galatasarayımızın dip yaptığı 2010-2011 sezonundan sonra boş durumda ve ülkenin diğer büyükleri peşinden koşarken kulübümüze gelmiş futbolcu.
o transfer sezonunu dün gibi hatırlıyorum, berbat bir sezondan sonra elmander ile anlaşmıştık. hatta fatih terim istemeden alındı gibi haberler falan dolaşıyordu. ujfa, reyes, forlan, drogba gibi dünya adamla ilgileniyorduk. ama benim gibi fanatik galatasaraylı ev arkadaşımla dört gözle beklediğimiz transfer selçuk'tu. bize geldiği haberini okuyup mutluluktan zıplaya zıplaya arkadaşıma söylemeye gittiğimi hatırlıyorum. kritik bir son dakika golüne sevinir gibi sevinmiştik.
sonraki iki sezon tam istediğimiz, beklediğimiz performansı gösterdi kendisi. sonrasında da iyi maçları da oldu kötüleri de, çoğu kişinin aksine ben formaya ihanet peşinde olduğunu düşünmedim hiçbir zaman.
sneijder ve drogba'nın kallavi sözleşmelerinin de katkısıyla, galatasaray'a geldiği sezondan beri en kötü sezonunu geçirdiği 2013-2014 sezonu sonunda 5 yıllık bol garantili bir sözleşme imzaladık kendisiyle. o zaman yönetime kızdığımı hatırlıyorum. daha 2 senesi olan adama zam yapmak için böyle 5 yıllık riskli bir sözleşmeye gerek yoktu.
sonrasında soğudum kendisinden, kadroda olmadığı zaman mutlu oluyordum. ama ne zaman oynamasa galatasaray daha kötü oluyordu, bırakın kötü haline dengini, kötü halinin alternatifini bile bulamadık kaç yıldır. o olmadığı zaman takım ne yapacağını şaşırıyordu. bu sene çok iyi bir takım kurduk. burada cenk ergün ve igor tudor'a şükranlarımı sunuyorum. yıllarca yapılan kötü kadro mühendisliğinin en büyük mağduru selçuk oldu. ayağına top isteyen durağan adamlara servis yapmaya çalıştı, olmadı. 2011-2012 sezonundaki performansı genel olarak melo'ya bağlandı ama o sene ortasahaya büyük destek sağlayan emre çolak, engin baytar ikilisi görmezden gelindi. sürekli arayan mücadele eden, selçuk'a pas opsiyonu olan iç kanat oyuncuları vardı. yerlerine alınan hiçbir adamdan verim alamadık, saha içinde de suçlu selçuk'u bulduk.
`
14 ekim 2017 konyaspor galatasaray maçı performansından dolayı anlatmıyorum bunları, maçı kız arkadaşımın triplenmesi yüzünden izleyemedim bile. epeydir yazacağım ama okur olduğumdan yazamıyorum. son 3 sezon performansından genel olarak memnun değilim ben de. çok daha iyisini yapabileceğini düşünüyorum, ama bunda tek sorunlu selçuk değil. bir transfer sezonuyla takımın çehresinin nasıl değiştiğini hepimiz gördük. 3 yıldır sorunu sadece selçuk'ta ve hocalarda aradık. ama takım çöptü. geçen seneki takımdan selçuk'u çıkar fernando'yu koy 3. bitirirdi belki. fenerbahçe'nin sorunu da bu şu anda, o hoca gidiyor bu hoca geliyor herkes hocaya
ozan tufana
hasan ali kaldırıma kızıyor. senin takımının bir mantalitesi yok. bir adamla düzelecek, bozulacak bir şey değil futbol. selçuk üç senedir kötüydü, ama galatasaray'ın kötü olmasının ana nedeni değildi.
hakkında oluşan bu nefret beni üzüyor, bu adam baba gibi 3 şampiyonluğun en önemli aktörlerinden birisi belki de en önemli aktörü. benim gözümde galatasaray'ın efsanelerinden. umarım yeni kadroda kendine yer bulur ve hepimiz için kendisini tekrar ispat eder. bu arada sözleşmesinde bir revize yapılıp taraftar tepkisinin minimuma indirilmesi hem selçuk hem yönetim tarafında atılacak en önemli adım olur. umarım gelecek günlerde bunu görürüz.