1
hürriyet gazetesi kalemşörlerinden biridir. bugün * yapmaya çalıştığı analizle(!) harikulade bir oksimoron örneği vermiştir.
efendim neymiş bugün ele aldığı konu; "gs en başarılı iken fb neden 1 numara?". hazretleri bir de yorum yapmış kendince; "herkes farkında ama ilk söyleyen ben olayım". yahu bu gazetede hakikaten bir editör yok herhalde, çünkü yazının devamında da "bu tamamen benim görüşümdür, tarih, istatistik filan yapmadım, sadece gözlem yaptım" demektedir. biz öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, sadece gözlem yaparak yani bilgi sahibi olmadan fikrini zikreden insanlar bu memlekette prim yapıyor.
şu adamın adını, o aptal başlığı koyup bir 24 punto kırmızı harflerle süslemese farketmeyecektim bile. yani düşün ki sevgili sözlük, adam "hit" almak için nasıl bir başlık seçmiş, "nasıl bir "fishing" yapmış. okuyan her fenerbahçe taraftarı gelecek, benim gibi "ne zırvalıyor lan bu?" diyen galatasaraylılar da gelecek, "lan her ortamda bunlar var da neden bizim adımızı koyan yok?" diyen beşiktaşlı taraftarlar da gelecek. ayrıca aslında sonda söylemesi gerekeni başta söyleyerek bir de prim yapacak, "aman ha, bak bu kendi gözlemim yazıyı da ona göre okuyup dellenmeyin" mesajını vermiş olacak. böyle gazeteciliği ben de yaparım, basın kartım olmasa da olur zaten!
efendim neymiş yaslandığı şeyler; "hababam sınıfının fenerbahçeli oluşu", "hababam sınıfına nazire yapan kızlar grubunun da galatasaraylı oluşu", rahmetli kemal sunal'ın oynadığı "gol kralı" ve ilyas salman'ın oynadığı filmde de fenerbahçe adlarının geçmesi imiş. dikkat etmeliymişiz, o tarihlerde trabzonspor fırtınası esiyormuş üstelik. yani yiğidi öldürüp hakkını yemeyelim az-buz bir araştırma yapılmış, google sağolsun.
adı geçen zatı-muhterem yine bir google haberciliği ile galatasaray'ın başarılarına da yer vermiş fakat ne gariptir ki, yaz yaz bitirememiş ve de hakkını vermiş, tabi bir paragraf üstte "ülkenin tartışmasız en meşhur takımı" diye lanse ettiği fenerbahçe'yi onore edip galatasaray'ı ayrı tutamayacağı için "ülkenin en başarılı takımı" demiş.
yazısının içinde o kadar birbiriyle çelişen nokta varki, arada doğru söylemeye ve demokratik olmaya çalıştığı yerlerdeki inandırıcılığını da yitiriyor.
elbette bu sayfalarda rakibimizin "en meşhur" galibiyeti de yer buluyor sevgili sözlük. lakin 7 kişi zaferinden veya rakibin en has oyuncuları sakatken, stada gelemiyorken yapılan dostluklardan bahis yok! çünkü biliniyor ki bunlar prim yapmıyor. zira daha birkaç gün önce derby oynandı ve manşetten "dostluk" mesajı veren gazetelerin hepsinin tirajı çakıldı. zira biz kaostan beslenen bir milletiz.
galatasaray rakibi ile alay etmez. galatasaray kazansa da kaybetse de her zaman vakurdur. "başkalarının hocaları" atılan her ne ise kafasına isabet bile etmemişken ve dönemin başbakanının "ne oldu yani adam mı öldü" diye alay ettiği yerlerde tıpkı gerets'in başındaki kan * gibi, ayakta kalmayı; ya da kulağının dibinde ses bombası patlamış ve yine bir hezimete ramak kalmışken "atmosfer o kadar güzeldi ki, kendimi yere bırakamazdım" diyebilen hakiki centilmenlere * sahiptir bu takım.
yazının bir kenarında o tarihlerde akıtılan paradan bahsediliyor. bunu sanıyorum aklı başında olan herkes bilir ki, o dönemlerde yapılan filmlerde para söz konusu olmazdı. çünkü bu ülkenin yetişdirdiği cüneyt arkın'lar, aydemir akbaş'lar, ilyas salman'lar adı geçen filmlerden para kazanmış değillerdir. sinemadan para kazanmak belki son 10 yılın gerçeği olabilir.
durum böyleyken, arkamızda bir lise ağırlığı ve asaleti varken (liseli değilim, liseci hiç değilim, ben alaydan galatasaraylıyım sevgili sözlük), "yatak odama" kamera sokmuyorum diye ve sadece "yedinci sanat" üzerinden marka analizi yapıyorsak, şu anda üzerine oturmakta olduğum organımla gülerim ben buna arkadaş!
marka analizini yapmak böyle adamlara kadar düştüyse, vay benim üniversitelerimde pazarlama "marketing" okuyan gençliğime!
