1
ligin son maçıyla birlikte kazanılan şampiyonluktur.
bu bakımıyla gayet bildiğimiz, yeteri kadar tecrübe ettiğimiz, "anlatılmaz yaşanır!" diyip ısrarı da kıramayarak anlatmaya koyulduğumuz anılar bütünüdür. bu hafta bunlara bir yenisini daha eklemek için sahaya çıkacağız.
oynadığımız son maçtan bu yana uzun uzun konuştum arkadaşlarımla, herkes bir yönüyle dişini sıkıyor, böylesini izlemeyi haketmedik diyordu. neden isyan etmediler, hadi oyuncular etmedi hoca neden izledi soruları peşi sıra dökülüyordu her ağızdan. hatta maçtan sonra azmimertcelik'e bir daha seninle mac izlemeyeceğim de dedim. gurrpegi "ben böyle bir stresi artık kaldıramıyorum, bana müsade!" dedi, kaideyi taciz eden istisna benim desteklediğim takım bu değil, bu takımı tanımıyor ilişkilerimi maslahatgüzar seviyesine indiriyorum dedi, borissimo ne mauro bıraktı ne de icardi...
kasımpaşa maçından sonra fuleliforvet'i aradım, bana "oğlum vinicius golü attığında ağlamaya başladım. elimizde galatasaray da olmasa şu yüzümüzü ne güldürecek tükürdüğümün ülkesinde!" demişti. aynı şekilde hisseden milyon belki de milyonlarca insan olduğundan eminim. hayatlarını öyle ya da böyle galatasaray ile şekillendirmiş, o kültürü kendine şiar edinip hayatında öyle hareket etmiş milyonlar...
bu sene üzülmeyi bize unutturan gözümüzün bebeği galatasaray "hani bu umutsuzluk haresi?" dercesine, adeta son hafta şampiyonluğu anılarını tazeletmek, siz hayırdır demek için bizi tekrar tuttu kolumuzdan buraya getirdi...
bu takımın bize burada yine şarkılarla, kahkahalarla ama daha da önemlisi, öncekilerden farklı olarak, hunharca bir coşkuyu bir kere daha yaşatacağına eminim.
boşuna söylemedik;
'şereftir seni sevmek!'
edit : imla
bu bakımıyla gayet bildiğimiz, yeteri kadar tecrübe ettiğimiz, "anlatılmaz yaşanır!" diyip ısrarı da kıramayarak anlatmaya koyulduğumuz anılar bütünüdür. bu hafta bunlara bir yenisini daha eklemek için sahaya çıkacağız.
oynadığımız son maçtan bu yana uzun uzun konuştum arkadaşlarımla, herkes bir yönüyle dişini sıkıyor, böylesini izlemeyi haketmedik diyordu. neden isyan etmediler, hadi oyuncular etmedi hoca neden izledi soruları peşi sıra dökülüyordu her ağızdan. hatta maçtan sonra azmimertcelik'e bir daha seninle mac izlemeyeceğim de dedim. gurrpegi "ben böyle bir stresi artık kaldıramıyorum, bana müsade!" dedi, kaideyi taciz eden istisna benim desteklediğim takım bu değil, bu takımı tanımıyor ilişkilerimi maslahatgüzar seviyesine indiriyorum dedi, borissimo ne mauro bıraktı ne de icardi...
kasımpaşa maçından sonra fuleliforvet'i aradım, bana "oğlum vinicius golü attığında ağlamaya başladım. elimizde galatasaray da olmasa şu yüzümüzü ne güldürecek tükürdüğümün ülkesinde!" demişti. aynı şekilde hisseden milyon belki de milyonlarca insan olduğundan eminim. hayatlarını öyle ya da böyle galatasaray ile şekillendirmiş, o kültürü kendine şiar edinip hayatında öyle hareket etmiş milyonlar...
bu sene üzülmeyi bize unutturan gözümüzün bebeği galatasaray "hani bu umutsuzluk haresi?" dercesine, adeta son hafta şampiyonluğu anılarını tazeletmek, siz hayırdır demek için bizi tekrar tuttu kolumuzdan buraya getirdi...
bu takımın bize burada yine şarkılarla, kahkahalarla ama daha da önemlisi, öncekilerden farklı olarak, hunharca bir coşkuyu bir kere daha yaşatacağına eminim.
boşuna söylemedik;
'şereftir seni sevmek!'
edit : imla