1
toplam para ödülü 700.000 pound, birincilik para ödülüyse 150.000 pound olan, ekonomik olarak tatmin edici sıralama turnuvası. kazandığınız anda ortalama bir ev ve ikinci el arabayı garantiliyorsunuz. bir turnuva daha kazanıp 2. evi alıp kiraya versek, oğlanı da bir devlet dairesine soksak... neyse.
2016'da turnuvayı kendi memleketinde ding junhui kazanmıştı, çok da mutlu etmişti. ding'i bir şeyleri kazanırken görmek beni mutlu ediyor. turnuvaya dönersek, finalist de 75.000 pound kazanıyor. diğer para ödülleri de fena değil.
2017 senesinde çarşının ufaktan karışmaya başladığı turnuvadır aynı zamanda.
elemelerde snooker masalarının "tatsız bir fotoğraf" yüzü rory mcleod, ilk eleme maçında klasını konuşturarak rakibini 5-4 ile geçince bir tuhaflık olacağını sezmiştim.
ilk eleme turunda en sevindiğim nokta ursenbacher'in john higgins'ten 2 frame alabilmesiydi.
ryan day'in tanımasam da çinli rakibine kaybetmesi beni şaşırttı. yahu ryan day kesinlikle kötü bir snooker oyuncusu değildi. uzun boyu sayesinde de yeteneğinden üstün snooker oynardı. tuhaf.
elemelerde iki frame veren mark selby hafif sallanıyor mu dedim ama o da şu ana kadar iyi geldi.
ayın 14'ünde judd trump'ın maçı vardı. alfred burden parlak bir snooker oyuncusu olmasa da judd kendisini masadan 5-0 ile sildi süpürdü. gerçekten güzel bir snooker oynadı.
john higgins, sadece bir maçını yarım yamalak izlediğim ian preece'i 5-1 ile devirdi, bu şaşırılacak bir skor değil. higgins güzel de snooker oynadı. oyunu her zamanki gibi çok yönlü ve keyif vericiydi.
joe perry, matthew selt'i 5-1 ile geçti. bu şaşırtıcı oldu benim açımdan. 5-3 gibi bir skor beklerdim ben. çok tek taraflı bir oyun oldu.
marco fu ve luca brecel de rakiplerini 5-0 ile geçti. brecel'in rakibi matthew stevens'tı bu arada. kendisi çok da kötü bir oyuncu değildir. brecel'i tebrik etmek gerek.
finallerin hector cuper'i ali carter, kaktıra kaktıra 5-3 yendi rakibini. bu maçı ben izleyemedim, babam izledi. hamza'nın galatasaray'ı gibi dedi maç için.
ve gelelim büyüye. rory mcleod, tuhaf bir şekilde stephen maguire'dan tamı tamına 4 frame aldı ancak 5-4 yenildi. yani stephen'ı da geçse herhalde evine kadar yürürdü mutluluktan. rory'nin buraya kadar gelişinden tuhaf olanı, steph'ten 4 frame alması. şampiyon mu olacaksın ulan?
çeyrek finallerde bana kalırsa iki kaliteli maç var. o'sullivan-hawkins, higgins-wenbo.
o'sullivan kazanırsa selby-mark maçı galibiyle oynar. oradan selby çıkarsa, bir ronnie-selby maçı görebiliriz gibi.
güzel bir turnuva olmakta.
turnuvanın sürprizi rory mcleod,
turnuvanın gizli favorisi judd,
turnuvanın bence kazananı selby olacak.
turnuvanın dramatik olayı da higgins'ten geldi. 147 böyle kaçar mı be usta. halbuki topu yürütüp maviye kalsan, maviden sonra da bir kısa bantla ilerlesen pembeye kalırdın...
2016'da turnuvayı kendi memleketinde ding junhui kazanmıştı, çok da mutlu etmişti. ding'i bir şeyleri kazanırken görmek beni mutlu ediyor. turnuvaya dönersek, finalist de 75.000 pound kazanıyor. diğer para ödülleri de fena değil.
2017 senesinde çarşının ufaktan karışmaya başladığı turnuvadır aynı zamanda.
elemelerde snooker masalarının "tatsız bir fotoğraf" yüzü rory mcleod, ilk eleme maçında klasını konuşturarak rakibini 5-4 ile geçince bir tuhaflık olacağını sezmiştim.
ilk eleme turunda en sevindiğim nokta ursenbacher'in john higgins'ten 2 frame alabilmesiydi.
ryan day'in tanımasam da çinli rakibine kaybetmesi beni şaşırttı. yahu ryan day kesinlikle kötü bir snooker oyuncusu değildi. uzun boyu sayesinde de yeteneğinden üstün snooker oynardı. tuhaf.
elemelerde iki frame veren mark selby hafif sallanıyor mu dedim ama o da şu ana kadar iyi geldi.
ayın 14'ünde judd trump'ın maçı vardı. alfred burden parlak bir snooker oyuncusu olmasa da judd kendisini masadan 5-0 ile sildi süpürdü. gerçekten güzel bir snooker oynadı.
john higgins, sadece bir maçını yarım yamalak izlediğim ian preece'i 5-1 ile devirdi, bu şaşırılacak bir skor değil. higgins güzel de snooker oynadı. oyunu her zamanki gibi çok yönlü ve keyif vericiydi.
joe perry, matthew selt'i 5-1 ile geçti. bu şaşırtıcı oldu benim açımdan. 5-3 gibi bir skor beklerdim ben. çok tek taraflı bir oyun oldu.
marco fu ve luca brecel de rakiplerini 5-0 ile geçti. brecel'in rakibi matthew stevens'tı bu arada. kendisi çok da kötü bir oyuncu değildir. brecel'i tebrik etmek gerek.
finallerin hector cuper'i ali carter, kaktıra kaktıra 5-3 yendi rakibini. bu maçı ben izleyemedim, babam izledi. hamza'nın galatasaray'ı gibi dedi maç için.
ve gelelim büyüye. rory mcleod, tuhaf bir şekilde stephen maguire'dan tamı tamına 4 frame aldı ancak 5-4 yenildi. yani stephen'ı da geçse herhalde evine kadar yürürdü mutluluktan. rory'nin buraya kadar gelişinden tuhaf olanı, steph'ten 4 frame alması. şampiyon mu olacaksın ulan?
çeyrek finallerde bana kalırsa iki kaliteli maç var. o'sullivan-hawkins, higgins-wenbo.
o'sullivan kazanırsa selby-mark maçı galibiyle oynar. oradan selby çıkarsa, bir ronnie-selby maçı görebiliriz gibi.
güzel bir turnuva olmakta.
turnuvanın sürprizi rory mcleod,
turnuvanın gizli favorisi judd,
turnuvanın bence kazananı selby olacak.
turnuvanın dramatik olayı da higgins'ten geldi. 147 böyle kaçar mı be usta. halbuki topu yürütüp maviye kalsan, maviden sonra da bir kısa bantla ilerlesen pembeye kalırdın...