(bkz: ya ben lan neyse bişey demiyorum)
adı geçen zırva (hadi emeğine yine de saygısızlık etmeyeyim);"deneme çalışması" için,
--- alinti ---
http://www.hurriyet.com.tr/...azarlar/11541384.asp
--- alinti ---
not: basın-yayından sorumlu devlet bakanımız sevgili s3th renktaşıma havale ediyorum ben bu adamı, muhtemelen gereğini yapacaktır.
efendim neymiş bugün ele aldığı konu; "gs en başarılı iken fb neden 1 numara?". hazretleri bir de yorum yapmış kendince; "herkes farkında ama ilk söyleyen ben olayım". yahu bu gazetede hakikaten bir editör yok herhalde, çünkü yazının devamında da "bu tamamen benim görüşümdür, tarih, istatistik filan yapmadım, sadece gözlem yaptım" demektedir. biz öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, sadece gözlem yaparak yani bilgi sahibi olmadan fikrini zikreden insanlar bu memlekette prim yapıyor.
şu adamın adını, o aptal başlığı koyup bir 24 punto kırmızı harflerle süslemese farketmeyecektim bile. yani düşün ki sevgili sözlük, adam "hit" almak için nasıl bir başlık seçmiş, "nasıl bir "fishing" yapmış. okuyan her fenerbahçe taraftarı gelecek, benim gibi "ne zırvalıyor lan bu?" diyen galatasaraylılar da gelecek, "lan her ortamda bunlar var da neden bizim adımızı koyan yok?" diyen beşiktaşlı taraftarlar da gelecek. ayrıca aslında sonda söylemesi gerekeni başta söyleyerek bir de prim yapacak, "aman ha, bak bu kendi gözlemim yazıyı da ona göre okuyup dellenmeyin" mesajını vermiş olacak. böyle gazeteciliği ben de yaparım, basın kartım olmasa da olur zaten!
efendim neymiş yaslandığı şeyler; "hababam sınıfının fenerbahçeli oluşu", "hababam sınıfına nazire yapan kızlar grubunun da galatasaraylı oluşu", rahmetli kemal sunal'ın oynadığı "gol kralı" ve ilyas salman'ın oynadığı filmde de fenerbahçe adlarının geçmesi imiş. dikkat etmeliymişiz, o tarihlerde trabzonspor fırtınası esiyormuş üstelik. yani yiğidi öldürüp hakkını yemeyelim az-buz bir araştırma yapılmış, google sağolsun.
adı geçen zatı-muhterem yine bir google haberciliği ile galatasaray'ın başarılarına da yer vermiş fakat ne gariptir ki, yaz yaz bitirememiş ve de hakkını vermiş, tabi bir paragraf üstte "ülkenin tartışmasız en meşhur takımı" diye lanse ettiği fenerbahçe'yi onore edip galatasaray'ı ayrı tutamayacağı için "ülkenin en başarılı takımı" demiş.
yazısının içinde o kadar birbiriyle çelişen nokta varki, arada doğru söylemeye ve demokratik olmaya çalıştığı yerlerdeki inandırıcılığını da yitiriyor.
elbette bu sayfalarda rakibimizin "en meşhur" galibiyeti de yer buluyor sevgili sözlük. lakin 7 kişi zaferinden veya rakibin en has oyuncuları sakatken, stada gelemiyorken yapılan dostluklardan bahis yok! çünkü biliniyor ki bunlar prim yapmıyor. zira daha birkaç gün önce derby oynandı ve manşetten "dostluk" mesajı veren gazetelerin hepsinin tirajı çakıldı. zira biz kaostan beslenen bir milletiz.
galatasaray rakibi ile alay etmez. galatasaray kazansa da kaybetse de her zaman vakurdur. "başkalarının hocaları" atılan her ne ise kafasına isabet bile etmemişken ve dönemin başbakanının "ne oldu yani adam mı öldü" diye alay ettiği yerlerde tıpkı gerets'in başındaki kan * gibi, ayakta kalmayı; ya da kulağının dibinde ses bombası patlamış ve yine bir hezimete ramak kalmışken "atmosfer o kadar güzeldi ki, kendimi yere bırakamazdım" diyebilen hakiki centilmenlere * sahiptir bu takım.
yazının bir kenarında o tarihlerde akıtılan paradan bahsediliyor. bunu sanıyorum aklı başında olan herkes bilir ki, o dönemlerde yapılan filmlerde para söz konusu olmazdı. çünkü bu ülkenin yetişdirdiği cüneyt arkın'lar, aydemir akbaş'lar, ilyas salman'lar adı geçen filmlerden para kazanmış değillerdir. sinemadan para kazanmak belki son 10 yılın gerçeği olabilir.
durum böyleyken, arkamızda bir lise ağırlığı ve asaleti varken (liseli değilim, liseci hiç değilim, ben alaydan galatasaraylıyım sevgili sözlük), "yatak odama" kamera sokmuyorum diye ve sadece "yedinci sanat" üzerinden marka analizi yapıyorsak, şu anda üzerine oturmakta olduğum organımla gülerim ben buna arkadaş!
marka analizini yapmak böyle adamlara kadar düştüyse, vay benim üniversitelerimde pazarlama "marketing" okuyan gençliğime!
(bkz: ya ben lan neyse bişey demiyorum)
adı geçen zırva (hadi emeğine yine de saygısızlık etmeyeyim);"deneme çalışması" için,
--- alinti ---
http://www.hurriyet.com.tr/...azarlar/11541384.asp
--- alinti ---
not: basın-yayından sorumlu devlet bakanımız sevgili s3th renktaşıma havale ediyorum ben bu adamı, muhtemelen gereğini yapacaktır.