aynen sabri sarıoğlu'na karşı olduğu gibi çabasına, iyi niyetine ve galatasaraylılığına lafımın olmadığı fakat yetersiz olduğu gibi yeterli olmak için de pek bir şey yapmıyormuş gibi gözüken oyuncumuz.
evelallah galatasaray'da başarı esastır. athletic bilbao falan olmadığımız için de illa evlatlarımız oynayacak diye bir kaide yok. gönül ister ki kalede eray, geride sabri, uğur uçar, semih, ferhat öztorun; kanatlarda aydın ve arda vs. başarıdan başarıya koşalım ama yok öyle bir dünya ne yazık ki... kaldı ki biz zaten aman aman bir sisteme sahip olmadığımız için "evlat" pozisyonundaki oyuncuların vurdumduymaz ve tembel zihniyeti de işi iyice zora sokuyor.
mesela sabri sahada varını yoğunu ortaya koyuyor ama kapasitesi o kadar olduğu gibi "ya ben bu kapasiteyi arttırayım" diye saha dışında bir kez bile ekstra çalıştığını sanmıyorum, haliyle gençlikle bir kapasite de git gide sıfıra yakınsıyor. semih'te de aynı durum söz konusu, git gide hantal, semirmiş ve kartondan "reis" birine dönüşüyor.
ulan ben semih kaya olsam her gün stoperlik kursuna gider, ne bileyim dünyaca ünlü yıldızlarla görüşür sürekli çalışırdım. mesela
burak yılmaz 2012-2013 sezonunda ismi verilmemiş bir eski golcümüzle antrenman sonrası düzenli olarak kafa topu çalışmış ki o sezon çok etkili kafa golleri atmıştı sonra hepsi gerilemişti. keza
selçuk inan'ın sarı adamlarını da hurdacıya verdik sanırım, frikikleri eskisi kadar etkili değil ve şutları falan da yok oldu gitti... sahi semih boş zamanında ne yapar? mangal mı yapıyor, namaz mı kovalıyor, balık mı tutuyor? ne yapıyorsa yapıyor da sanki pek çalışmıyor yani en başta fizik olarak durum kabak gibi ortada...
(bkz:
eyvallah kardeşim)
:(