2
sezon öncesi taraftarlar için gerçekten bulunmaz bir nimetti. genellikle de giriş beleş olurdu. aktivitede türküler şarkılar söylenir, kurbanlar kesilir, futbolcuların alnına kan sürülür, yeni transferler ve takım taraftarla tanıştırılır, ya kendi aralarında ya da rakip bir takımla hazırlık maçı oynanırdı.
çok net hatırladığım sezon açılışı ise 1995-1996 sezonuna aittir. graeme souness önderliğinde yeni bir takım kuran galatasaray, kadrosuna dean saunders, barry venison, brad friedel ve mike marsh gibi oyuncuları katmış ve bu flash transferleri görsel bir şova dönüştürmek için sami yen'de sezon açılışı düzenlemişti. biz de yeni oyuncuları görmek için sezon açılışında sami yen'deki yerimizi almıştık. futbolcular, isimleri teker teker anons edilerek sahaya davet edilmişti. hatta yeni transferlerimizin hepsi ellerinde koskocaman bayraklarla sahaya çıkmış ve bayrağı dalgalandıra dalgalandıra orta sahaya kadar koşmuşlardı. zannediyorum ki bu uygulama graeme souness'a ulubatlı olma yolunda en büyük ilhamı vermişti. o sezon açımızdan iyi geçmese de, kadıköy'e bayrak dikilmiş ve türkiye kupası ellerimizde havalanmıştı.
ayrıca ertesi sezon sezon açılışı olmamıştı ama fatih terim ve hagi önderliğindeki kadro sezonu uğur tütüneker'in jübilesiyle açmıştı. sezonun sami yen'deki ilk resmi maçı ise güneşli ve güzel bir ağustos akşamüstü trabzonspor'la oynanmış* bizler de gerçek manada comandante hagi ile tanışmıştık. itiraf edeyim ki; kalede hayrettin olduğundan frikiklerde hami her topun başına geçtiğinde 15-20 saniye civarında nefeslerimizi tutmuştuk. o gün frikik deyince aklımıza sadece hami gelirdi, fakat o günden sonra frikiğin adı hep gheorghe hagi olarak anıldı. *
(bkz: giderek başlıktan kopan entry)
uzun lafın kısası; futbolun endüstriyelleşmesi bu tarz güzel adetleri de beraberinde yutmuştur. zira günümüz futbolunda kulübe para kazandırmayacak her şey angaryadır.
çok net hatırladığım sezon açılışı ise 1995-1996 sezonuna aittir. graeme souness önderliğinde yeni bir takım kuran galatasaray, kadrosuna dean saunders, barry venison, brad friedel ve mike marsh gibi oyuncuları katmış ve bu flash transferleri görsel bir şova dönüştürmek için sami yen'de sezon açılışı düzenlemişti. biz de yeni oyuncuları görmek için sezon açılışında sami yen'deki yerimizi almıştık. futbolcular, isimleri teker teker anons edilerek sahaya davet edilmişti. hatta yeni transferlerimizin hepsi ellerinde koskocaman bayraklarla sahaya çıkmış ve bayrağı dalgalandıra dalgalandıra orta sahaya kadar koşmuşlardı. zannediyorum ki bu uygulama graeme souness'a ulubatlı olma yolunda en büyük ilhamı vermişti. o sezon açımızdan iyi geçmese de, kadıköy'e bayrak dikilmiş ve türkiye kupası ellerimizde havalanmıştı.
ayrıca ertesi sezon sezon açılışı olmamıştı ama fatih terim ve hagi önderliğindeki kadro sezonu uğur tütüneker'in jübilesiyle açmıştı. sezonun sami yen'deki ilk resmi maçı ise güneşli ve güzel bir ağustos akşamüstü trabzonspor'la oynanmış* bizler de gerçek manada comandante hagi ile tanışmıştık. itiraf edeyim ki; kalede hayrettin olduğundan frikiklerde hami her topun başına geçtiğinde 15-20 saniye civarında nefeslerimizi tutmuştuk. o gün frikik deyince aklımıza sadece hami gelirdi, fakat o günden sonra frikiğin adı hep gheorghe hagi olarak anıldı. *
(bkz: giderek başlıktan kopan entry)
uzun lafın kısası; futbolun endüstriyelleşmesi bu tarz güzel adetleri de beraberinde yutmuştur. zira günümüz futbolunda kulübe para kazandırmayacak her şey angaryadır.