a b a r t m a y ı n
yeni bi geyik başladı, robin van persie ile ilgili. ölüsü bile 16 gol atıyormuş. iyi güzel hoşta kime hangi durumda atıyorsun. yani, lig bittikten sonra istersen gençlere 5 salla kime ne faydası var. anca
istatistik kağıdın güzel gözüksün.
bu arada, gerçekten bakalım bu gollerin kaçı kimlere.
rize: 1
bursa: 1
beşiktaş: 1
mersin: 2
sivas: 1
es-es: 1
antalya: 1
kasımpaşa: 1
kayseri: 2
trabzon: 1
antep: 2
gençler: 2
12 takıma gol atmış. 6 takıma gol atamamış. az çok takımların durumunu görebilecek kadar türkiye ligi izliyorum. kusura bakmayın da yukarıda işaretlediğim takımlara fenerin ve ya van persie'nin gol atması için ölüsü ve ya dirisi gerekmez.
lig bitmiş, gençlere iki sallamış. trabzon'a fener'in attığı iki golü de halı sahada yemezsin. gücü olmayan antep'e 2 atmış. gücü olmayan es-es'e 1, defans özürlü sivas'a 1 atmış. ölmüş mersin'e 2 atmış. bana göre 11 golü ama hadi sırf güzellik için 8 golü bir şey ifade etmiyor.
şimdi dönelim sinan'a. neden bunları yazdım ben? dostlar abartmayın yazık günah yahu. bir genç oyuncuya yapılabilecek kötü bir şeyi yapıyoruz şu an ve ben endişeleniyorum. bakın ben sinan'ı gayet seviyorum. istatistik kağıdına bakım karar verecek halim yok. oynadığı oyunu görüyorum ve benim nezdimde gelecek sene 11'in bir parçası olmalı. bunların hepsine tamam ben de katılıyorum. bu performans artışından dolayı mutlu olmamız lazım ve hatta kutlamalıyız.
ancak 5 gol attı bu sene. 3'ü son maçta. 2 tanesi ya kaleciye çarptı girdi ya da defans oyuncusuna çarpıp girdi. kutlama, tebrik, hayal, planlarda yer verme hepsine tamam... ama birisine ulaşmadığı yerlerdeymiş gibi kabul edersek her zaman yaptığımız gibi yine genç ve potansiyelli birini kaybedebiliriz.