değdiği an yıldız olmayan ama basamakları yavaş yavaş çıkan bale konusunda kredi tottenham'a verilmelidir. nitekim, uefa şampiyonlar ligi standartlarına göre bale tottenham'ın da altyapısından sayılmaktadır. theo walcott zaten soton 2. ligdeyken 16 yaşında hepi topu 21 maçta forma giymiş, aynı sene arsenal'e transfer olmuştur. gelişimini ve walcott oluşunu soton'a ne kadar borçlu olduğunu oturup tartışırız, tıpkı fabregas'ın ne kadar arsenal ne kadar barça altyapısına sahip olduğunu tartışabileceğimiz gibi.
neyse bunlardan bağımsız konuşalım, yine de azizlerin en iyi altyapı oldukları ciddi anlamda tartışmaya açık bir konudur.
misal veriyorum, wayne rooney, john stones, ross barkley, leighton baines, ryan ledson, jack rodwell, leon osman, tony hibbert, richard dunne, francis jeffers gibi adamları (dikkat ederseniz 15 yıllık bir süreç) çıkartan
everton akademisi (ki geriden ryan ledson geliyor)
class of 92'si ile manchester united,
son yıllara kadar sürekli altyapıdan 1-2 adam çıkartan liverpool
ve lakabı "the academy of football" olan west ham united var. lan bilic'in takımı diyecekler için sadece bir kaçını sayayım çıkardıkları adamların: paul ince, frank lampard, joe cole, michael carrick, john terry, paul konchesky, rio ferdinand ve daha niceleri ( niceleri için bakınız:
https://en.wikipedia.org/...1973.E2.80.932014.29 ),
soton, geçtiğimiz dönem oynadığı ligin de (championship) vermiş olduğu rahatlıkla gençlere forma şansı vermiş (saygı duyulması lazım ne şartlarda olursa olsun) ve bunun sonucunda tartışmasız imrenilecek bir jenerasyon çıkartmıştır. öte yandan yazının başında da söylediğim gibi, etraflarına iyi oyuncular konulduğunda muazzam işler yapabilecek potansiyele sahip çocuklardan oluşan bu jenerasyonu (fm 2014'te şahane) dağıtmayı tercih etmiştir. öte yandan bu jenerasyon dahi bir takım tarafından çıkartılan tartışmasız en iyi jenerasyon değildir.
"tartışmasız" olabilmek için gerçekten bu konuda herkesin tereddütsüz hemfikir olması lazım. ingiltere tarihinin gördüğü en muazzam jenerasyon elbette class of 92'dir (giggs, neville biraderler, beckham, scholes, butt). tartışmasız olan budur.
altyapı sistemi olarak bakarsak muhtemelen burada ödül west ham'a gidecektir.
aktif oyuncular içerisinde ve oyuna etki babında bakmamız halinde ise, burada ödül %99 ihtimalle everton'a gidecektir, zira everton altyapısından çıkan tüm aktif oyuncular bale ve walcott'u saymazsak soton'un adamlarından daha etkili adamlardır.
ha ama koeman reyiz başındayken seviyoruz. altyapı yatırımı tarzını da seviyoruz. bu adamları satmasalar büyük işler yapacaklar ve daha çok sempati duyacağız, orası ayrı.
edit:imla
edit 2: baines ve stones'u çıkartacağımız uyarı turuncusakal'dan geldi. yerlerine eric dier, victor anichebe'yi koyalım.