youtube kanalinin istatistiklerine bakinca abone ve izlenme sayisi
mehmet demirkol ile anlasmalarindan sonra hizla arttigi goruluyor. yani kendileri acisindan mantikli bir ticari hamleydi yaptiklari aslinda. programlarin izlenme sayilari goz onune alindiginda mehmet demirkol'un oldugu yayinlar uzak ere en populer olanlari zaten. uzun sure alternatif bir yayin politikasi surdurmeyi denediler ama
amerikan mutfak disinda ne
tardini bufe ne
londra merkez ne de diger programlar ulastiklari nis kitleyi buyutmeyi basaramadi.
kabul edelim internet kullananlara oranladigimizda bir avuc diyebilecegimiz insan disinda
emre özcan'in detayli futbol analizleriyle veya londra merkez'deki goygoyla eglenmiyor kimse. turk insaninin istedigi
mehmet demirkol'un yillarca televizyonda yaptigi provakatif muhabbet. yeni neslin tek farki buna bilgisayarlarindan istedikleri zaman ulasmak istemeleri. mehmet demirkol transferiyle socrates bu kitleye ulasmayi basardi.
dedigim gibi mehmet demirkol socrates icin basarili bir hamle oldu, biz eski takipcileri icin ise aslinda degisen bir sey olmadi cunku internetin guzelligi isteyen istedigi icerigi takip ettigi icin mehmet demirkol'a istemeyen kimse maruz kalmiyordu. ancak
hande sümertaş mevzusunda tamamen cuvalladilar. bilerek ya da bilmeyerek yurutulen linc kapmanyasina destek verip daha sonra net bir ozur bile dilemeden sacmasapan aciklamalarla aslinda kendilerinin bir sucu olmadigi ve haksiz yere elistirildiklerini anlatmaya calistilar. kafalarini kuma gommeye calissalar da bu olayda en buyuk pay sahiplerinden biri socrates dergi oldu maalesef.
can öz denen samimiyetsizlik timsali adam degil ama
caner eler ile
onur erdem'in bu olayda takindiklari tavirla ise buyuk hayalkirikligi oldu bende. bugun yaptilari gibi lafi eveleyip gevelemeden, cikip net bir ozur dilemedikleri surece ben de kendilerini takibi birakiyorum.